Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çekya’nın başkenti Prag’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi sonrası gazetecilere konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Prag’tan dönerken uçaktaki gazetecilere açıklamalarda bulundu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “başörtüsü ile ilgili yasa düzenlemesi teklifi”ne karşılık tekrar konuşan Erdoğan şunları söyledi;
“Aslında Kılıçdaroğlu’nun ortaya attığı bu tez, siyaseti ne kadar bilmediğini, kendisinin bir siyaset fukarası olduğunu gösteriyor. Bir defa ortada şu anda yasal bir düzenlemeyi gerektirecek bir durum yok ki. Şu anda bu haliyle kızlarımız üniversiteye, ortaöğretime gidebiliyor mu, polis olabiliyor mu, asker olabiliyor mu? Evet. Bütün bunlar şu anda var mı? Var. Şimdi böyle bir durum ortadayken, bayram değil seyran değil, nereden çıktı bu iş? Sen dürüstsen, o zaman gel bunu Anayasa’ya alalım ki bundan sonra kimse bu işin üzerinde oynayamasın. Hemen ne yaptılar? Onun malum bir adamı var. “Desteklemeyeceğiz” dedi. Bunu söylemeye başladılar. Öyle de olsa şu anda ben çalışmayı başlattım. Adalet Bakanımın riyasetinde şu an itibarıyla gerek Bekir Bey gerek Anayasa Komisyonu Başkanım, Adalet Komisyonu Başkanım, onlar şu anda bu çalışmayı yapıyorlar. “Yanınıza milletvekili arkadaşlarımızı, MYK’den arkadaşlarımızı da alın çalışmayı hazırlayın” dedim. Devlet Bey’le de görüştüm bu konuyu. İnşallah bu işi hemen Meclis’e sunalım. Tabii ne olacak sunacağız? Anayasa değişikliği olarak. İnşallah arkadaşlar güzel bir hazırlık yapacaklar ve bu hazırlığı da Meclis’e sunacağız.“
“Aile filan hepsi bu işin içinde. Öyle bir şey yapıyoruz ki hadi bakalım görelim seni. Bu işte ne kadar samimisin, değilsin; bunu burada göreceğiz” yanıtını verdi.
“Ailenin korunmasına yönelik değişiklikler” ile ilgili önceden hazırlık yapılıp yapılmadığına ilişkin soruya da yanıt veren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Aile kavramı bizim olmazsa olmazımız zaten. Çünkü güçlü bir millet, güçlü aileden olur. Şimdi bizim bunun çalışmasını da yapmamız lazım. Çünkü son zamanlarda topluma LGBT’yi soktular. LGBT’yle birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız. Biz kimlerin LGBT’ci olduğunu biliyoruz zaten. Ama bunu da aile olarak gelip oraya koyalım. Burada da çıksın bakalım neresinden savunacak onu da görelim. “
ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yönelik silah ambargosunu kaldırması ve Türkiye’nin KKTC’ye ek takviyeler yapıp yapmayacağı ile ilgili de Erdoğan şunları kaydetti:
“Bu konuda biliyorsunuz biz kimsenin düşünmediği bir dönemde ne yaptık? İlk işimiz İHA’ları, SİHA’ları Kuzey Kıbrıs’a yerleştirdik. Şu anda İHA ve SİHA’larımız oradalar ve bu söylediğiniz yerle ilgili konuda da yine benzer şeyler olabilir. Bunun olması da zaten haktır. Çünkü Kuzey Kıbrıs’ı dört bir yandan, her yönüyle bizim sağlama almamız lazım. Olsa da olmasa da zaten bizim şu anda kendi ana karamızdan uçaklarımız kalktığı anda zaten anında Kuzey Kıbrıs’ta. Herhangi bir sıkıntı orada da söz konusu değil. Bir de bu akşam Anastasiadis, illa bir görüşelim, konuşalım filan dedi. Araya birilerini de soktu. Dedim ki “Başkan sen şimdi zaten gidiyorsun”. İki ay sonra ayrılıyor. Dedim “Böyle bir zamanda bunlar konuşulmaz.” Ayrıca dedim ki “Siz hep bir yerden bir talimat alıyorsunuz. Bu talimatlarla falan zaten bu işler yürümez.” Onun için bunların ipiyle kuyuya inilmez. Aksi takdirde kuyuda kalırsın.”
Bir gazetecinin “Kemal Kılıçdaroğlu’nun 9-13 Ekim arası ABD ziyareti var. Kamuoyunda da çok tartışıldı. Kendisi de “icazet almaya gitmiyorum” dedi. CHP’ye yakın çevreler de “Ne var bunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan da 2002 seçimlerinden önce gidip Amerika’da görüştü” değerlendirmesini yaptı. Siz ne düşünüyorsunuz?” sorusuna da Erdoğan şu yanıtı verdi:
“Onlar beni iyi takip etmiyorlar. Biz bir defa ilk seçimi yaptığımızda ve bu seçimden de açık ara büyük bir başarıyla birinci parti olarak çıktıktan sonra gitmiştik. Ben o zaman bir Avrupa seyahati yaptım, Avrupa ülkelerini dolaştım. Bir de Amerika’ya gittim. Avrupa’da Chirac’la, Schröder’le görüşmüştük. Lüksemburg’un Başbaşkanı Jean-Claude Juncker’le de görüşmüştük. Hatta Juncker’e bir gazeteci “Siz normalde seçilmişleri karşılıyorsunuz” demişti. O da dedi ki “Demokrasi sandıktır. Biz sandıktan çıkana saygı duyarız. Erdoğan sandıktan çıktı. Ben ona demokrasinin gereği olarak saygı duyuyorum ve kimseyi de rahatsız etmesin.” Geldi beni bir de havaalanına kadar uğurladı. Ben Bay Kemal’i de hiç önemsemiyorum, gidebilir. Mevla dünyayı kulları için yaratmış. Herkes istediği yere, istediği zaman gidebilir. Yani onun bu derdi bizi niye ilgilendirsin.”
Erdoğan cuma sonrası açıklamada bulundu
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Sayın Putin’in doğum yıldönümü. Onu tebrik edeyim istedim hem de devam eden süreçle ilgili bizim arabuluculuğumuza teşekkür etti. Ayrıca ikili ilişkilerimize yönelik 3-4 gün içerisinde etraflıca görüşme yapabilirsek iyi olur. Asya görüşmelerine Sayın Putin’in de gelme durumu olursa gerek ikili görüşmeler, gerek Rusya-Ukrayna açısından görüşmelerimiz olabilir. Orada bir mutabakatımız oldu. Gerek telefon gerek Asya bir temasımız olacak” dedi.
Erdoğan, Prag düzenlenen zirvede Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile bir tartışma yaşandığı iddialarına ilişkin gelen bir soruya da, “Bende böyle bir yüz görüyor musun? Protokol kaidelerini bilmeyen bir adam. Ben ana konuşmacılardan biriydim, konuşmamı yaptım. O da oradan çıktı bana cevap yetiştirmeye kalktı. Onun cevabına ben cevap mı vereyim? Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı böyle bir seviyeye düşer mi? Sadece onun orada birkaç kelamını dinleyerek yetindim. Doğru dürüst kimse de alkışlamadı” yanıtını verdi.
Erdoğan ABD ile yaşanan F-16 krizine ilişkin de, “Dünyada bunun da alternatifleri var. Biz nasıl Patriotlarla ilgili ihtiyaçlarımız karşılanmayınca S400’leri nasıl aldıysak, F16 ihtiyacımız giderilmezse bu ihtiyacı giderecek çok ülke var” ifadelerini kullandı.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.