Bu Zulüm Daha Ne Kadar Sürecek? Çin’deki Falun Gong Uygulayıcıları Gözaltı, İşkence, Çalışma Kampı ve Yasadışı Organ Ticaretine Maruz Kalıyor

Falun Gong uygulayıcıları 24 Nisan 2016 tarihinde, New York’taki Çin Konsolosluğu önünde her sene ve dünyanın çeşitli yerlerinde olduğu gibi, Çin hükümeti tarafından zulüm gören ve hayatını kaybeden Falun Gong uygulayıcılarının anısına mum ışığı eşliğinde toplandılar ve sessizce zulmü kınadılar. (Fotoğraf: The Epoch Times)
Falun Gong uygulayıcıları 24 Nisan 2016 tarihinde, New York’taki Çin Konsolosluğu önünde her sene ve dünyanın çeşitli yerlerinde olduğu gibi, Çin hükümeti tarafından zulüm gören ve hayatını kaybeden Falun Gong uygulayıcılarının anısına mum ışığı eşliğinde toplandılar ve sessizce zulmü kınadılar. (Fotoğraf: The Epoch Times)

25 Nisan 1999 tarihinde gerçekleşen barışçıl bir eylemi bahane eden hükümet, 17 senedir Falun Gong’a karşı iftira ve yalan propagandasını yürütüyor ve Falun Gong uygulayıcılarına zulüm yapıyor. 

Dünya kamuoyu ve uluslararası toplum 25 Nisan 1999 tarihinde, büyük bir ilgiyle 10.000 Falun Gong uygulayıcısının barışçıl eylemine tanıklık etti. 

Aynı Rejim, 4 Haziran 1989 tarihindeki Tiananmen katliamının da sorumlusuydu. O günlerde, bu Rejim tank ve silahlarla, kendi halkının haklı demokrasi talebini kana boğmuştu. 4 Haziran 1989 Tiananmen katliamından sonra, ülke siyasi sessizliğe büründü ve bu sayede rejim 10 sene daha iktidarda kaldı. Jiang Zemin Tiananmen katliamında aktif bir şekilde rol oynamıştı ve bu sayede en üst kademeye kadar yükseldi. 

O günlerde Batı’da, Çin’de 100 milyon kişi tarafından uygulanan ve diğer ülkelerde de takipçileri bulunan Falun Gong’u kimse tanımıyordu. Aslında Falun Gong 1993 senesinden itibaren, devlet tarafından desteklenmiş ve birçok sağlık fuarında ödüllere layık görülmüştür. 

Fakat artan popülaritesi ve bağımsız ruhu, birçok komünist yetkiliyi rahatsız etmiştir, özelikle parti lideri Jiang Zemin bu durumdan hiç hoşnut değildi. Bu sebepten dolayı Jiang Zemin, Çin Komünist Partisi’nin üst kademeleri ile birlikte Falun Gong’a karşı bir propaganda eylemi hazırlamaya başladı. Falun Gong, Çin halkı tarafından çok seviliyordu ve iyi bir imajı vardı, Çin hükümeti de tam olarak, bu imajı planlı bir biçimde yok etmek istiyordu. Bu planlarla alakalı parti içi belgeler sonradan dışarıya da sızdı.

Bazı uygulayıcılar Falun Gong’un haksız yere baskılanmasını ve iftiraya uğramasını durdurmak için Pekin’de bulunan Temyiz Ofisi’ne gittiler ve “dilekçe” verdiler.

Geleceğin tarihçileri belki neden bu uygulayıcıların İtiraz Ofisi önünde değil de, içinde Hükümet ikametgâhı bulunan Zhongnanhai Duvarları etrafında dizildiklerini açıklayabilirler. Nasıl oluyor da bu kadar protestocu sorunsuz bir şekilde elini kolunu sallayarak oraya gidebilmişti. Burada şu sonuca varıyoruz ki, Çin Güvenlik Bakanlığı da tam olarak bunu planlamıştı. Onların kendi halkını ve dünya kamuoyunu ikna etmek ve aldatmak için tam da bu görüntülere ve fotoğraflara ihtiyacı vardı: mesaj netti, bakın Falun Gong Çin hükümetine baskı yapıyor. Onların tam olarak bu propaganda fotoğrafına ihtiyaçları vardı.

