Eski Çin Yetkilisi, “Savaşın Parçaladığı” Sincan’da Korkunç Uygur Muamelesine Şahit Oldu

Foto: pixabay

Eski bir Çinli yönetici, 2017’de Çin’in güney Sincan bölgesine yaptığı bir iş gezisi sırasında gördükleri karşısında “dehşete düştüğünü” ve Uygurlar için tüm bölgenin bir “süper toplama kampı” olduğunu söylüyor.

Yaşadığı bu deneyim, yalnızca bölgenin mutlu mavi gökyüzünün, “lezzetli kırmızı randevuların” ve büyük bütçeli fırsatların tadını çıkarma düşüncelerini değil, aynı zamanda Çin Komünist Partisi (ÇKP) propagandasına olan inancını da paramparça etti.

Gerçek isminin gizli tutulması koşuluyla konuşan Bayan Wang, Epoch Times’a bağlı bir yayın kuruluşu olan NTD ile yaptığı özel röportajda, “Güney Sincan’a yaptığımız bu turdan beri, ÇKP’nin propagandasına asla inanmadım” dedi.

2017 yılında Wang ve eyalet ticaret odasından bir grup meslektaşı, potansiyel olarak birkaç milyar yuan değerinde (300 milyon $’ın üzerinde) devlet destekli altyapı projeleri hakkında yerel hükümet yetkilileriyle görüşmek için güney Sincan bölgesine gitti. Şehirde kaldılar ve iki haftadan fazla bir süre ilçeleri ziyaret ettiler.

Wang yaşadıklarını düşündükten sonra, uluslararası toplumun Sincan’da olup bitenleri Çin’deki insanlardan daha fazla bildiğini söylüyor.

Wang, “Birçok insan [ÇKP’nin] Sincan’daki faaliyetlerini Çin halkından gizlemesinin imkansız olduğunu düşünüyor,” dedi. “Ama gerçek şu ki, onlar gerçekten de yabancılardan daha az şey biliyorlar.”

“Savaşın Parçaladığı Bir Ülkenin Ortasında Kaldım”

Oraya vardığında Wang, “savaşın parçaladığı bir ülkeye” adım attığını hissetti.

Wang, “Sırasıyla gelen yolculara silah ve süngü uzatan iki grup silahlı insan vardı- Hanlar ve Uygurlar” dedi.

Uygur etnik kökenli güvenlik personelinin, Çin’in Han bölgesinden olan meslektaşlarının aksine, silah taşımasına izin verilmediğini belirtti.

Wang, sokaklarda gördüğü birçok “küçük yuvarlak yapı”da istikrarı korumak için güvenlik görevlilerinin bulunduğunu düşündü.

Polis devriyeleri, aynı anda tüm yönleri gözetleyerek, sokaklardan peş peşe geçiyordu. Dışarıdan bakan bir izleyici olarak Wang, bunun kendisini oldukça tedirgin ettiğini söyledi.

Otelde daha fazla güvenlik önlemleriyle karşılaştılar ve lobiye girmeden önce daha fazla taramadan geçtiler. Bagajları ayrı ayrı kontrol edildi ve tıpkı gümrükten geçiyorlarmış gibi, seyahatlerinin amacı ve ne yapmayı planladıkları soruldu.

Polis rutin olarak günde dört kez şehirde devriye geziyordu. Wang her sabah erkenden yüksek sesli polis sirenlerini duydu.

İlçeleri ziyaret etmek için yola çıktıklarında arabaları birkaç kez durduruldu ve iyice arandı. Bir benzin istasyonuna girdiklerinde araçtan dışarı çıkmak, kimliklerini göstermek ve yakıt ikmali yapmadan önce yüz tanıma taramasından geçmek zorunda kaldılar.

Wang, Han’lı şoförlerin Uygur’lu şoförlerden daha rahat olduğunu belirtti. Han’lı şoförlerin güvenlik noktalarında durması gerekmedi.

Wang’ı en çok korkutan şey, yerel bir ilçe yönetiminin girişinde onu karşılayan manzara oldu.

Wang, “Girişte, dolu silahlar taşıyan üç veya dört askerin bulunduğu bir askeri tank duruyordu” dedi. Bunun Sincan’ın bir savaştan yeni kurtulmuş olduğu ve ekonomisini canlandırmaya çalıştığı izlenimini verdiğini belirtti.

