COVID-19, D Vitamini İle Tedavi Edilebilir ve Önlenebilir
mRNA aşı teknolojisinin öncüsü ve Küresel COVID Zirvesi başkanı Dr. Robert Malone’a göre COVID-19, D vitamini ile tedavi edilebilir ve önlenebilir.
EpochTV’nin “Amerikalı Fikir Liderleri” programında Malone, “Kanlarındaki D vitamini düzeyi 50 ng/mL’nin [mililitre başına nanogram] üzerinde olan kişiler arasında bu hastalıktan hiç ölen yok” dedi. “Aslında bu konuda şu ana kadar yapılmış çift kör rastlantısal plasebo kontrollü çalışmalar1 da dahil olmak üzere birçok çalışma var.”
Hakemli dergi Nutrients’te yayınlanan 2021 tarihli bir meta-analiz2 çalışmasında, “düşük D3 düzeyinin [COVID-19] enfeksiyonun bir yan etkisi olmaktan ziyade bir belirtisi olduğuna dair güçlü kanıtlar” olduğu bulundu. Aynı zamanda “kaçış mutasyonları3 veya azalan antikor aktivitesi nedeniyle ortaya çıkabilecek yeni salgınları önlemek veya hafifletmek için, D vitamini serumu seviyesinin 50 ng/mL’nin üzerinde” olması önerildi.
Çevirmen Notları:
1-Çift kör rastlantısal plasebo kontrollü çalışma: Yeni bir tedaviyi test etmek amacıyla benzer özelliklere sahip kişilerin deney ve kontrol grubuna ayrıldığı, katılımcıların deney grubuna mı kontrol grubuna mı ekleneceklerinin çeşitli rastlantılama yöntemleri ile belirlendiği, ne katılımcı ne de çalışmayı yapan araştırmacının bir katılımcının hangi grupta olduğunu bilmediği çalışma modelidir. Deney grubuna, araştırılan müdahale yöntemi uygulanır ve sonuçlar etkisiz sahte bir müdahale (plasebo) uygulanan kontrol grubu ile karşılaştırılır.
2-Meta-analiz, birden fazla bilimsel çalışmanın sonuçlarını birleştiren istatistiksel bir analizdir.
3-Bazı mutasyonlar, vücutta koronavirüse karşı üretilen bazı antikorlardan kaçabildiği için “kaçış mutasyonu” olarak adlandırılır.
Malone, kendisinin ve diğer önde gelen doktorların incelediği verilere göre, mililitre başına 50 nanogram D vitamininin “eşik değer gibi göründüğünü, bu değerden itibaren ölüm oranında büyük bir değişikliğin başladığını” anlattı.
Malone “50 [ng/mL] değeri eğrinin yön değiştirdiği sınır gibi görünüyor ve bunun üzerine çıktığınızda, COVID-19’dan ölüm neredeyse yok gibi görünüyor” dedi.
Diğer çalışmalar D vitamininin sadece kemik sağlığıyla kalmayıp, bağışıklık sistemini ve enflamasyonu da düzenleyen önemli işlevleri olduğunu göstermiştir.
2010 gibi erken bir tarihte Japonya’da yapılmış, çift kör rastlantısal kontrollü bir çalışmada, Aralık 2008 ile Mart 2009 arasında 6 ila 15 yaş arası çocuklarda D vitamini takviyesinin mevsimsel influenza A (grip virüsü) oluşumu üzerindeki etkisini incelenmiş, “grip A’ya karşı önemli bir önleyici etki gösterdiği” görülmüştür.
Makalede belirtildiğine göre, “Grip A, D3 vitamini grubundaki 167 çocuğun 18’inde (% 10,8), plasebo grubundaki 167 çocuğun 31’inde (% 18,6) meydana geldi. Önceden astım tanısı almış çocuklarda, plasebo alan 12 çocukta ve D3 vitamini alan 2 çocukta, ikincil sonuç olarak astım atakları meydana geldi.”
Katılımcılar, ciddi bir yan etki göstermeyen veya plasebo olmayan, günlük 1.200 uluslararası birim D3 vitamini aldı.
COVID-19 da, yağda çözünen vitamin veya hormonun hastalığı önlediği, yoğun bakım ünitesine yatma ve ölüm oranını azalttığı bulunmuştur. İsrail’de yapılan bir araştırmaya göre, D vitamini eksikliği olan kişilerin ağır veya kritik COVID-19 geçirme olasılığının 14 kat daha fazla olduğu bulundu.
D vitamininin etkinliğine dair kanıtların her geçen gün artmasına rağmen, Ulusal Sağlık Enstitüleri (National Institutes of Health-NIH), yeterli veri olmadığını iddia ederek, bunu COVID-19 için önermiyor.
