Göbeklitepe’nin 12,000 yıllık Esrarengiz Sütunlarında Bulunan Avustralyalı Aborijin Sembolleri Tarihi Sarsabilir
Göbeklitepe, arkeologlar tarafından bilinen en şaşırtıcı yerlerden biri ve gizemi günden güne derinleşiyor.
Göbeklitepe, yaklaşık 20 yıl önce keşfedilmesinden bu yana arkeologları şaşkına çeviren 12,000 yıllık bir anıt bölgesidir. Keşfedildiği dönemde, arkeologların “ilkel” toplum anlayışlarını yeniden değerlendirmelerine neden olmuştur.
45 ila 65 ton ağırlığa sahip, üzerlerine karmaşık semboller ve figürler oyulmuş sütunlar içeren bu tür anıtları inşa edebilen bir toplumun gelişmişliği; çoğu arkeoloğun o dönem için mümkün olduğunu düşündüklerinin çok ötesindeydi. Bu anıtlar, bir felaket ile yok olmuş bir toplum tarafından yapılmış olabilir.
Bu anıtlar, bir felaket ile yok olmuş bir toplum tarafından yapılmış olabilir.
Bölgede rastlanan oyulmuş anıtlar; Göbeklitepe’yi kurmuş olan medeniyeti yok eden büyük bir küresel iklim değişikliğini ya da bir felakete neden olmuş bir kuyrukluyıldızı anlatıyor olabilir. Edinburgh Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, geçen yıl Akdeniz Arkeolojisi ve Arkeometri dergisinde bu hususu anlatan bir makale yayınladı.
Yaklaşık 14,500 ila 11,500 yıl önce, Genç Dryas olarak adlandırılan bir dönemde, dünya ani ve şiddetli iklim değişiklikleri yaşadı. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’ne (National Oceanic and Atmospheric Administration-NOAA) göre özellikle Genç Dryas dönemi sonundaki iklim değişimi çok sert oldu. Arkeologlar, Göbekli Tepe’nin en az 12,000 yaşında olduğu ve Genç Dryas dönemi içerisinde kurulduğu konusunda ortak bir görüşe sahipler.
Bölge, kuruluşundan yaklaşık 1,000 yıl sonra hızla toprakla örtüldü. Bunun kasıtlı olarak insanlar tarafından mı yoksa doğa tarafından mı yapıldığı tartışmalıdır. Bazıları, anıtları tufandan korumak istediği için, burada yaşayan toplumun bunu bilerek yaptığını öne sürüyor.
Araştırmacı ve yazar Bruce Fenton, Göbeklitepe’nin Avustralya Aborijinleri tarafından inşa edildiği teorisini öne sürüyor.
Fenton, kültürlerarası araştırmasını Göbeklitepe ve kuzey Avustralya’daki Arnhem Land bölgesi üzerinde yoğunlaştırdı. Birçok ortak sembol ve motif buldu.
Örneğin bu makalenin başındaki fotoğraf, Göbekli Tepe’deki bir sütun üzerindeki bir sembolle, bir Avustralyalı Aborijin yaşlı adamın göğsünde boyanmış halde aynı sembolü göstermektedir. Bu simge Aborijinler tarafından, birbirine bir şeyler anlatmak için oturmakta olan iki kişiyi tasvir etmek amacıyla kullanılmaktadır.
Fenton; kutsal olduğunu söylediği Aborjin churinga taşlarını, Göbeklitepe’de buldu.
Fenton bir başka anıt sütunda, genellikle Avustralya Aborijin kültürünün en kutsal eserleri olan churinga taşlarında kullanılan bir sembol belirledi. Ayrıca, Türkiye‘de bulunan diğer 12,000 yaşındaki tarihi bölgelerdeki churinga taşlarının da Göbeklitepe kültürüne bağlı olduğunun düşünülebileceğini öne sürdü. Bu taşlar, Aborijinlerin karakteristik olarak sulama kanallarını tasvir etmek için kullandıkları eş merkezli daireleri ve su yollarını tasvir etmek için kullandıkları zikzak çizgilerini gösteriyorlar.
Fenton, “Taşların üzerindeki hayvan simgelerinin birçoğu, Aborijin kabilesinin totemleriyle ilgilidir.” diyor. Ayrıca Fenton, Göbeklitepe’de tasvir edilen tek kadın figürü ile Aborijin’lerin ‘yaratıcı’ Yingarna tasvirleri arasındaki benzerliklere dikkat çekmiştir.
Fenton, antik bir kültürün Göbeklitepe’deki tufanı durdurmaya çalışmak için Aborijin şamanizmini kullandığını söylüyor.
Fenton, Göbeklitepe oymalarının, gelen felaketi durdurmak için yapılmış, karakteristik bir Aborijin Şamanistik girişimini sergilediğini öne sürmektedir. Şöyle söylemektedir: “Anıt kentin kurulma amacı, Genç Dryas sırasında seli tersine çevirmek için Gökkuşağı Yılanını (sele bu su tanrısının neden olduğuna inanıyorlardı) sakinleştirmekti.”
Fenton, New Dawn dergisinde yayınlanan bir makalesinde şunları yazdı: “Göbekli Tepe’de bulunan resimler çoğunlukla hayvan resimleridir; hayvan resimleri çizmek, birçoğu nesli tükenmiş olan hayvanların ruhlarını çağırmak için şamanlar tarafından kullanılan önemli bir yöntemdir.”
Yeni bilim sınırlarını keşfetmeye devam etmek için websitemizi ve Facebook’daki Epoch Times Türkiye sayfasını ziyaret edin!
Epoch Times, mevcut bilgilerimize meydan okuyan olaylar ve teoriler ile ilgili araştırmaları ve söylentileri araştırıyor. Biz, hayal gücümüzü canlandıracak ve yeni olanaklar yaratacak fikirleri araştırıyoruz. Facebook sayfamızdan, bazen tartışmalı da olabilen konular hakkında düşüncelerinizi bizimle paylaşın.
Haberi yazan: Tara MacIsaac, Epoch Times
Çeviren: Hatice Atmaca, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.