Çin Rejimi Latin Amerika’ya Göz Koydu
Çin rejimi, Latin Amerika’ya hakim olmak istiyor. Çin Komünist Partisi lideri Xi Jinping, 10 yıl süreyle Latin Amerika’da toplam 250 milyar dolarlık yatırım ve yıllık 500 milyar dolarlık ticaret hacmi artışı taahhüt etti.
Yeni anlaşmalar Pekin’de imzalandı. Latin Amerika ve Karayip Ülkeleri Topluluğu (CELAC) üyeleri Pekin’de buluştu. CELAC, Amerika kıtasındaki 33 ülkeden oluşuyor. Bu topluluğa ABD ve Kanada dahil değil.
Uzmanlar, yakın tarihte Küba ile ABD arasında ticari ilişkilerin başlamasını, Washington’un Çin ve CELAC yakınlaşmasına karşı bir adımı olarak yorumluyor. Dış İlişkiler Konseyi Temmuz 2013’te yayınladığı raporda, beş yıl boyunca Başkan Barack Obama, “Washington’un Küba ile ilgili duruşunun hiçbir Latin Amerika ülkesi tarafından onaylanmadığı gerçeğini gözardı etmiştir” deniyor.
Ocak 2013’te Küba Başkanı Raul Castro CELAC’ın başkanı seçildikten sonra, ABD’nin Küba ile yakınlaşması önem arz etti.
Raporda Obama yönetiminin Latin Amerika politikası “enerji, işgücü, sosyal ve entegrasyonu artırma odaklıydı” deniyor.
Ancak, ülkelerin birçoğunun aşırı sol veya komünist rejim tarafından yönetildiği Latin Amerika için, ABD’nin Küba politikası önemli bir konuydu. ABD liderlerinin, politikalarını değiştirme ihtiyacı duymaksızın bölge ile işbirliği yapmak isteyip istememesi merak konusuydu.
Rapor ayrıca şunu belirtiyor: “Neredeyse bölgedeki tüm ülkeler Küba masada olmazsa başka bir Amerika Zirvesi’ne katılmayı reddediyor.”
Pekin’de yapılan toplantıda da bu konsept dolaylı yollarla dile getirildi.
“Para istiyorsanız, politikalarınızı değiştirmeyi talep etmeyeceğiz” şeklinde bir üslup ile Çin rejimi anlaşmalarını dış politikadan bağımsız bir şekilde paketliyor. New York Times, bu konseptin ABD’nin haksız hakimiyetine sitem eden birçok ülke için cazip olacağını belirtiyor.
Pekinli siyaset uzmanı Deng Yuwen Reuters’e yaptığı açıklamada “Açıkçası, bölgede daha fazla hakimiyet için Çin’in ABD ile rekabet etmeye niyeti var” yorumunda bulundu.
Bölgede ABD’yi en çok eleştiren Venezuela ve Ekvador, Çin ile anlaşmanın meyvelerini ilk yiyenlerden.
Medya kaynaklarına göre, Venezuela, Çin devlet bankası Bank of China ve Çin Kalkınma Bankasından 20 milyar dolarlık yatırım aldı. Ekvador ise Çin Eximbank ile 5.3 milyar dolarlık kredi ve 2.2 milyar dolar fon için anlaşma imzaladı.
Her ne kadar anlaşmalar koşulsuz gibi gözükse de, Latin Amerika’da birçok lider ve uzman yatırımların Çin rejimine daha fazla fayda getireceğine inanıyor.
Arjantin’de Çin yatırımları anlaşması üzerine ağır bir tartışma yaşandı. Bazıları Çin yatırımlarının Çin işçiler lehine Arjantinli işçileri ezeceğine inanıyor.
En azından Arjantin’de Çin yatırımları şu şekilde işliyor: Çin finansmanı sayesinde hükümet hızla paraya erişiyor fakat karşılığında Çin firmalarının kendi işçilerini ithal etmesine imkan tanıyan kontratlar veriyor.
Fast Check Argentina’nın raporunda, Çin’in Latin Amerika yatırımları Afrika yatırımlarına benzetiliyor. Raporda şöyle deniyor: “Eleştirmenler Pekin’in Afrika’nın sadece potansiyel maden kaynakları ile ilgilendiğini ve projelerin yerel halktan ziyade hükümete fayda sağladığını belirtiyor.”
Yazan: Joshua Philipp, The Epoch Times