Federal tıbbi araştırma ajansı sadece, D vitamini grubu ile plasebo grubu arasında hastanede yatış süresinde önemli bir fark bulamayan küçük bir Brezilya araştırmasına atıfta bulunarak, “COVID-19’un önlenmesi veya tedavisi için D vitamini kullanımını önermek için yeterli kanıt yok” diye yazdı.
Sözü edilen çalışmada orta veya yüksek seviyede COVID-19 olan ve hastanede yatan yaklaşık 240 hastaya, tek bir büyük dozda 200.000 uluslararası birim D vitamini veya plasebo verildi. Araştırmacılar bulgularının “orta ila şiddetli COVID-19 tedavisi için yüksek dozda D3 vitamini kullanımını desteklemediğini” söylediler.
NIH, çalışmanın birkaç sınırlaması olduğunu belirtti. Bunlar: katılımcı sayısının düşük olması, “çeşitli başka hastalıkları bulunan ve bunlarla ilgili ilaç kullanımı olan katılımcıların” bulunması ve “belirtilerin başlangıcı ile rastlantılama işlemi arasındaki sürenin nispeten uzun oluşudur. Hastalar belirtilerin başlangıcından ortalama 10.3 gün sonra rastgele gruplara ayrıldılar.”
NIH, 21 Nisan 2021’den bu yana tavsiyelerini güncellemedi ve Epoch Times’ın o günden bu yana çok sayıda araştırma sonucu yayınlandığı için güncelleme yapıp yapmayacağı konusundaki sorularına yanıt vermedi.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (Centers for Disease Control and Prevention-CDC) de bugüne kadar D vitamini alımını teşvik edecek herhangi bir kılavuz yayınlamamıştır. “Kendinizi ve başkalarını nasıl korursunuz” başlıklı web sayfasında CDC, bilinen önlemlerin yanı sıra yalnızca COVD-19 aşısı yapılmasını, yüze iyi oturan bir maske takılmasını, insanlardan bir metre uzakta durulmasını ve test yaptırılmasını önermektedir.
Grip için D Vitamini Kullanımı
Malone’un bildirdiğine göre D vitamininin bağışıklık sistemi üzerindeki, özellikle enfeksiyon önleme açısından olumlu etkisi, ilk kez 2006 yılında keşfedildi.
Malone “Ordudan emekli yaşlı bir doktordan beklenmedik bir çağrı aldım. Sağlık Bilimleri Askeri Hizmetler Üniversitesi’nde (Uniformed Services University of the Health Sciences) çalışıyor… İstihbarat camiasıyla bağlantısı var ve uzun süredir solunum yolu hastalıkları, özellikle grip alanında Savunma Bakanlığına [Amerika Savunma Bakanlığı] bağlı araştırmacı olarak çalışıyor” dedi.
“Savunma Bakanlığı 1918’deki H1N1’i unutmadı. Çünkü çok şiddetli bir durumdu. Aslında bu virüsü Kuzey Amerika’ya, siperlerden dönen askerler getirmişti. Bu nedenle, griple ilgili hastalık ve ölüm vakaları on yıllardır Savunma Bakanlığı için çok etkileyici ve çok önemlidir” diye ekledi.
Malone, Savunma Bakanlığı araştırmacısının 2000’lerin ortalarında bir çalışmada (pdf) yer aldığını söyledi. Bu çalışmada gripten zayıf düşenlerle, aldırış etmeyip çalışmaya devam edenler arasında hangi enzim kofaktörlerinin farklılık gösterdiğini belirlemek için, “Savunma Bakanlığı’nın savaşan askerler için sağlık sisteminden” alınan hastalık ve ölüm kayıtlarını analiz ettiğini söyledi.
Malone, “Keşfettiği şey, bu farklılıkların D vitamini düzeyleriyle açıklandığının, net ve istatistiksel olarak kesin kanıtıydı” dedi ve araştırmacıya üstleri tarafından verileri Dr. Anthony Fauci’ye sunmasının istendiğini de sözlerine ekledi.
1984 yılında Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü’ne (National Institute of Allergy and Infectious Disease-NIAID) yönetici olarak atanan Fauci, bulaşıcı hastalıkları, bağışıklıkla ilgili rahatsızlıkları ve alerjileri önlemek, teşhis etmek ve tedavi etmek için araştırmaları koordine etmekten sorumludur.
Malone şunları söyledi: “Bana, Dr.Fauci’yi ziyaret etmek üzere görevlendirildiğini, Dr.Fauci ile buluştuğunu ve ‘Aferin asker, bu önemli bir bilgi, biz sizin sıra dışı çalışmanız ve ekibinizin bulgularına dayanarak D vitaminini destekleyecek her türlü maddi desteği sağlayacağız’ diyeceğini düşünerek verileri sunduğunu anlattı”.
“Bunun yerine, Tony Fauci’nin kendisine söylediği şey, ‘grip tedavisi için ilaç kullanmıyoruz, gribi sadece aşılarla tedavi ediyoruz’ ifadesiydi. Bunu duyunca hayal kırıklığına uğradı.”
