Çin’de İşkence Hız Kaybediyor
Fakat Çin hükümetinin Falun Gong karşıtı kampanyası devam ediyor
1999 yılında Çin Komünist Partisi’nin o dönem başkanı olan Jiang Zemin’in başlattığı Falun Gong’u yok etme kampanyası o dönemin öncelikli işlerinden biriydi. Falun Gong uygulayıcılarına karşı Zemin’in kişisel savaşı olarak başlayan işkenceler, 14 yıl sonra bugün parti içi çatışmalardan dolayı eski etkisini kaybetmeye başladı.
Falun Gong uygulayıcılarına yapılan işkenceleri adım adım takip eden Minghui.org websitesinin yaptığı açıklamaya göre son 18 ayda tutuklanan uygulayıcı sayısında düzenli bir azalma kaydedildi.
Buna ek olarak, Çin’in değişik bölgelerindeki hapishaneler ve çalışma kamplarının kapatıldığı ve uygulayıcıların serbest bırakıldığı gözlemlendi.
Bu tutum geçmişte uygulanan sıfır tolerans uygulamasından oldukça farklı. O zamanlar Falun Gong meditasyon uygulamasını yok etmek partinin gündemindeki en önemli konuydu. Hükümetin kontrolü altında olan medyanın tamamı Falun Gong karşıtı propaganda yapmakta ve sokaklarda yığınlar halinde kitaplar yakılmaktaydı.
Falun Gong işkencelerini takip eden uzmanlar; işkence ve baskıların kesinlikle bitmediğini sadece daha önceki yoğun siyasi vurgunun azaldığını belirttiler.
Bu yıl parti lideri Xi Jinping çalışma kamplarında reform yapılacağı ya da kapatılacakları konusunda bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamanın ciddiyeti konusunda birçok kişinin şüpheleri vardı ve hiç kimse bu açıklamaya inanmamıştı. Fakat Pekin’de bulunan 2 çalışma kampı dahil olmak üzere çeşitli bölgelerdeki çalışma kamplarının kapatıldığı bazı Falun Gong uygulayıcılarının serbest bırakıldığı gözlemlendi. Minghui.net sitesi, en kötü çalışma kamplarından biri olarak ün yapmış olan Masanjia kampından tüm erkek tutukluların serbest bırakıldığını ve geçen yılın Ekim ayından beri hiç kimsenin kampa alınmadığını açıkladı.
Falun Dafa iletişim ve bilgi merkezinin başkanı Levi Browde yaptığı açıklamada Falun Dafa uygulayıcılarının göstermiş olduğu inanılmaz cesaret ve direnişin bu değişimin gerçekleşmesinde büyük bir rol oynadığını ifade etti. Browde “Yüzbinlerce uygulayıcı yıllarca gece gündüz çalışarak, komşularına ne olup bittiğini anlattı. Ev kadınlarından tutun üst düzey yöneticilere kadar herkese anlatıldı” dedi.
Örneğin sadece geçen yıl Çin’in kuzeydoğusunda bulunan Heilongjiang bölgesinde tutuklu uygulayıcıların serbest bırakılması için 15.000 adet imza toplandı.
Ayrıca daha önce imkansız olarak nitelendirilebilecek bir durum daha var. Bir grup insan hakları avukatı artık Falun Dafa uygulayıcılarını savunmaya başladı. Daha önce mahkeme binasının yanına bile yaklaştırılmıyorlardı.
Minghui düzenli olarak Çin Komünist Parti üyelerinin de artık bu işkenceyi devam ettirmek istemediklerini ifade eden raporları yayınlamakta.
Browde “Çin halkı ve parti yöneticileri bu zulmün bir parçası olmak istemiyor artık” dedi. Fakat parti içinde bir grup kampların kapatılmasına, reformlara ve Falun Gong’a karşı hala çok katı bir şekilde direnmekte. Tam olarak bu tür parti üyeleri yüzünden baskılar ve işkenceler devam etmekte.
Uluslararası İnsan Hakları Örgütü araştırma uzmanı Corrina-Barbara Francis ise Çin’de gerçekleşen insan hakları ihlallerinin gerçek yüzünü anlamanın çok zor olduğunu ve hatta kampların kapatılmasının arkasındaki gerçek nedenlerin dikkatle incelenmesi gerektiğini söyledi.
“Bence çok dikkatli olmalıyız gerçekten kampları geliştirmek için mi kapatıyorlar yoksa onları uyuşturucu kampları haline mi getirecekler” dedi. Bununla zaman zaman siyasi tutukluların tutulduğu uyuşturucu rehabilitasyon merkezlerini kastediyordu.
Örneğin, Chongqin Kadın toplama kampı sadece isim değiştirdi. Yeni ismi Ağırlaştırılmış Uyuşturucu Rehabilitasyon Merkezi. Ancak aynı hapishane gardiyanları aynı Falun Gong uygulayıcılarına işkence yapmaya devam etmekte.
Haberi hazırlayan: Matthew Robertson