Çin’deki Çocuklara Çin Aşıları Yapıldıktan Sonra Lösemi Teşhisi Konuldu
İlk doz COVID-19 aşısını olduktan sonra, Li Jun’un 4 yaşındaki kızının ateşi yükseldi ve öksürmeye başladı. Belirtiler, hastanedeki serum tedavisinin ardından hızla geçti. Ancak, babası ikinci dozdan sonra olumsuz bir şeyler olduğunu hissetti.
Kızının gözlerinin çevresinde geçmek bilmeyen şişlikler oluştu. Kız haftalarca bacaklarındaki ağrıdan şikayet etti, bacaklarında bir anda morluklar ortaya çıkmaya başladı. Ocak ayında, ikinci dozdan birkaç hafta sonra çocuğa akut lenfoblastik lösemi teşhisi kondu.
Çin’in kuzey-orta kesimindeki Gansu Eyaletinde yaşayan Li (takma ad), The Epoch Times’a “Çocuğum aşıdan önce tamamen sağlıklıydı” dedi. “Sağlık kontrolüne götürmüştüm. Her şey normaldi.”
O, kendisi veya ailesinden birinin Çin aşılarını yaptırdıktan sonra ortaya çıkan lösemiden muzdarip olduğunu iddia eden bir sosyal medya grubuna üye yüzlerce Çinliden biri. Epoch Times ile temasa geçtiklerinde, bunlardan sekizi olayı doğruladı. Görüşülen kişilerin isimleri güvenliklerini korumak için gizli tutulmuştur.
Lösemi vakaları farklı yaş gruplarına yayılıyor ve Çin’in her yerinden geliyor. Ancak Li ve diğerleri, rejimin geçen Ekim ayından itibaren 3 ila 11 yaş arası çocukları aşılama yönündeki baskısıyla aynı döneme denk gelen son birkaç ayda, en genç hastaların sayısındaki artışa, özellikle işaret ediyor.
Li’nin kızına ilk enjeksiyon, anaokulunun isteği üzerine Kasım ayının ortalarında yapıldı. Li’nin belirttiğine göre, kızın şu anda kemoterapi aldığı Lanzhou 2 Nolu Halk Hastanesinde benzer semptomlar nedeniyle çoğu 3 ila 8 yaşları arasında olan en az 20 çocuk tedavi görüyor.
“Hastanedeki doktorumuz, Kasım ayından bu yana lösemi tedavisi için hematoloji bölümüne gelen çocukların sayısının önceki yıllara göre iki katına çıktığını ve yatak sıkıntısının olduğunu söyledi” diyor.
Li, halen yaşadığı Suzhou bölgesinde en az sekiz çocuğun son zamanlarda lösemiden öldüğünü söyledi.
Hastanenin hematoloji bölümüne yorum için ulaşılamadı.
Ülke Çapında Baskı
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu’nun son rakamlarına göre, 13 Kasım itibariyle 3 ila 11 yaş grubundaki yaklaşık 84,4 milyon çocuk aşılanmıştır. Bu sayı, bu yaş grubundaki nüfusun yarısından fazlasını oluşturmaktadır.
Çocukları aşılama kampanyası başladığında Çinli ebeveynlerden bazıları direnç gösterdi. İki Çinli ilaç üreticisi, Sinopharm ve Sinovac tarafından sağlanan aşıların gençler üzerindeki etkilerine ilişkin veri eksikliğinden duydukları endişeyi dile getirdiler. Yetişkinler üzerinde gerçekleştirilen denemelerden elde edilen mevcut verilere dayanarak, aşıların sırasıyla yüzde 79 ve yüzde 50,4’lük bir etkinlik oranı taşıdığı bildiriliyor.
Bu aşıların çocuklar üzerindeki sağlık etkileri hakkındaki bilgi sınırlı ve Kasım ayı sonlarında Dünya Sağlık Örgütü bu iki aşının çocuklarda acil durumlarda kullanımını onaylamadığını söyledi.
