Ekrem İmamoğlu’nun Avukatı Mehmet Pehlivan Adli Kontrol Şartıyla Serbest Bırakıldı

Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, dün akşam saatlerinde evinde gözaltına alınmıştı. Adli kontrol talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Pehlivan, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

İBB‘ye dönük yürütülen operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun avukatı Mehmet Pehlivan gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece yurtdışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldı.


Gözaltı bilgisini sosyal medya hesabından duyuran İmamoğlu “Darbenin mağdurlarının kendilerini savunmasına da tahammül edemiyorlar” dedi. İmamoğlu sosyal medya hesabından;


”Yasakçı akılda ne yalan biter ne de iftira. Bu sefer de uyduruk gerekçelerle avukatım Mehmet Pehlivan gözaltına alındı. Demokrasi darbesi yaptıkları yetmiyormuş gibi bu darbenin mağdurlarının kendilerini savunmasına da tahammül edemiyorlar. Demokrasi darbesine hukuk darbesini de eklemek istiyorlar. Bir avuç kifayetsizin ülkemize yaşattığı kötülük büyüyor. Derhal avukatımı serbest bırakın.” ifadelerine yer verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Aklama Suçu Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında Mehmet Pehlivan hakkında “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” iddiası ve “Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun” kapsamında gözaltına alınmıştı.

Öte yandan Pehlivan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada;
“Dün gece saat 00:30 sıralarında müvekkilim Ekrem İmamoğlu’nun ikameti önünde gözaltına alındım. Bildiğiniz üzere bugün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldım.

İçinde olduğumuz bu süreçte avukatlık, yalnızca bir meslek değil aynı zamanda bir direniş biçimidir. Bizler, hukukun sadece uygulayıcısı değil; onun zorlandığı, ihlal edildiği her yerde vicdanın ve adaletin sesi olma sorumluluğunu taşırız.


Sayın Ekrem İmamoğlu’nun da hukuka aykırı biçimde tutuklanması, yalnızca kişiye yönelik bir adım değildi; toplumun iradesine, savunma hakkına ve hukukun kendisine yöneltilmiş bir tehditti. Bu süreçte, avukat olarak susmak, yalnızca kendimize değil, adalet arayan herkese ihanet olurdu.

”Baskıya karşı direnmek, bizim mesleki görevimizdir”

Baskının arttığı, ifade özgürlüğünün daraldığı, yargının siyasallaştığı dönemlerde avukatlık, geleneği gereği bir cesaret mesleğine dönüşür. Çünkü bu mesleğin özü, korkuya rağmen konuşabilmek, yalnız da kalsa hakikatin yanında durabilmektir. Bu koşullarda, avukatın susturulması; sadece kişiyi değil, toplumu adaletten mahrum bırakmak anlamına gelir. O yüzden bugün, bu baskıya karşı direnmek, bizim mesleki görevimizdir.

”Israrla hakikati söylemeye devam edeceğim”

Avukatlık geleneği yalnızca mahkeme salonlarında değil; her yerde, tutanak aralarında, susturulmak istenen her sözde şekillenir. Susarak değil, direnerek, dayanışarak ve hakikati ısrarla söyleyerek büyür. Israrla hakikati söylemeye devam edeceğim!

Benim için Sayın İmamoğlu hakkındaki soruşturmalar sadece hukuki bir dosya değil; tarihe düşülen nottur. Çünkü korku ikliminde avukatlık, bir tercih değil, bir sorumluluktur. Ve biz bu sorumluluğu, “savunma susmaz” diyerek taşıyoruz. Taşımaya devam edeceğiz!

Bu vesileyle dayanışma gösteren herkese teşekkürü bir borç bilirim. Saygılarımla,”dedi.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.