Geveze Bitkiler – Bitkiler Konuşuyor
Madras Üniversitesi tarafından bilimsel olarak onaylanan Dr. Singh’in yaptığı deneyler sayesinde bitkilerin güzel bir müziğin yayıldığı ses dalgalarının olduğu bir ortamda, daha iyi yetiştiğini ve hızla büyüdüğünü biliyoruz. Bu bilinen bilimsel bir gerçektir. Avustralya Üniversitesi’nde yapılan deneylerde ise, daha ilginç bir şekilde, bitkilerin ses yaydıkları ve belirli frekans aralıklarında gürültüye tepki verdikleri saptanmıştır.
Birçok insanın bitkiler ile konuşması bilinen bir gerçektir. Fakat bitkilerin kendi aralarında iletişim kurması ve belirli frekanslarda, tıklama sesleri çıkarması Avustralyalı araştırmacıların yeni elde ettiği bir bilgidir.
1973 yılında yayınlanan Güney Afrikalı botanikçi Lyall Watson’ın “Supernatural” kitabı yok satmıştı. Bu kitapta bitkilerin duyguları olduğu ve bunu yalan makinesi aracılığıyla ispatladığını yazıyordu. Bilim adamları ise bu iddiaları kaale almamış ve bu iddiayı saçmalık olarak nitelendirmişlerdi.
Batı Avustralya Üniversitesi’nde (UWA) bir araştırmacı olan Dr. Monica Gagliano, İngiltere’deki Bristol Üniversitesi’nden profesör Daniel Robert ve İtalya’nın Floransa Üniversitesi’nden profesör Stefano Mancuso ile birlikte yaptığı bir araştırma sonucunda genç bitkilerin köklerinin belirli sesler yarattığını ve böyle yanıt verdiğini saptadı.
Dr. Gagliano, “Bitkilerin ışığa tepki verdiği bilinen bir gerçektir. Bilim adamları ayrıca bitkilerin onlar için tehlike arz edebilecek durumlarda, örneğin, otçul hayvanların yaklaşması durumunda uçucu kimyasallarla tepki verdiğini de biliyor. Bir gün bitki bahçemde çalışırken, bitkilerin sesleri algılayıp algılamadığını merak ettim. Neden olmasın ki? Ve ardından bunu bilimsel olarak araştırmaya karar verdim” dedi.
Dr. Gagliano ve araştırmacı arkadaşları, genç tahıl bitkilerinin kökleri ile yaptıkları deneylerde onların tekrar ve tekrar tıklama sesleri çıkardıklarını ispatladı.
Bu çalışmaların sonuçları uluslararası bilimsel “Trends in Plant Science“ dergisinde yayımlandı. Bilim adamları, “Bu organizmaların, duyusal ve iletişim alanlarında ne kadar gelişmiş olduğunu bilmiyoruz. Bilgimiz büyük boşluklar içeriyor.” diyerek özelikle ses konusunda bitkilerin daha fazla araştırılması gerektiğini düşündüklerini ifade ettiler.