Burada, yerel bir ilçe yetkilisi Wang’a özel olarak, Sincan’da ikamet kaydı olan herkesin Çin’de Sincan dışındaki bir şehre giderse birkaç dakika içinde polis tarafından sorguya alınacağını söyledi. Bu, Uygurlar için göç edebilmeyi imkansız değilse de son derece zor bir hale getiren, ülke çapında uygulanan bir emirdi.

Yetkili ayrıca güvensiz olduğu için, onu gece dışarı çıkmaması konusunda ikna etti.

“Orada her şey beni dehşete düşürdü” dedi. “Hiç bu kadar kargaşa içindeki bir şehirde yaşamadım. Gerçekten korkunç bir şey! Neden hayal ettiğimden bu kadar farklı?”

Wang, birdenbire “savaştan parçalanmış halde çıkmış bir ülkeye geldiğini” hissettiğini söyledi.

Wang: Emek Sömürüsü Yapan Bir Ortam Yaratacaktık

Wang, 2017’de Sincan’a akan milyarlarca yuanın Çin’in diğer bölgelerindeki ticaret odalarını çektiğini ve bir inşaat patlamasını körüklediğini söyledi.

Wang “Mali teşvikler güçlüydü!” dedi. “Bir şehrin birkaç milyar yuan bütçesi varken; bir eyaletin (Sincan) on milyar yuandan fazla bütçesi vardı. Bu paranın tamamı Sincan’ın istikrarı korumak için sağladığı fondan geldi.”

Buzzfeed’in bildirdiğine göre, uydu görüntülerinden yalnızca 2018 yılında yaklaşık 14 milyon metrekarelik yeni fabrikanın inşa edildiği görülüyor ve bu da 1 milyon Uygur’un tutuklanmasını yansıtıyor.

Google Haritalarda 8 Eylül 2018’de çekilmiş bir resim olarak tanımlanan, Sincan’ın Kashgar Eyaletinde, Shule City’nin yaklaşık 4 km doğusundaki şüpheli bir eğitim kampı fotoğrafı. (Li Fang’ın Twitter hesabı aracılığıyla Google Haritalar)

Uygurların hareketleri üzerindeki sıkı kontroller, Sincan bölgesinin dışına taşınmalarını neredeyse imkansız kılıyordu. Wang tüm bölgenin bir “süper toplama kampı” gibi olduğuna inandı.

Gördüğü fabrikalara ve tesislere hiçbir zaman adım atmasa da, yerel yetkililerle konuştuğunda, buralarda çalışma şartlarının kötü olduğunu anlamaya başladı. 

“Sincan’da kötü koşullarda işçi çalıştırılan işyerleri olduğuna inanıyorum” dedi. “Yapacağımız şey, yabancı medya kuruluşlarının belirttiği gibi, muhtemelen bir toplama kampı olacaktı.”

Wang yerel bir yetkiliye, eğer bir fabrika inşa ederlerse kimin fabrikada çalışacağını sordu.

Yetkilinin kendisine şunları söylediğini aktardı: “Sincan’da insan çoktur! Düzenlemeler yapacağız ve işleri yoluna koyacağız. “

Wang, geliştirme, yatırım ve hazır giyim fabrikalarındaki patlamanın zorunlu çalıştırmadan kaynaklandığından şüphelendi. “ÇKP rejimi onları bir hiç uğruna hayatta tutmayacak” dedi.

Wang, gezileri sırasında tesadüfen küçük bir köye rastladı. Orada tüm çocukların ayaklarının çıplak olduğunu ve kırmızı kol bandı olan yaşlı bir adamın sloganlar atan bir kadın grubuna liderlik ettiğini gördü.

Tuhaf bir şekilde, köyde tek bir genç adam görmediğini söyledi. Bütün yerli genç erkeklerin fabrikalarda olup olmadığını merak etti.

Uygurlara yapılan muameleler, son aylarda Birleşik Krallık, Kanada ve AB hükümetlerinin Uygur soykırımını resmen tanımasıyla, uluslararası bir odak noktası haline geldi. Eski ABD dış işleri bakanı Mike Pompeo, 19 Ocak’ta Sincan bölgesindeki Uygur soykırımını resmen ilan ederek bu suçlamaya önderlik etti.

ABD Temsilciler Meclisi, o zamandan itibaren her iki partinin de desteklediği bir yasa tasarısını yeniden yürürlüğe koydu: Çin’in kuzeybatı Sincan bölgesinden gelen tüm malların, üretiminde insanların zorla çalıştırılmadığı kanıtlanamadığı sürece, Amerika Birleşik Devletleri’ne ithal edilmesi yasadışı hale getirildi.

