Çin Hapishane Sisteminde Kullanılan 100’den Fazla İşkence Yöntemi
İnanç mahkumlarına uygulanan çeşitli işkenceler
Editörün notu: Epoch Times, Çin rejiminin hedef aldığı gruplara işkence uyguladığını ve bu işkencelere maruz kalanların çektikleri acıyı ve zararı ortaya çıkaran çok sayıda makale yayınlamaktadır.
İnsan hakları gözlemcilerine göre, Çin’de zulüm gören gruplara karşı işkence ve taciz kullanımı yaygın olmaya devam ediyor. İşkence yöntemlerinden bazılarının orta çağ zamanlarından kalmış olmasının yanı sıra, zorunlu organ toplama gibi bildirilen diğer kötüye kullanma biçimlerinin tarihte benzeri görülmemiştir.
Uluslararası Af Örgütü’nün “Sonu Görünmüyor: Çin’de İşkence ve Zorla Din Değiştirme” başlıklı 2015 raporunda “Çin’deki yetkililerin vatandaşlarını özgürlüklerinden mahrum bıraktığı tüm durumlarda, uzun zamandır yaygın şekilde, işkence ve diğer acımasız, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya cezalandırma (diğer kötü muameleler) yöntemleri kullanılmaktadır” denilmektedir.
Çin’deki Falun Dafa inanç mahkumları, en aşağılık suistimal ve işkence yöntemlerinin kurbanıdır.
Bazı araştırmacılara göre, Çin Komünist Partisi tarafından 1999 yılında Falun Dafa taraftarlarına karşı başlatılan zulüm kampanyası, aslında rejimin diğer gruplara yönelik zulüm taktiklerini de katılaştırmasına neden oldu.
Freedom House’daki Asya Araştırma Analisti olan James Cook, Jamestown Vakfı için yazdığı ÇKP’nin bölgedeki baskısıyla ilgili bir makalede “Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki [büyük bir Uygurlu Müslüman nüfusuna ev sahipliği yapan eyaletteki] ‘dönüştürme’ kampanyasını yürüten yetkililer, neredeyse 20 yıllık bir deneyime sahip. Bu deneyim, bu kadar kısa bir zaman diliminde bu kadar büyük bir kampanyayı nasıl başlatıp uygulamaya koyduklarını açıklıyor” diye yazdı.
100 İşkence Yöntemi
Çin hapishanelerinde, gözaltı merkezlerinde ve beyin yıkama merkezlerinde en yaygın işkence biçiminin elektrikli cop olduğu söyleniyor. 300,000 volta kadar taşıma gücü olan coplar ağız, genital organlar, boyun ve ayak tabanı gibi vücudun hassas kısımları üzerinde maksimum etki sağlamak için kullanılıyor.
Ancak kullanılan başka birçok, aslında 100’den fazla, işkence yöntemi vardır. Bu, Çin’in acımasız hapishane sisteminden sağ kurtulan Falun Dafa taraftarları tarafından doğrulanmıştır. Çin’deki diğer inanç mahkumları arasında Hristiyanlar, Tibetli Budistler, Uygurlu Müslümanlar ve demokrasi aktivistleri yer almaktadır.
Çin’de hak ihlallerini ortaya çıkaran bir web sitesi olan, Çin Halkının Statüsü (Status of Chinese People)ne göre, Falun Dafa inanç mahkumları üzerinde kullanılan 100 işkence türü arasında zalimce dayak, cinsel taciz, acı veren pozisyonlarda uzun süre kelepçeleme, aşırı sıcak ya da soğuğa maruz bırakma, zorla idrar veya dışkı yedirme, sigarayla yakma, uyuz hastalığı bulaştırma, yalnız hapsedilme, uykudan mahrum bırakma, keskinleştirilmiş bambu çubukların tırnaklara batırılması ve köpek veya yılanlara ısırtılma sayılabilir.
Hatta işkence yöntemlerinin birçoğunun adı vardır. “Küçük Kafes” (kurbanların ayakta duramayacakları veya oturmayacakları kadar küçük bir kafesin içine kelepçeli tutulması); “Cehennem Hapishanesi” (elleri ve ayakları kelepçeli haldeki kurbanların yürüyemeden, oturamadan, tuvaleti kullanamadan ya da karınlarını doyuramadan tutulduğu bir cihaz); “Örtülü Ahır” (bunaltma); ve “Sürükleme İşkencesi” (kurbanlar sert zemin boyunca tekrar tekrar sürüklenir).
Sonra, kurbanın bacaklarının gergin bir şekilde dümdüz uzatıp bir bankta oturtulduğu ve kayışlarla sıkıca bağlandığı kötü “Kaplan Tezgahı” var. Tuğlalar veya başka sert nesneler kurbanın topuklarının altına yerleştirilir; kayışlar kırılıncaya kadar daha fazla katman eklenir ve dayanılmaz bir acıya neden olur.
