Göynük Kanyonu Tehdit Altında
Tarihi Likya Yolu’nun içinden geçtiği Göynük Kanyonu tehdit altında
Yolsuzluklarla başlayan ihaleler
Göynük Kanyonu’nun 2008 yılında Milli Parklar Müdürlüğü tarafından yap-işlet-devret modeli ile ihaleye çıkarılmasının ardından, ihaleyi UTM Proje İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ni temsilen Nevzat Ak adlı kişinin, 58 bin TL ile başlayan ihaleyi 318 bin TL’ye yükselterek kazandığı açıklanmıştı.
Daha sonra bu fiyatın yüksek bulunmasının ardından Nevzat Ak adlı kişinin, kanyonda uzun yıllardır tur düzenleyen Atamer Dış Ticaret Ltd. Şti. ortaklarından Derya Atamer ile anlaşıp, temsil ettiği UTM Ltd. Şti.’nin ana sözleşmesinin ihale şartlarına uygun olmadığının ihbar edilmesiyle ilk ihalenin iptal edildiği haftalık olarak yayınlanan Gazete Kemer’in 557. sayısının sayfalarına yansıdı.
Gazete Kemer’in yine aynı sayısında bu ihalenin 2009 yılındaki tekrarında UTM’ye yakın olan bir şirketin Atamer Dış Tic. Ltd. Şti. ile beraber ihaleye katıldığı fakat şirketin ihaleye katılım için yasal engelinin çıkması ile beraber başka bir kişi tarafından temsil edildiği ama ihaleyi 58 bin TL’lik muhammen bedeli yüzde on arttırarak Atamer Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin aldığı yazıldı. Bu haberde daha sonra Nevzat Ak ile ilk ihaleyi alan UTM Ltd. Şti. ortaklarının bir anda Atamer Dış Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklarına dönüşüverdiği ama yeni ortakların şirketin hisselerinin tamamını ele geçirmek için harekete geçmeleriyle şirketin asıl sahipleri ile mahkemelik oldukları ve yine ihaleye fesat karıştırıldığı konusundaki itiraflar ile ihalenin tekrar iptal edildiği bu haberde yer aldı. Fakat Nevzat Ak adlı kişinin ve diğer ortakların İdari Mahkeme’ye başvurarak yürütmeyi durdurma kararı aldıkları ve 2010 yılından günümüze kadar kanyondaki ticari faaliyetleri sürdürdükleri biliniyor.
Bütün bunlara rağmen Antalya Valisi Ahmet Altıparmak’ın başkanlığındaki İl İdare Kurulu’nın yapılan usulsüzlüklere ve ihaleye fesat karıştırıldığı iftiralarına rağmen ilgili devlet görevlileri hakkında soruşturma izni vermediği ve kanyonda iş makineleriyle izinsiz olarak başlatılan çalışmalar hakkında yapılan şikayetlerin üzerine Kemer Jandarma Komutanlığı tarafından tutulan tutanağın bir süre ortadan kaybolmasının ardından komutan Fikret Gümüş’ün bizzat müdahalesi ile bulunup işleme konulduğu yine haberde belirtildi. Bu işlemler sürerken söz konusu şirketin dere yatağında çalışmalar yaparak yatağı iş makineleri ile biçimlendirdiği ortaya çıktı.
Kanyon büyük tehdit altında
İhalenin ikinci kere kazanılmasının ardından ihaleye fesat karıştırıldığı itiraflarına ve bu itiraflar sonucu ihalenin iptal edilmesi kararının verilmesine ve ortakların ihtilaflı duruma düşmesine rağmen kanyonda çalışmalar hala sürüyor. Kanyon yatağının iş makineleri ile değiştirilmesinin yanı sıra kanyona girip çıkan turistlerin en büyük şikayetlerinden biri ise kanyonun girişinin ücretli olması. Kanyon’u gezmeye gelen Rus Vitalii çifti şimdiye kadar dünyada gittikleri hiçbir Milli Park’a ücret ödemediklerini ve bunu yanlış bulduklarını söylüyorlar.
Göynük’e Almanya’dan 7 sene önce gelip yerleşen ve Göynük’te Natur Haus Oteli’ni eşi ile birlikte işleten Fatma Avcı ise Göynük’e gelen turistlerin şikayetlerini şöyle dile getiriyor: “ Almanya’dan geleli 7 yıl oldu. Göynük Kanyonu’na 1 km mesafede bulunan Natur Haus Otelini de eşimle birlikte işletmekteyiz. 2006 yılı başında kanyonu ilk gördüğümde hayran kalmıştım. Doğal halinden hiçbir şey kaybetmemişti. 1998 yılında açılan yol bile doğa koşuları altında yeniden kapanmış ağır kış şartları yolu bozmuş, kayalar düşmüş, yeniden çam fideleri topraktan çıkarak açılan yolu tamamen kapatmıştı. 2006-2007 yıllarında yöremizde yaşayan binlerce kişi burada sabah yürüyüşleri, piknik yapmaya gelenler, kanyon içinde oluşan doğal temiz su havuzlarında suya giren yabancı turistler, uluslararası tanınmış 509 km uzunluğundaki tarihi Likya yolunda trekking yapan yabancı gruplar, kışı geçirmek için Göynük’te otellerde kalan yabancı turistler, daha binlerce kişi burayı gezerek mutlu oluyordu. Kanyonun bulunduğu yer BEYDAĞLARI-OLİMPOS MİLLİ park sınırları içinde kalıyordu.
Ancak 2008 yılında kanyon işletilmek üzere Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce ihaleye çıkarılıp bir şirkete verildi. Şirket işe öncelikli olarak kanyon içindeki doğal yapıyı tahrip etmekle başladı. Ormanları tahrip ederek yeniden yollar açtı. Girişe kapı yaptı ücret almaya başladı. Kapıyı saat 7’de kapatarak gece yürüyerek gelen yabancı turistlerin kanyon içinde kilitli kalmalarına neden oldular. Zaman zaman bu turistler gece kanyonda kalmamak için dikenli telleri aşmaya çalışarak yaralandılar. Trekking yapan turistler bizim otelimizde kalıyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde kanyonlara para vererek girilmiyor ve kapanmıyor diyorlar. Bu durumu anlamakta zorlanıyorlar. İşletmeci şirket kanyon içine büyük kepçeler sokarak kanyon tabanında hafriyat yaparak doğal yapısını bozup suyun yeraltına kaçmasına ve sulama yapmamıza engel oldular. Devlet Su İşleri’ne şikayette bulunmamıza rağmen Devlet Su İşleri de ilgilenmedi. Kanyon içinde yapay yüzme havuzları yaparak doğayı müthiş şekilde tahrip etmişlerdir. Bu yapılanların projede olduğunu sanmıyorum ancak denetleme mekanizması yeterli çalıştırılmadığı için istedikleri gibi hareket edebiliyorlar. Açılan davaların kazanılmış olmasına rağmen mahkeme kararları uygulanmamakta, halkın gözünden gerçekler saklanmaktadır.”