Sincan’da Wang’ın yetkililerden en çok duyduğu açıklama şuydu: “İstikrar her işin başındadır ve ekonomik büyümeden daha önemlidir.”

Wang tüm yeni inşaat projelerinin bölgede istikrarı sürdürmek için tahsis edilen yerel fonlar tarafından finanse edildiğini söyledi, bu ÇKP’nin nihai hedefiydi.

“ÇKP Çok Kötü”

Yöresel Uygur yemekleri sunan bir restoranda yaşadıkları deneyimden sonra, Wang ve yanındakiler ÇKP’nin Uygurlara koyduğu kısıtlamalardan nefret etti.

Mekana vardıklarında, küçük bir bebeği olan genç bir anne de dahil olmak üzere tüm Uygurların üstlerinin zorla arandığını fark ettiler.

“Vücutlarının her yerine dokunuluyor gibiydi. Dayanılmaz derecede aşağılayıcı bir yaklaşımdı. Ben de genç bir anne olarak eşit derecede garip hissediyordum” dedi Wang.

Masaya oturduklarında her bıçağın zincirlenmiş olduğunu gördüler. Wang, Uygur mutfağında kesme işi için tipik yemek çubukları yerine, bıçak gerektiğini söyledi.

Şaşırmış bir halde “neden?” diye sormak üzereydi ki meslektaşlarından birinin hareketiyle sorusunu yuttu.

Yaşadıkları deneyim, tüm grubu rahatsız etti, hatta ticaret odası başkanı, “ÇKP çok kötü!” diye bağırdı.

Huawei Telefondan Gizemli Bir Şekilde Silinen Fotoğraf ve Videolar

Tur sırasında Wang, Huawei cep telefonuyla birçok fotoğraf ve video çekti. Sincan’da 3G ağı olduğu, ancak yerel halk yalnızca 2G ağına sahip olduğu için bunları başarılı bir şekilde gönderemedi.

Tur bittikten yarım aydan fazla bir süre sonra Wang, çektiği tüm fotoğraf ve videoların telefonunda olmadığını fark etti.

“Fotoğrafları ben silmedim. Başka biri de silmedi,” dedi Wang. “Sincan’da güvenlik kontrolünden geçerken polisin de silmediğini net olarak hatırlıyorum.”

Fotoğraflarının ve videolarının beklenmedik şekilde ortadan kaybolması onu alarma geçirdi. O günden itibaren, Huawei cep telefonlarında söylendiği gibi “güvenlik açığı” olabileceğinden şüphelenmeye başladı.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien daha sonra, 11 Şubat 2020’de Wall Street Journal’a “Huawei’nin dünya çapında sağladığı ve sattığı sistemlerle, hassas ve kişisel bilgilere gizlice erişme kapasitesine sahip olduğuna” dair kanıtları olduğunu söyledi. Avustralya hükümeti ayrıca Huawei’nin 5G ağını kullanmasını da yasakladı.

Etnik Bariyer

Yaşlıların Mandarin değil kendi dillerini konuştuğu ama herkesin korku içinde yaşadığı Sincan, Wang’a yabancı bir ülke gibi geldi. 

Wang, fikirlerini söylemekte tereddüt eden Uygurlarda bir tedirginlik hissettiğini, ÇKP’ye rapor edilmelerinden korktukları için böyle davrandıklarını tahmin ettiğini söyledi. Bu şartlar altında kalpten kalbe iletişim mümkün değildi, dedi.

Yerel bir yetkili Wang’a bir sır verir gibi şunları söyledi: “Onlara (Uygurlar) acımayın. Çok kötüler.”

Wang, yetkilinin beyninin ÇKP propagandası ile yıkanmış olabileceğini veya ÇKP yetkilileri tarafından seçildiği için en içteki düşüncelerini dile getirmekten korktuğunu düşündü.

Wang, ÇKP’nin Uygurlara uyguladığı baskıdan rahatsız oldu ve ayrımcı kısıtlamaların ve güvenlik kontrollerinin etnik gruplar arasında daha büyük bir kriz yaratabileceğinden endişelendi.

“Durmaksızın şiddeti şiddetle dizginlemek ve Hunları ve Uygurları ciddi şekilde ayrıştırmak en insanlık dışı şey” dedi.

“Güney Sincan’a yapılan o turdan beri, ÇKP’nin propagandasına asla inanmadım.”

*Bu makalede ifade edilen görüşler yazarın görüşleridir ve The Epoch Times’ın görüşlerini yansıtmayabilir.

Yazan: Frank Yue, The Epoch Times
Çeviren: Hatice Atmaca, Epoch Times Türkiye

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.