Çin Komünist Partisi tarafından 1999 yılında Falun Dafa manevi uygulamasına karşı yürütülen zulüm kampanyasını belgeleyen Minghui.org’a göre, bu işkence yöntemlerinin hem fiziksel hem de zihinsel olarak yıkıcı etkileri olabilir.
Falun Dafa uygulayıcıları aynı zamanda yoğun beyin yıkama biçiminde zihinsel işkenceye maruz kalmaktadır – amaç iradelerini kırmak, inançlarını bırakmaları veya inançlarına karşı çıkmalarını sağlamaktır. Bu yöntem uzun süreli depresyona ve umutsuzluğa neden olabilir.
Minghui’ye göre başka bir işkence yöntemi, uygulayıcılara merkezi sinir sistemine zarar veren ve dayanılmaz ağrı, zihinsel çöküntü ve fiziksel sakatlığa neden olan tehlikeli ilaçlar enjekte etmektir.
Cinsel istismar
Minghui, fiziksel işkencenin yanı sıra, aşağılamak ve travma yaratmak için sürekli ve sistematik bir şekilde kadın uygulayıcılara tecavüz edildiğini belirtti.
Kötü tanınmış Masanjia Zorunlu Çalışma Kampında, gardiyanlar 18 kadın uygulayıcıyı erkek hücrelerine attı ve erkekleri tecavüz etmeye teşvik ederek, kadınların ölümüne, sakatlanmasına veya zihinsel dengesizliklerine yol açtı.
Şimdi kapatılmış olan çalışma kampı sisteminin her yerinde mahkumlar tarafından çok sayıda toplu tecavüz vakası olmuştur. Çocuklar da bundan muaf tutulmamıştır. 2002 yılında, 9 yaşındaki bir kız – işkence sonucu öldürülen bir uygulayıcının yetim çocuğu – Pekin’deki Changping Akıl Hastanesinde üç kişi tarafından tecavüze uğradı.
2003’ün başlarında, Masanjia’daki gardiyanlar bir uygulayıcıya, birkaç saat boyunca durmadan aynı anda iki elektrikli copla göğüslerinden elektrik şoku uyguladılar. Sonuç olarak, göğüsleri tamamen parçalandı.
Kadınlarda onarılamaz fiziksel ve zihinsel hasara neden olan diğer korkunç cinsel istismar türleri arasında şunlar vardır: birkaç diş fırçasını birbirine bağlamak ve vajina içinde döndürmek, meme uçlarına elektrik kabloları bağlayarak elektrik şoku uygulamak, vajina içine biber sosu sıkmak, kalın bir halatı vajina boyunca tekrar tekrar sürmek, kurbanların göğüsleri ayakla ezmek, tekrar tekrar vajinanın tekmelemesi veya bir sopa veya başka aletlerle delinmesi.
Minghui’ye göre, Shibalihe Kadınlar Zorunlu Çalışma Kampında, gardiyanlar kadın uygulayıcıları soydular ve bir şömine maşası kullanarak vajinalarından astılar, aynı zamanda göğüslerine ve sırtlarına vurdular. Ayrıca yüzlerini ısıtılmış maşayla yaktılar.
Zorla Organ Toplama
Hala hayattayken hayati organlarınızın çıkarılması, en aşırı işkence şekli – ve her zaman ölümle sonuçlanan bir yolu olmalıdır. Bu ayrıca, Çin Komünist Partisi’nin geleneksel manevi uygulamayı ortadan kaldırma kampanyasını 1999’da başlatmasından kısa bir süre sonra, Falun Dafa inanç mahkumlarının maruz kaldığı bir yöntemdir.
Kanadalı araştırmacı David Matas ve David Kilgour tarafından yayınlanan 2006 tarihli bir raporda, Falun Dafa inanç mahkumlarının Çin’in son derece kazançlı organ nakli endüstrisini beslemek amacıyla organları için büyük ölçüde öldürüldüğü bildirildi.
Haziran 2016’da Kilgour, Matas ve ABD’li yazar ve araştırmacı Ethan Gutmann, Çin’deki zorla organ toplama olayının büyüklüğü ölçeği ve devam ettiği hakkında güncellenmiş bir rapor yayınladı. Ülke genelinde 169 devlet onaylı nakil hastanesi olduğunu ve 2000’den bu yana bir milyondan fazla organ nakli gerçekleştirme kapasitesine sahip olduğunu buldular.
Kurban grupları Falun Dafa, Tibetliler, Uygurlar ve Hristiyanlardır ve Falun Dafa uygulayıcıları şimdiye kadarki en büyük kurban grubudur. Gutmann, Çin’in devasa hapishane sisteminde 100.000 ila 450.000 uygulayıcının tutulduğunu tahmin ediyor.
Yazan: Joan Delaney, Epoch Times
Çeviren: Hatice ATMACA, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.