Çocuklarına aşı yaptırmakta isteksiz olan ebeveynler, bazılarına çalışma ikramiyelerini kaybedecekleri söylenerek veya amirleri tarafından baskı görerek, boyun eğmeye zorlandılar. Bazılarının da çocukları, Wang Long’un 10 yaşındaki oğlunun durumunda olduğu gibi, onurlarını kaybetmek, hatta okula gitmekten men edilmeye kadar çeşitli cezalarla karşı karşıya kaldılar.
Çin’in Shandong Eyaletinde yaşayan Wang, The Epoch Times’a verdiği demeçte, “Okul bize geçen yıl onu şu veya bu tarihte aşıya götürmemizi, aksi taktirde sınıfa kabul edilmeyeceğini söyledi” dedi.
Çocuk ikinci dozunu 4 Aralık’ta yaptırdı. Bir ay sonra yorgunluk ve düşük ateş belirtileri göstermeye başladı. Şu anda Shandong Üniversitesi Qilu Hastanesinde, 18 Ocak’ta teşhis edilen akut lösemi için tedavi görüyor.
75 yaşında bir halk sağlığı aktivisti olan Mu Rongxue, aşılama hareketinin başlangıcından bu yana, aşının çocuklar üzerindeki etkilerine ilişkin enfeksiyon, hastaneye yatış ve ölüm rakamları gibi klinik verilerin halka açık olarak paylaşılması konusunda yetkililere baskı yapıyor; ancak talebi reddedildi.
Mu’nun çevrimiçi olarak yayınladığı bir ekran görüntüsüne göre Ulusal Sağlık Komisyonu, 12 Kasım tarihli bir mektupta, “İstediğiniz veriler idari kurumların mevcut hükümet bilgilerini işlemesini ve analiz etmesini gerektirmektedir ve temin edilemeyecektir” dedi.
Ajans aleyhine defalarca dava açmaya çalışsa da, Pekin Belediye Yüksek Halk Mahkemesi şu ana kadar davasıyla ilgili herhangi bir işlem yapmadı ve Mu’ya göre bu eylemsizlik bir noktada kendisine, davasını kabul ederlerse “salgını kontrol çabalarının etkileneceğini” söylüyor.
Geçen ay Çin’in mikroblog sitesi Weibo’daki bir gönderide “Kanıtım yoksa beni müebbet hatta ölüme mahkûm edebilirsiniz, ama davamdan neden korkuyorsunuz?” diye yazdı.
Sansür
Li, Çin sosyal medya platformu WeChat’te aynı kötü durumu paylaşan 500’den fazla hastayla veya hasta yakını ile tanıştı.
Li ve diğer hastalar yerel hastalık kontrol merkezini aradığında merkez, bir soruşturma başlatma sözü vermişti. Ancak bu soruşturmalar her seferinde yetkililerin lösemi vakalarını “tesadüfi” ve dolayısıyla aşılarla alakasız olarak ilan etmesiyle sonuçlandı.
Yetkililer, 2013 yılında Hepatit B aşısı sonrasında bir düzineden fazla küçük çocuğun ölümünün ardından da aynı şeyi söylemişlerdi.
Ancak Li ve benzer durumdaki diğer insanlar hiç ikna olmadılar.
“Herhangi bir soruşturma yapmadıklarından eminim, sadece başvuruları incelediler” dedi.
Li, yetkililerin onu oyaladığından şüpheleniyor. Yetkililer, bir uzman heyetinin kendi ilinde soruşturma başlatacağını söyledi. Ancak Li, il düzeyindeki sağlık kurumunu aradığında, vaka raporlarının kendilerine hiç ulaşmadığını, herhangi bir bilgileri olmadığını söylediler.
Li ve bu konuyu incelemeye çalışan diğerlerinin de, komünist rejimin çıkarlarına zararlı olduğu düşünülen her şeyi sürekli olarak filtreleyen devasa Çin sansür mekanizmasında, seslerini duyurma şansları çok az.
Li “Çevrimiçi bir şey yayınlamaya çalıştığımız anda bilgi engelleniyor. Gönderi yayınlayamıyorsunuz” dedi.
