ÇMO; 2023 İstanbul Çevre Durumu Raporu’nu Açıkladı

Fotoğraf: Tmmob.org.tr

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 5 Haziran 2023 Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası dolayısıyla hazırladığı ‘2023 İstanbul Çevre Durumu Raporu’nu açıkladı.

Raporda İstanbul’un en önemli üç çevre sorunu su kirliliği, atık yönetimi ve hava kirliliği olarak sıralandı. Raporda Yale Üniversitesi tarafından yayımlanan raporlarda Türkiye’nin, Çevresel Performans Endeksinde 180 ülke arasında 172. sırada, Ekosistem Canlılığında 176. Sırada, İklim değişikliği azaltılmasında 166. sırada yer aldığı ifade edilirken 10 yıllık değişim trendinin olumsuz yönde devam ettiği, İstanbul’da 2013 yılında başlayan 3.Köprü, Kuzey Marmara Otoyolu, 3. Havalimanı gibi 31 adet ekolojik yıkım projesine başlandığı ve bu sürecin sürdüğü vurgulandı.


iSKİ tarafından tüketilen elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 75’lik kısmının içme suyu tesislerinde kullanıldığı ve kente uzak havzalardan su temininin enerji tüketimini dolayı ile maliyeti artırdığı, kent içi havzaların yapılaşmaya açılmasının, İstanbul’u başka kentlerin su havzalarına muhtaç hale getirdiği ve suyun yüksek maliyetinin kent halkına yüklendiği vurgulanan raporda, Melen Barajı’ndaki gecikmenin ise kentin su riskini daha da arttırdığı söylendi. Raporda bu risklere karşı, su yönetimlerinin kent içi havzaların korunmasının sağlanması, yapılaşmanın önüne geçilmesi, su toplama havzalarını genişletmesi, kent içi derelerin temizlenerek su kaynağı haline dönüştürülmesi önerildi.


İstanbul’da atık su tesislerinde atık suyun sadece fiziksel olarak içindeki iri ve çökelebilen katı maddelerden ayrıldığı fakat biyolojik arıtma işleminin gerçekleştirilmediğinin altı çizilen raporda; “İstanbul’dan kullanımdan kaynaklanan evsel atık sularda Karbon, Azot ve Fosfor kirleticilerinin bulunduğu ve bütün atık suların Marmara denizine deşarj edildiği ifade edilerek, “Kentte bulunan atıksu arıtma tesislerinin yüzde 50-55’i ‘Ön arıtma’, ‘Biyolojik Arıtma’ ve ‘Hızlı Aktif Çamur Sistemi’ olup organik kirleticileri yeterli oranda arıtacak nitelikte değildir. Bu durum Marmara denizinde kirletici baskıları arttırmaktadır. Atıksu yönetimleri Karbon, Azot ve Fosfor arıtımını gerçekleştirecek İleri Biyolojik Atıksu arıtma tesis yapımına bir an önce başlamalıdır” denildi.


Kent içinde toplanan 4.5 ton evsel katı atığın ise 65-70 km yol katedilerek depolama sahasına iletildiği, bu durumun maliyeti yükselttiği ve yakıt tüketiminden kaynaklanan kirleticilerin insan ve çevre sağlığını tehdit ettiği vurgulananan İstanbul’un atık yönetimindeki problemler raporunda, “Yakma tesisinin yapılmasında katı atık miktarında azalma meydana getirerek düzenli depolama için alan ihtiyacını azaltmak ve katı atık nakliye maliyetlerini en aza indirmek amaçlansa da yakma işlemi sonucu bacadan çıkan gazın canlı yaşamına etkisi, hâkim rüzgârlar ile yayılma alanları, kazan tabanından depolama alanına götürülecek kül ve cürufun miktarı dikkate alındığında, atık yakma tesislerinin atık yönetimi için bir bertaraf yöntemi olarak kabul edilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Tesisin bulunduğu alan Kuzey Ormanları içinde olması ise durumu daha tehlikeli hale getirmektedir” şeklinde yer aldı.


Türkiye’nin 11 ilinde meydana gelen 13 milyondan fazla insanın hayatını etkileyen 6 Şubat 2023 tarihli 7,7 büyüklüğündeki Pazarcık ve 7,6 büyüklüğündeki Elbistan depremleri altyapı yönetiminin önemini ortaya çıkarmıştır. Olası İstanbul depreminde yaklaşık 90 bin konutun yıkılacağı ve oluşacak atık miktarının 50-100 milyon ton arasında olması beklenmektedir, bu atıkların bertarafı için ise 30-50 milyon metreküp boyutunda depolama sahasına ihtiyaç duyulacaktır.


İstanbul’da meydana gelecek olası bir depremin, en az can kaybı ile afete dönüşmeden yönetilmesi bilimsel teknik planlamalar ile mümkündür. Afet yönetmeliklerinde belirtilenler ve dünyadaki diğer ülke deneyimleri de dikkat alınarak kamu yönetimleri tarafından deprem planlaması yapılmalıdır.” denildi.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.