Çin’de Yaşayan Uygur Türkleri: Komünist Parti Var Olduğu Sürece İnsanca Yaşamamız İmkansız

Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan bölgesi, 29 Haziran 2013 tarihinde gerçekleşen terör eylemlerinden sonra, polisler 4 Uygur Türkünü vurarak öldürdü. Olaydan sonra silahlı polisler sokaklarda devriye gezdi. (Fotoğraf: Mark Ralston/AFP/Getty Images)

İnternette Çin hükümetinin Çin’de yaşayan bazı etnik grupları bastırdığı ve ezdiği ile alakalı bir rapor dolaşıyor. Çin hükümeti Uygur Türklerini bastırmakta ve Tibet halkı senelerdir ezilmekte, ayrıca diğer bölgelerde bulunan farklı etnik grupların da kaderi aynı.

Uygur Türklerinin sözcüsü Rabia Kadir’e göre: “Uygur Türkleri ile Çin Han Halkının arasında hiçbir sorun yok ve Uygur Türkleri bunun farkında, onlar asıl sorunun Çin Komünist Partisi tarafından kaynaklandığını biliyorlar, çünkü birçok Çinli de Komünist Parti tarafından zulüm görüyor.”

“Welt” haber ajansı tarafından yayınlanan bir rapora göre, Çin hükümeti Sincan bölgesi ve Uygur Türklerini kapsayan bir “anti-islam-kanunu” hakkında görüşüyor. Yine “Welt”in haberine göre, Çin hükümeti bu kanunu “İslami Terörü” durdurmak ve bu terörü etkisiz kılmak için çıkardığını söylüyor.

Çin hükümeti sözde terörle mücadele kisvesi altında birçok grubu keyfi olarak bastırıyor. Aslında Çin Komünist Partisi, felsefesi ile uyum göstermeyen ve partinin çizgisi dışına çıkan tüm grupları, azınlıkları ve insanları terörist ve tehlikeli olarak yaftalıyor.

2008 Olimpiyatları’na medyanın ilgisi sayesinde “güvenlik” gerekçesiyle Çin’de olup bitenler gözlemciler tarafından tespit edildi. Bu gözlemler sırasında, özellikle Tibet’te gerçekleşen halk ayaklanması, büyük çapta tutuklanan Falun Gong uygulayıcıları ve Uygur bölgesinde askerlerin şiddet uygulamaları büyük endişe yarattı.

Bu baskıya tepki olarak, bazı gruplar barışçıl protestolar yapıyor veya broşürler dağıtıyor, kimileri ise şiddete başvuruyor.

Uygur sözcüsü Rabia Kadir, 2009 yılında Epoch Times’a verdiği bir röportajda şunları söyledi: “Uygur halkının nefreti 60 sene öncesinden geliyor, fakat bu nefret Çin Komünist Partisi’nin kendisine ve uyguladığı asimilasyon politikasına yöneliktir, asla Çin halkına değil. Aslında biz Han Çinlilerinin de aynı bizim gibi, Komünist Parti’nin acımasız politikalarının kurbanı olduğunu görüyoruz.”

Rabia Kadir sözlerine şu şekilde devam etti: “Uygur Türklerinin birçoğu orta yollu bir İslam anlayışına sahip ve aşırı İslam ideolojisine sahip değiller.”

Terörü Bahane Ediyorlar

“Welt” haber ajansının bir haberine göre, Sincan Eyaletinde baş örtüsü takmak ve sakal uzatmak yasak ve bu yasak geçtiğimiz ay yürürlüğe girdi.

Buna ek olarak, aynı zamanda dini törenler, yani dini evlilik ve dini cenaze törenleri de “dini aşırılık belirtisi” olduğu gerekçesiyle yasaklandı. Bu yeni kanunlar 15 adet dini kuralı kapsıyor.

Bu kanunlar sözde “İslami Terör”ü durdurmak için çıkarılıyor, fakat asıl mesele Komünist Parti’nin terör ve korku sayesinde kendi üstünlüğünü korumasıdır. Bu, tarihten beri bir Komünist ideolojisi yöntemidir.

Yine “Welt”in bir haberine göre, yakında Ramazan ayında oruç tutmak da kısıtlanacak ve ancak belirli kurallar içinde gerçekleşebilecektir.

Sincan Bölgesi ve Uygur Türkleri

Sincan, Türkçede “yeni sınır” veya “Doğu Türkistan” anlamına gelmektedir. Sincan’ın 1757 yılında Çinliler tarafından fethedilerek Çin topraklarına dahil edilmiş ve o zamandan bu yana Çin’in bir kolonisi haline gelmiş olduğunu söyleyebiliriz. Eskiden Uygur Türkleri bir İmparatorluğa sahipti, fakat ne yazık ki günümüzde, hem dilleri hem de dinleri tehlike altında ve bu halk sistematik bir biçimde baskılara maruz kalmaktadır. Çok az da olsa bu bölgede İslam dışında, Şamanizm’in de var olduğu bilinmektedir.

Üniversitelerde Mandarin yani Han Çinlileri tarafından konuşulan dil konuşuluyor ve öğretiliyor. Kilit pozisyonlarda ve önemli makamlarda çok az sayıda Uygur Türkü bulunuyor ve genelde bu pozisyonlar Han Çinlileri tarafından dolduruluyor. Tarihsel olarak bakıldığında Sincan/Doğu Türkistan bölge olarak Çin’e ait değil ve Uygurlar da Çinli değildir.

Dünya Uygur Kongresi’nden Alim Seytoff’a göre, Uygur Türkleri insanca bir hayat yaşayamıyor. Seytoff: “61 senelik Çin Hükümetinin zulüm ve baskısından  sonra Uygurlar artık Çin’in bir parçası olmak istemiyorlar, çünkü Çin’in egemenliği altında insanca yaşamak imkansız.”

Kathrin Sumpf, The Epoch Times

2 Yorum
  1. […] bir sorun ortaya çıkmaması için terörü bahane ederek oradaki halkı asimile etmek istiyor ve Uygur Türklerini toplama kamplarına toplayarak orada her hangi bir faaliyet yapılmasına izin vermiyor. ” […]

  2. […] bir sorun ortaya çıkmaması için terörü bahane ederek oradaki halkı asimile etmek istiyor ve Uygur Türklerini toplama kamplarınatoplayarak orada her hangi bir faaliyet yapılmasına izin vermiyor. ” […]

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.