CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa Mustafakemalpaşa’da halk buluşmasına katıldı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa Mustafakemalpaşa’da halk buluşmasına katıldı. CHP Genel Başkanı Özel, emekli, emekçi, çiftçi, esnaf, staj ile çıraklık ve TOKİ mağdurlarının sorunlarına dikkat çekerek, “Biz ne kadar söylesek de Tayyip Bey yapmıyor. Çünkü gariban, köylü sevmiyor; zengin seviyor. Artık ondan istemeyi bırakıyoruz. O, ‘Küfe yok’ diyor ya biz onun sırtındaki küfeyi istiyoruz. Biz onlara sahip çıkmaya hazırız; bırak, biz yöneteceğiz” dedi.
Bursa Mustafakemalpaşa’da halk buluşmasına katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “2018’de bu meydanda konuştum, bu iki belediyeye de Mustafakemalpaşa’ya da, büyükşehire de CHP iktidarı yakışır dedik. O dönem çok küçük bir farkla kaybettik. Ama hep içimde yara. Bu isimde bir ilçe CHP’de olmayacak da CHP’li bir belediye başkanında olmayacak da kimde olacak diye” ifadesini kullandı. Özel, şunları söyledi:
“Şöyle yapıyor Tayyip Bey. Tayyip Bey diyorsun ki, ‘Yemeği bizim AKP’liler yedi hesabı şimdi siz ödeyeceksiniz. Hem bu dönemi ödeyeceksiniz, hem geçmişi temizleyeceksiniz.’ Bu sayede umudu şu, ‘Hizmet aksayacak, vatandaş CHP’ye oy verdiğine pişman olacak. Genel seçimlerde CHP’yi iktidar yapamayacağız.’ Bak, cevap veriyorum. Çok beklersin. Çok beklersin. Parayı yollamayayım, çöpleri toplamasınlar. Parayı yollamayayım, hizmet yapamasınlar. Bak biz buraya mazeret üretmeye gelmedik. İcap ederse hepimiz çıkarız, çöpleri elimizle toplarız ama yine de başkanımızın yüzünü öne eğdirmeyiz, Mustafakemalpaşa’yı mağdur etmeyiz.”
“Tabiİ ki ‘Mustafakemalpaşa’ deyince, ‘Karacabey’ deyince en önemli mesele tarım. Geçmişte bu ülkenin ilk Cumhurbaşkanı, ‘Köylü milletin efendisi’ diyordu. Ama şimdi o efendiler çok zor durumdalar. 22 yıl öncesine göre 500 bin çiftçi kayıp. Geldiklerinde olandan 500 bin az çiftçi var. 22 yıl öncesine göre Hollanda kadar toprak kayıp. Ekilen ve dikilen alan Hollanda kadar azaldı. Oysa ki nüfus artıyor. Dünyadaki gıda ihtiyacı, özellikle iyi tarım uygulamaları ile üretilmiş gıda ihtiyacı artıyor. Kendi kendine yeten bu ülke, dünyayı doyurabilecek olan bu ülke, çiftçisi dünyanın en mutlu çiftçisi olabilecek bu ülke, birileri ithalatçıya para kazandırsın diye, birileri yurtdışında araziler kiralayıp orada bu çiftçiyi mağdur ettiler ve yalnız bıraktılar. Maalesef, Karacabey Ovasında, Mustafakemalpaşa Ovasında en önemli geçimlerden biri domates. 2 liraya düşünce üzülmüştük, bugün 1 lira 75 kuruşa domates alıyorlar….
“Tayyip Bey kendisi 28 Şubat’ta, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimlerinden çok çektiğini, kendisine sürekli darbe girişimleri olduğunu söylüyor. Hatta olmadık şeylerden darbe çıkarıyor. Açık söyleyeyim. 15 Temmuz gecesi, kapalı Meclis’i ‘açalım’ diyen. Açılınca grubunu alıp giden, o darbeye dimdik duran birisi olarak söylüyorum. O bir askeri darbeydi. Çünkü ‘darbe’ demek halkın, milletin iradesini hiçe saymak, ona yönettirmemek, silah zoruyla kendi yönetmek istemek demek. Bu silahlı darbe. Yapan asker olursa, adı askeri darbe Ama hatırlayalım. 2019 yılında, 31 Mart’ta, Ekrem İmamoğlu İstanbul’u kazandı, mazbatayı verdiler. Sonra gidip seçimi iptal ettiler. Dediler ki ‘CHP’ye bir Osmanlı tokadı vuracağız haziran ayında.’ Millet bu yargı ve hukuk darbesini gördü. YSK’nın bu kararının hukukla, vicdanla bağdaşmadığını gördü. Sandığa gitti ve o tarihte AKP’nin adayını sandığa gömdü. 13 bin 600 olan fark, 806 bine çıktı. Ne oldu? Olan şudur, o gün nasıl millet askeri darbeye karşı siyasetçilerin arkasında durduysa, o gün İmamoğlu’na karşı yapılan yargı darbesinde de seçtiğinin arkasında durdu.”
