“Gözaltındaki Gazetecileri Serbest Bırakın”

Beş basın, yayın ve yazar meslek örgütü, hukuksuzluğa ve halkın iradesine yönelik müdahalelere dikkat çekti: “Gözaltındaki Gazetecileri Serbest Bırakın”

Fotoğraf: TGC, TGS, TÜRKYAYBİR, TYS, PEN

Beş basın, yayın ve yazar meslek örgütü, “Gözaltındaki Gazetecileri Serbest Bırakın” dediler. Barışçıl protesto hakkına yönelik baskıları ve basın emekçilerine yapılan müdahaleleri kınadılar. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarının tutuklanmasını da kınadılar.

TGC, TGS, TÜRKYAYBİR, TYS, PEN Türkiye, hukuksuzluğa ve halkın iradesine yönelik müdahalelere dikkat çekti. Birlik, barışçıl protesto hakkına yönelik baskıları ve basın emekçilerine yapılan müdahaleleri kınadı. “Gazeteciyi ve medyayı tehdit etmekten vazgeçin!” başlıklı toplantı sonunda açıklama yaptı. Açıklamada gazetecilere, yazarlara, yayıncılara yönelik uygulanan hukuksuz gözaltı, ev hapsi ve tutukluluk kararlarını kınadı. Ayrıca güvenlik güçlerinin gazetecilere yönelik şiddeti, internete erişim hakkının engellenmesini kınadı. İlaveten İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarının tutuklanmasına dair açıklama yaptı.

Açıklamada şu görüşler yer aldı:

“Türkiye, Anayasası’na göre demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Basın hürdür, sansür uygulanamaz. Ancak uzun yıllardır devam eden basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik engellemelerle gazeteciler, yazarlar, yayıncılar haksız gözaltı, ev hapsi, tutukluluk ve işsizlik tehdidi ile mesleklerini yapamaz hale getirilmeye çalışılmaktadır.

Toplumdaki Adalet Duygusuna Zarar Verilmiştir

Holding patronları yurttaşların haber alma hakkı için görev yapan gazetelere, muhabir ve yazarlara milyonlarca liralık tazminat içeren stratejik davalar açmaktadır. Davalar bir hakkı savunmak yerine baskı yapmak amacı taşımaktadır. Son olarak 19 Mart 2025 tarihinde CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 106 kişi için gözaltı kararı alınmış, 48 kişi tutuklanmıştır. İstanbul Barosu yönetimi görevden alınmıştır. Demokrasi açısından yaşadığımız kriz, seçme ve seçilme hakkına, toplumdaki adalet duygusuna zarar vermiştir. Kalıcı olarak toplumsal barışın gerçekleşmesi için seçimle gelen herkes seçimle gitmelidir.

Hukuk devleti olmaya devam edebilmemiz için seçme ve seçilme hakkı korunmalıdır. RTÜK tarafından 13 yıl önceki Gezi sürecine yönelik TV kanallarının görüntüleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiştir. İktidar, Gezi sürecini yeni bir baskı aracı olarak kullanmaya hazırlanmaktadır. Bu süreç yaşanan demokrasi krizinin ardından Saraçhane’de düzenlenen toplantı ve eylemlerin haberleştirilmesinde de devam etmiştir. Son olarak 11 meslektaşımız gözaltına alınmış, bir meslektaşımıza ev hapsi verilmiş, üç meslektaşımız güvenlik güçleri tarafından darp edilmiştir. İktidarın talebiyle X sosyal medya platformunda gazetecilerin, yazarların, yayıncıların, internet sitelerinin de içinde olduğu 700 sosyal medya hesabı askıya alınmıştır.

Yurttaşın Haber Alma Hakkının Engellenmesinden Vazgeçilmelidir

RTÜK Başkanı ise demokrasiye, Anayasa’ya, Basın Kanunu’na aykırı davranarak Saraçhane’deki toplantıları canlı yayınlayan TV kuruluşlarına gözdağı vererek lisanslarının iptal edilebileceğini duyurmuştur. Biz bir araya gelmiş beş basın, yayın ve yazar meslek örgütü olarak diyoruz ki; Demokrasiye, seçme, seçilme hakkına, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik bu kuşatmadan, gazetecilere, yazarlara, yayıncılara yönelik uygulanan hukuksuz gözaltı, ev hapsi ve tutuklamalardan, yurttaşın internete erişim hakkının engellenmesinden vazgeçilmelidir. Gezi sürecinin takip edilip haberleştirilmesinin gazetecilik faaliyeti olduğu unutulmamalıdır. İktidara Anayasa’ya ve Basın Kanunu’na uyması, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü ve halkın haber alma hakkını engellemekten vazgeçmesi için çağrı yapıyoruz.”

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.