Çin’in Yasaklarını Yıkan Adam (Bölüm 2)
Bilgisayar uzmanı Yu Chao on yılını Pekin cezaevinde geçirdi, çünkü Falun Gong uygulayıcılarına yapılan işkencelerle ilgili raporları yurtdışındaki basın organlarına aktarıyordu. Bu bölümde, Chao’nun zulme karşı özgürlük mücadelesi anlatılıyor.
Yu Chao ve arkadaşları yabancı gazeteciler ile McDonalds’da veya bir kafede gizli buluşuyorlardı. Ekip, yabancı gazeteci kafeye girdiği zaman takip edilip edilmediğini gözetliyordu.
Çin’deki durumun çözüme kavuşmasında yabancı basının yardımcı olabileceğine inanan bu ekip Pekin’de yaşayan altı Falun Gong uygulayıcısından oluşuyordu.
Temmuz 2000-Ağustos 2002 tarihleri arası şifreli iletişim kanalları kurdular ve yabancı muhabirlerin Çin rejimi tarafından zulüm görenler ile röportaj yapmasına imkan tanıdılar.
Zulüm mağdurları ile röportaj yapmak Komünist Çin’de çok zordu ve herkes için tehlikeliydi. Özellikle 1999’da Falun Gong’a karşı başlatılan zulümden sonra Çinliler ile iletişim kurmak Batı medyası için nerdeyse imkansızdı.
Yine de imkansızı başardılar.
Falun Gong nedir?
Falun Dafa, zihin ve bedeni birlikte geliştiren bir meditasyon uygulamasıdır. Aynı zamanda Falun Gong olarak da bilinir. İlk olarak, 1992 yılında Çin’de halka tanıtıldı ve insan sağlığına olumlu etkisi sebebiyle çok büyük bir ilgi gördü. Çok kısa bir süre içerisinde uygulayıcı sayısı 100 milyon kişiye ulaştı.
O dönemin Çin Komünist Partisi Başkanı ve aynı zamanda devlet başkanı Jiang Zemin Falun Dafa’nın bu kadar popüler olmasını kıskandı. Temmuz 1999’da ülke çapında Falun Dafa’ya karşı karalama ve zulüm kampanyası başlattı.
Meditasyonu uygulayan kişilerin hiçbir siyasi amaçları olmamasına rağmen, ÇKP Falun Dafa’yı bir tehdit olarak gördü.
Egzersizlerin yanı sıra, Falun Dafa uygulamasında içsel disiplin ve gelişim de önemlidir. Doğruluk, merhamet ve hoşgörü prensiplerine göre yaşamayı öğretir.
Binlerce yıllık Çin kültürünün bir parçası olan bu geleneksel uygulama partinin başlattığı karalama kampanyasının tam tersine huzurlu ve siyasetten uzaktı. ÇKP 60 yıl boyunca Çin’in geleneksel değerlerini yıkmış, halk arasında güvensizlik ve düşmanlık yaratmıştı.
Çin’in Gizli Devlet Propagandasına karşı tek başına
Falun Gong’a karşı zulüm 1999 yılının Temmuz ayında başladığında Çin medyası zulmü ilerletmek için en önemli araç oldu. Devlet televizyon ve gazeteleri Falun Gong’u ve uygulayıcıları karalayan makaleler yayınlanmaya başladı. Uygulayıcılara karşı kamu nefretini artırmak için uydurulmuş bir sürü haber yayınlandı.
Çin kökenli ABD vatandaşı Dana Cheng: ”Propagandanın amacı zulmü haklı göstererek halkı yanıltmaktı. Uygulayıcılar cezaevinde olmasa bile, medyanın yarattığı ortam, toplumu görünmez bir hapishaneye çeviriyordu.”
Yabancı basın, Çin hükümetinin izni ile röportaj yapabiliyordu. Devlet tarafından takip edilen gruplarla röportaj yapmak imkansızdı. Birçok yabancı medya, bilgi eksikliği yüzünden Çin devlet medyasından gelen sahte haberleri kabul ediyordu ve istemeden rejimle işbirliği yapıyordu.
Dan Cheng bazı Batılı gazetecileri tanıyordu. Onlar zulüm hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorlardı. Cheng onları Yu Chao ile temasa geçirdi.
Basın özgürlüğü için yer altındaki ekip
Yu ve onun bir arkadaşı Wang Weiyu rejimin kurduğu bilgi bloğunu saf dışı etmek için bir ekip kurdu. Yabancı basında çıkan haberlerin Çin halkına yardımcı olacağına inanıyorlardı.
Wang: ”O zamanlar Çin’de Batılı gazeteciler ile çalışmak çok tehlikeliydi ve gerçekten çok korkuyordum. Çin’de yaşayan yabancı gazeteciler özellikle 2000-2002 yılları arası sürekli ÇKP tarafından takip ediliyordu.”