 

24 Nisan 1999 tarihinde 10.000 Falun Gong uygulayıcısı Pekin'deki Temyiz Ofisi’ne dilekçe vermek için gitti. Fakat güvenlik güçleri tarafından hükümetin ikamet ettiği Zhongnanhai bölgesine yönlendirildiler. (Fotoğraf: The Epoch Times)
24 Nisan 1999 tarihinde 10.000 Falun Gong uygulayıcısı Pekin’deki Temyiz Ofisi’ne dilekçe vermek için gitti. Fakat güvenlik güçleri tarafından hükümetin ikamet ettiği Zhongnanhai bölgesine yönlendirildiler. (Fotoğraf: The Epoch Times)

Zamanın Başbakanı Zhu Rongji, Falun Gong uygulayıcılarından oluşan  bir heyeti kabul etti ve onlara Falun Gong hareketini yasal ve barışçıl bir uygulama olarak tanıyacakları sözünü verdi. Uygulayıcılar ise tüm gün boyunca sessiz bir biçimde yol kenarında ayakta beklediler, bunun da en iyi kanıtı o zaman çekilen tüm fotoğraflardır. Hükümetin Falun Gong’u tanıyacağına dair verdiği sözden sonra, kalabalık sesiz bir biçimde geldiği gibi dağıldı ve herkes evine gitti.

Dünya kamuoyu bunu memnuniyetle izlemişti ve Çin’in ÇKP’sinin değişimine tanıklık ettiklerine inanıyorlardı.

Fakat Zhu Rongzhi sözünü tutmamıştı. 20 Temmuz 1999’da Jiang Zemin Falun Gong’u tamamen yok etme isteğiyle harekete geçmişti. Sonrasında, Falun Gong uygulayıcıları, tutuklamalar, çalışma kampları, beyin yıkama merkezleri, işkence ve yasadışı organ ticaretine maruz kaldı. Buna rağmen Falun Gong yok olmadı, hatta yurt içinde  ve yurt dışında yeni takipçiler ve savunucular kazandı.

Falun Gong Çin’de Neden Zulüm Görüyor?

Geçmişteki, o fotoğrafları çok iyi kullanan ve uluslararası topluma sunan Çin Hükümeti, Falun Gong’un bir siyasi oluşum olduğunu iddia etmiştir. Aslında o fotoğraflar, geçmişten bugüne kadar olduğu gibi Falun Gong’un barışçıl duruşunun bir kanıtıdır. Falun Gong hiç bir zaman politika ile ilgilenmemiştir, Falun Gong Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü prensiplerine bağlı bir kişisel gelişim uygulamasıdır.

Zulmün kurbanları anısına, Falun Gong uygulayıcıları o zamandır beri her sene 24 Nisan gecesi Çin’in yurtdışındaki konsoloslukları ve büyükelçilikleri önünde toplanıyor ve sessiz bir şekilde bu zulmü protesto ediyorlar. Onlar, “Biz içsel gücümüze güveniyoruz” diyorlar, “Çin’de bulunan uygulayıcılarda aynısını yapıyor”, fakat onların dışarıda böyle eylemler yapmaları yasak olduğu için farklı eylemlerde bulunuyorlar.

Bu Zulüm Bugüne Kadar Çin’de Büyük Felaketlere Yol Açtı

500.000’den fazla Falun Gong uygulayıcısı çalışma kamplarında ve hapishanelerde ciddi işkencelere maruz kaldı.

65.000’den fazla canlı ve sağlıklı Falun Gong uygulayıcısı ise, hayati önem taşıyan organlarının yasadışı yollarla alınmasına maruz kaldı. Bu durum Avrupa  tarafından da onaylanmıştır. (2013/2981 (RSP))(12 Aralık 2013).

3960 kişinin cezaevlerinde ve çalışma kamplarında polis memurları, güvenlik görevlileri ve gardiyanlar tarafından gördükleri işkenceler sonucu öldükleri belgelenmiştir.

Milyonlarca insan işlerini, evlerini ya da emekliliklerini bu sebepten dolayı kaybetti. Anne ve babaları öldürülmüş veya tutuklu bulunan sayısız savunmasız masum çocuk, korku ve belirsizlik içinde yaşıyor.

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.