Ali Mutluay ve Ergün Tosun, Wosteam Mersin olarak yardımsever kalpleriyle sabah sel sularının içerisine daldılar ve dikkatleri sel felaketine çekmek için Mersin battı çıktı kavşağında yaptıkları yüzme eylemi ile 40 milyon insan onların görüntülerini paylaştı. Bu olayın kahramanlarından Ali Mutluay ile bu olayın nasıl meydana geldiğini ve sonrasını konuştuk.
Herşey nasıl başladı?
Herşey sabah Wosteam Mersin olarak 3-4 araba selde yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmek için yola çıkmamız ile başladı. Sabah her yeri sel götürüyordu. Biz de önce karşılaştığımız selde kalan arabaları çektik. Daha sonra trafik ışıklarına sarılmış ve korku içerisinde kımıldayamayan bir bayanı kurtardık. Bu bayanı evine kadar bıraktık. Sağ olsun bize üç gün sonra bir kek getirdi teşekkür etmek için. Sonrasında tıkanmış logarları açmak için uğraşmaya başladık. Bulunduğumuz yerde belediyeden bir ekip vardı ve o ekibe sel gelmeden önce logarları açmasını söyledik ama bizim görevimiz değil dediler. Bu elbette ki bir doğal afet ve ne belediye başkanı ile alakası var ne de başka kimse ile alakası var. Ama böyle bir doğal afet için birimlerin eğitilmiş olmadıklarını gördük.
Daha sonra alt geçidin oraya geldik ve buranın su dolu olduğunu gördük ve hem bu olaya dikkat çekelim hem de insanları biraz güldürelim diye burada yüzmeye karar verdik. Mersin’de yaşadığımız felaketi içine mizah katarak ve gülerek anlatalım istedik. Böyle bir iş yaptık. Arkadaşım Ergün Tosun ile battı çıktıda suya girdik. Ben bir tarafından Ergün diğer taraftan yüzdük ve ortada buluştuk. Yüzerken bazı insanların fotoğraf ve video çektiklerini gördük ve herşey ondan sonra başladı.
Sonra olaylar nasıl gelişti?
Alt geçitten çıkıp fotoğraf stüdyoma giderken telefonum çalmaya başladı ve haber ajansları ile televizyon kanalları aramaya başladı. Stüdyoma ulaştığımda hepsi dükkandaydı. Hepsine röportaj verdik. Olayın içeriğini ve neden bunları yaptığımız anlattık. Akşam da CNN Türk bizi canlı yayına aldı. Daha sonra Amerika’nın dev bir medya kuruluşu bizi aradı ve fotoğrafın yayın haklarını istediler. Gönderdik. Fransa’da yayınlandı. Ülkenin her yerinde yayınladı.
Biz ama sanki hiçbir şey olmamış gibi yardım etmeye devam ettik. Kum torbaları hazırladık. Suyun gireceği alanlara kum torbaları yaptık. Sel girmiş evleri temizledik ve aralarında yaşlılar da olan bu insanları çeşitli arkadaşlarımızın evlerine götürdük. Hala selde zarar görmüş 50 insan için yardım topluyoruz.
Bir gün içinde ünlü oldunuz yani!
Bu olayların ardından görüntülerimizin internet üzerinden kırk milyon kere paylaşıldığını gördük. Ben facebooka girdiğimde 15.000 adet mesaj aldığımı gördüm ve şu anda hala her gün yüz tanesini cevaplıyorum. Çok farklı yerlerden de teklifler aldık. Programlara davet edildik. Beyazıt Öztürk, Acun Ilıcalı, Demet Akalın gibi ünlüler bizden bahsettiler. Melih Gökçek bizimle tanışmak istediğini belirtti.
Peki yaptıklarınız tepki aldı mı?
Görüntülerin bu kadar yayınlanmasının ardından bizim yaptığımızı siyaset gibi algılayanlar oldu. Belediyeyi protesto ediyormuşuz gibi algıladı insanlar ama biz belediyeyi protesto etmedik. Sadece olayların büyüklüğünü insanlara güldürerek anlatmak istedik. Olayın daha sonrasında da üzücü olaylar oldu. Ölenler oldu. Bir gazete internet üzerinden “ İnsanlar ölürken bunlar yüzüyorlar” diye manşet attı. Ama biz bu işi yaparken daha kimse ölmemişti ve gazeteyi arayarak olayın böyle olmadığını anlattık. Özür dilediler ve haberi düzelttiler.
Bu olay hayatınızda nasıl bir değişim yarattı?
Bu durum işlerime de yansıdı ve işlerimde bir patlama oldu. Hatta geçenlerde bir tantunici dükkanına gittim ve beni tanıdılar. “Sen o yüzen abi değil misin?” dediler ve tantuninin onlardan olduğunu söylediler. Hastane caddesinde de karşıdan karşıya geçerken biri beni tanıdı ve selfie çektirmek istedi. Bu kişinin arından bir sürü insan etrafımı sardı ve selfie çektirdi. İşin garip tarafı ise bu insanların çoğunluğunun benim kim olduğumu bilmemesi ve beni ünlü biri sanmalarıydı.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Tüm Mersinlilere geçmiş olsun diliyorum. Bir daha böyle afetlerle karşılaşmamamızı diliyorum. Karşılaştığımız takdirde de tüm önlemlerin önceden alınmış olmasını istiyorum.