Fauci, The Epoch Times’ın yorum talebine yanıt vermedi.
Pandemi boyunca, Fauci’nin COVID-19’un nasıl önleneceğine ilişkin mesajları çoğunlukla CDC’nin yönergelerine uygun olmuştur. Ancak 9 Eylül 2020’de aktris Jennifer Garner ile Instagram canlı röportajı sırasında bağışıklık sistemi sağlığı için D ve C vitamini önerdi.
Annelerin çocuklarının bağışıklık sistemini güçlendirmek için neler yapabileceğine ilişkin bir soruya cevaben Fauci, “Yani, eğer bir çocukta vitamin eksikliği varsa, birçok vitamin arasında iki vitamin önemlidir… Örneğin D vitamini eksikliğiniz varsa, bu sizin enfeksiyona karşı hassasiyetinizi etkiler. Bu yüzden D vitamini takviyesini tavsiye etmekten çekinmiyorum ve kendim de alıyorum” dedi. Ayrıca “iyi bir antioksidan” olduğu için C vitamini takviyesi verilmesini tavsiye etti.
Fauci ayrıca birkaç gün sonra Graphene Flagship’in inovasyon başkanı Kari Hjelt’e gönderdiği bir e-postada “günde 6.000 uluslararası birim D vitamini” aldığını paylaştı. Hjelt daha sonra Fauci ile yaptığı bu e-posta alışverişini, emekli bir hemşire eğitmeni olan John Campbell’a iletti ve o da bunu YouTube kanalında paylaştı.
Malone’a göre, D vitamini “yeterli seviyelerde, sağlığı desteklemek için, özellikle de T hücrelerinin çoğalması için gereklidir.” T hücrelerinin iki temel işlevi vardır: bağışıklık tepkisini koordine ederler ve virüs bulaşmış hücreleri öldürürler.
2010 yılında Danimarkalı araştırmacılar, bağışıklık sistemimizin savunmasını harekete geçirmek için D vitamininin gerekli olduğunu ve o olmadan, bağışıklık sistemindeki öldürücü T hücrelerinin vücuttaki ciddi hastalıklara tepki veremeyeceğini ve bunlarla savaşamayacağını biliyorlardı.
Kopenhag Üniversitesi’nde Uluslararası Sağlık, İmmünoloji ve Mikrobiyoloji Bölümünde profesör olan Dr. Carsten Geisler bir basın açıklamasında: “Bir T-hücresi yabancı bir patojene maruz kaldığında, D vitamini reseptörü olarak bilinen bir sinyal cihazı veya ‘anten’ uzatır ve onunla D vitamini arar” dedi.
“Bu, T hücresinin D vitamini içermesi gerektiği, aksi halde hücre aktivasyonunun duracağı anlamına gelir. T-hücreleri kanda yeterli D vitamini bulamazlarsa harekete geçmeye bile başlamazlar” diye ekledi.
D vitamini eksikliği, Amerikalıların yüzde 42’si de dahil olmak üzere dünya çapında 1 milyardan fazla insanı etkiliyor ve ten rengi koyulaştıkça D vitamini eksikliği riski yükseliyor: Siyahların yüzde 82’sinde ve Latinlerin yüzde 69’unda D vitamini seviyesi düşük.
Malone, insanların doktorlarıyla konuşmadan ve kanlarındaki D vitamini düzeyini ölçtürmek için basit bir kan testi yaptırmadan, kendi kendilerine D vitamini almamalarının önemli olduğunu söylüyor.
Malone “Kan seviyenizi test ettirmeniz önemli” dedi. “Çok fazla D vitamininden zehirlenebilirsiniz ve farklı bünyeler için D vitaminini emilimi farklı seviyelerdedir.”
Nadir bir durum olan D vitamini zehirlenmesi, kanınızda kalsiyum birikmesine neden olur ve bulantı, kusma, iştahsızlık, halsizlik ve yüksek tansiyon gibi belirtiler gösterebilir. Kalsiyum organlarda biriktiğinde daha sonra böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir. Tedavi için takviyeler bıraktırılır; serum desteği ve bazı ilaçlar kullanılır.
Malone’a benzer şekilde, bir radyolog olan Dr. Dennis Walker da D vitamini takviyesi alan kişilerin D vitamini düzeylerini takviyeye başladıktan altı ila sekiz hafta sonra kontrol ettirmeleri gerektiğini söylüyor. “Her 5.000 IU D3 için 100 mcg K2 gerekir” diye ekliyor. K2 vitamini “D vitamini tarafından taşınan kalsiyumun atardamarlarda birikmek yerine kemikler tarafından emilmesine destek olur.”
Yazanlar: Meiling Lee ve Jan Jekielek, The Epoch Times
Çeviren: Hatice Atmaca, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.