Dana Cheng: “Çinli ajanlar her fırsatta gazetecileri izliyordu. Bazı muhabirlerin özel hayatları hiç kalmamıştı.”
13. Büro adında özel bir kamu güvenliği bürosu vardı. Yabancı gazetecilerin gidebileceği otel veya benzeri yerleri gözetiyorlardı. Gazeteciler sık sık takip ediliyordu. Telefonları dinleniyordu. Yabancı bir gazeteci otele giriş yaptığında resepsiyonistin ilk yaptığı şeylerden biri güvenlik bürosunu arayarak gazetecinin geldiğini haber vermek.
Ekip daha çok şifreli e-mailler aracılığıyla görüşüyordu. Yu gazetecilere Widget dosyalarını 30 parçaya bölüp yükledi. Bu onların ana iletişimi oldu. Time Dergisi, BBC, Washington Post, Associated Press ve Wall Street Journal gibi kuruluşlar ile iletişim kurmaya başladı. Bazı gazeteciler sırf zulmü bildirmek için Çin’e gitti. Çoğunun Pekin’de bir ofisi vardı.
Aynı zamanda telefonlar da kullanılıyordu ancak her görüşmeden 30 dakika önce SİM kart değiştiriliyordu.
McDonalds’daki tehlikeli buluşma
Toplantı için her zaman iki güvenli buluşma yerleri vardı. Wang, güvenlik amacıyla toplantıdan önce her iki mekana giderek kontrol ediyordu. Özellikle ilk toplantının amacı, gazetecinin ajanlar tarafından takip edilip edilmediğini öğrenmek ve eğer izleniyorsa kaç kişi tarafından izlendiğini görmekti. McDonald’s şubelerinde pencerelerin büyük olması sayesinde sokağı iyi görebiliyorlardı. Uzun süre kapı önünde duran biri var ise o şüpheli idi.
Gazetecilere yiyecek almadan ikinci kata çıkmaları söyleniyordu ve onu takip eden biri varsa bu tehlikeye işaretti. Genellikle buluşma noktasında toplantı olup olmayacağına o an karar veriliyordu.
Yakalanıp tutuklanma ihtimali çok yüksekti. Bir keresinde bir gazeteci 6 ajan tarafından takip edilmişti.
İki yıl boyunca, Yu ve ekibi, Falun Gong uygulayıcıları ile yabancı gazetecileri buluşturmayı başardı. Yaklaşık yirmi işkence mağduru ile röportaj yapıldı ve röportajlar sorunsuz ve güvenli bir şekilde sonuçlandı.
Wall Street Journal muhabiri Ian Johnson 2000 yılında yazdığı ”A Deadly Exercise” başlıklı makale ile Pulitzer Ödülü’nü kazandı. Johnson makalesinde, haklarını savunduğu için zulüm görerek hayatını yitiren Chen Zixiu’nun hikayesini kaleme almıştı.
Yu: “Devlete ve baskısına karşı çalışan birkaç kişi vardı. Tutuklanmamızın bir an meselesi olduğunu hepimiz biliyorduk. Fazla bilgi verdikçe risk artıyordu.”
Açıkça zulme karşı protesto ettikleri için bazı uygulayıcılar sonradan tutuklandı.
Ağustos 2002’de, Yu ve arkadaşı Wang eşleri ile birlikte tutuklandı. Özgür basın ekibi liderliğinin yanı sıra Yu aynı zamanda matbaa da işletiyordu. O matbaada 700.000 zulüm karşıtı broşür üretilmişti.
Yu: ”İki çalışma arkadaşım vardı. İkisi de tutuklandı ve belki benim ismimi onlar verdi.”
Yu yaklaşık on yıllık hapis cezasına çarptırıldı ve 10 yıl boyunca ağır işkence gördü.
Wang sekiz yıl ve altı aylık hapis cezasına çarptırıldı. Wang ve Yu hapisten çıktıktan sonra ABD’ye kaçmayı başardı. Macera dolu çalışmaları ve cezaevinde yaşadıkları korkunç yılları anlattılar. (Bölüm 1: Çin’ın Yasaklarını Yıkan Adam)
Bugün, Çin medya kısıtlamaları biraz hafifledi. Batı medyası hala Çin’in vize engelleri ile uğraşıyor. Ai Weiwei’nin görüş ayrılığı ile ilgili belgesel filmin Çin’de çekimlerine izin verilmesinden sonra bir takım değişimler yaşanıyor. Ancak ÇKP halen hassas konularda vatandaşlar ile röportaj yapılmasına izin vermiyor. Bugün Falun Gong’a karşı yapılan zulüm halen devam ediyor ve gerçekler halen devlet tarafından gizleniyor.