“Şimdi kim veriyor bu akılları bilmiyorum. Ancak Sayın Erdoğan’ı uyarıyorum, bu bir mali darbe girişimidir. Milletin seçtiklerine hizmet edemez noktaya getirmek, Geçmişten gelen borçları faiziyle tahsilata koymak, Onlara hizmet ettirmemek, milleti yönetilmeyen bir belediyeye mahkum etmeye çalışmak mali bir darbe girişimidir. Tüm darbeler darbecilerin pişman olmasıyla, gözden düşmesiyle, itibar kaybetmesiyle sonlanır. Er ya da geç. Onun için buradan uyarıyorum. Bu milletin seçtiklerine darbe yapmaya kalkma. Bu milletin seçtiklerine millet sahip çıkacak, Millet sahip çıkacak.
“Yüksek gıda fiyatlarının sebebi de kötü tarım politikalarınızdır. Bunun için iktidarı buradan uyarıyorum. Ya bu çiftçilere sahip çıkın ya da artık bu işi bırakın. Geçen gün diyor ki ‘Özgür Bey, elbette söyler. Emekliye 12 bin 500 lira verdim. 33 milyar maliyeti var. Özgür Beyin sırtında küfe yok’ demiş. Yahu doğru, küfe bende değil. Küfe sende. Sen çıktın, ‘Sorunları ben çözerim’ dedin. Sen dedin, ‘Enflasyonu düşüreceğim, faizleri düşüreceğim. Dövizi düşüreceğim, işsizliği bitireceğim’ dedin. Bunun için oy aldın. Geldiğinden beri faizler çıkıyor, enflasyon çıkıyor. Hayat ateş pahası, herkes perişan. Şimdi diyor ki, ‘33 milyar verdim emekliye. Eğer en düşük emekli maaşı 12 bin 500 değil yani benim dediğim gibi asgari ücret olsaydı, 17 bin lira olsaydı, cebinden çıkacak para 100 milyar olacaktı. ‘Para yok’ diyor. Geçen sene, sadece 43 şirketin sildiği vergi borçlarının toplamı 660 milyar lira. Yani emekliye 100 milyar lira bulamayan, 30 milyar lira verip, 12 bin 500 liraya mahkum eden Recep Tayyip Erdoğan geçen sene yandaş müteahhide, zenginlere, beşli çetelere 660 milyarı bulmuş. Oradan 660 milyarı alsaydı, emekli maaşı en düşük 17 bin 500 lira olabilirdi. Bugün alınan emekli maaşlarının üstüne herkes 7 bin 500 lira daha koyabilirdi. Yetmez, asgari ücret 25 bin lira yapılabilirdi. Yetmez, çay taban fiyatı 17 lira değil 25 lira, buğday taban fiyatı 9 lira 25 kuruş değil, 15 lira. Yarın fındıktaki taban fiyat ziraat odalarının bekledikleri fiyat olabilirdi. 2 liralık domates 7 liradan alıcı bulabilirdi. Kavun ve karpuz tarlada kalmayabilirdi ancak o parayı maalesef zenginler alıyor. Emekli, emekçi, çiftçiye ve esnafa bulmuyor.”
“Buradan bir kez daha uyarıyorum. Ey Recep Tayyip Erdoğan, emekliye bakarsan, emekçiye bakarsan, çiftçiye bakarsan geçim olur. Geçim olmazsa eninde sonunda seçim olur. Biz CHP olarak nerede bir mağdur varsa yanındayız. Ben her gittiğim meydana koşup geliyorlar, ben de onlara desteğimi açıklıyorum. Aramızda staj ve çıraklık mağdurları var. ‘13 yaşından beri çalışıyorum’ diyor. ‘1986’dan beri çalışıyorum’ diyor. ‘Hakkım yendi’ diyor, hakkınızı hep birlikte alacağız. Bir gün geç sigortalı olup da 17 yıl çalışmak zorunda olanlar var. Emin olun ki bu haksızlığa son vereceğiz. Hakkınızı hep birlikte alacağız. TOKİ mağdurları var. Alırken ki şartlar çok değişti, borçlar ödenemiyor, ciddi sıkıntılar çekiliyor. Önümüzdeki haftalarda Meclis’te bir kez daha TOKİ mağdurlarının mağduriyetini dile getireceğiz. Kanun teklifini vereceğiz. Araştırma önergesini vereceğiz. Hiç kimseyi bir başına bırakmayacağız. Ama anlaşılıyor ki biz ne kadar söylesek de Tayyip Bey yapmıyor. Çünkü gariban köylü sevmiyor, zengin seviyor. Mağdur sevmiyor, mağrur seviyor. Onun için artık ondan istemeyi bırakıyoruz. O, ‘Küfe yok’ diyor ya biz onun sırtındaki küfeyi istiyoruz. Emekliyi taşıyamıyorsan çıkar küfeyi. Emekçiyi taşıyamıyorsan, çıkar küfeyi. Çiftçiye sahip çıkamıyorsan çıkar küfeyi. Biz onları sırtlamaya ve omuzlarına omuz vermeye, onlara sahip çıkmaya hazırız; bırak, biz yöneteceğiz. TOKİ mağdurlarını biz ev sahibi yapacağız. Staj mağdurlarını biz emekli yapacağız. Kademe mağdurlarını biz emekli yapacağız. Nerede bir mağdur varsa, ne bekliyorsa artık bu iktidardan beklemesin. Halkın iktidarına destek verin bu düzeni değiştirelim.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.