Pekin’in “İki Oturum” olarak adlandırdığı en önemli yıllık toplantısı için geçen hafta Çin’in iki üst düzey siyasi organı bir araya geldiğinde, Li yetkililerin dikkatini çekmek için, WeChat grubuna başkente gidip dilekçe verme önerisinde bulundu.
Bu mesaj, yetkililerin dikkatini hemen çekti.
Li, “Polis her birimizi tek tek aradı” dedi. “Bir şeyler uydurduğumuzu söylediler ve sohbet grubundan ayrılmamızı istediler.”
Grup çok geçmeden dağıldı. Grup üyeleri tarafından doldurulmuş, 200’den fazla lösemi hastasının ayrıntılarını içeren bir bilgi formuna artık erişilemiyor.
Li’ye göre, yetkililerin sorunun farkında olduğunu gösteren işaretler var. WeChat grubundan öğrendiğine göre, benzer semptomlar gösteren hastaları kabul ettiklerinde doktorlar, önce onlara aşı yaptırıp yaptırmadıklarını soruyor.
Hastaların cevabı üzerine doktorların “Anladım.. Ve işin sonunda olan bu,” dediklerini söyledi.
Li, medyanın bu konuyu ortaya çıkaracağı umuduyla Çin devlet yayıncısı CCTV’nin yardım hattını aradığında da, aynı tepkiyi aldı.
“Çocuğumuzun COVID-19 aşısı olduğunu söylediğimiz anda bize lösemi olup olmadığını sordular. Biliyorlar.” dedi. “Bu konu hakkında çok fazla telefon aldıklarını söylediler.”
Çaresizlik
Tedavi maliyetinin yaklaşık 400.000 ila 500.000 yuan (63.093 ila 78.867 $) olduğu tahmin ediliyor ve bu da ortalama yıllık gelirin 20 katından fazla.
10 yaşındaki çocuğuna lösemi teşhisi konan Wang, ailesinin geçimini sağlayan tek kişi ve zaten ipotek ödemelerini yapmakta zorlanıyor. Oğlunun tedavi ödemelerine yardım olarak devlet sosyal yardım programından sadece 1.000 yuan (157 $) alabildi.
Wang, “Önceki gece saat 4’e kadar hastanede kaldım” dedi ve aldıkları yardım hakkındaki üzücü haberin çocuğun annesini “yıktığını” da sözlerine ekledi.
Wang, “Bu hastalık aileden gelmiş genetik bir miras olsaydı, payımıza düşeni kabul ederdik” dedi. “Ama aşı yüzünden hastalandı. Bunu bir türlü hazmedemiyorum.”
“Bu arada Li, hastane masrafları için akrabalarından borç para alıyor. Bazıları 20 ya da 30 yuan verebiliyor. Bu, birkaç dolara denk geliyor.” dedi.
Li, yetkililerden veya medyadan hiçbir bilgi alamadı ve aşıların dağıtımını denetleyen yerel sağlık komisyonunda çalışan bir arkadaşı ona fazla umutlanmamasını söyledi.
Arkadaşı ona bir Çin atasözünü hatırlatarak, “Yetkililer lösemiye yakalanabileceğinizi biliyorlardı ama ‘kalçadan kol çıkmaz’ dedi. Bu milli bir meseledir.”
Konu hakkındaki yorumlarını öğrenmek için The Epoch Times tarafından defalarca aranmalarına rağmen, Lanzhou Şehri Sağlık Komisyonu, Gansu Eyaleti Sağlık Komisyonu, Gansu Eyaleti Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, Lanzhou Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi, Jiuquan Şehri Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi, Sinopharm ve Sinovac yanıt vermedi.
Ulusal Sağlık Komisyonu, Sinopharm ve Sinovac, e-posta yoluyla yapılan sorgulara yanıt vermedi. Ulusal Sağlık Komisyonu’ndaki Merkez Disiplin Denetimi Komisyonu’nun denetim ekibi de faksla gönderilen bir yorum talebine yanıt vermedi.
Gu Xiaohua bu rapora katkıda bulundu.
Yazan: Eva Fu, The Epoch Times
Çeviren: Hatice Atmaca, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.