Gu Kailai İngiliz İşadamını Neden Öldürdü?
Epoch Times muhabiri Lin Zixu
Tüm dünyanın yakından takip ettiği davanın sonuçlanmasının ardından hala cevap bekleyen sorular var. Neden ünlü politikacı Bo Xilai’ın eşi İngiliz işadamını kendi elleriyle öldürdü?
İddiaya göre İngiliz işadamı Neil Heywood, Gu’nun oğlunu tehdit etmişti ve bu yüzden oğlunu korumak istedi. Diğer bazı sebepler ise finansal anlaşmazlıklar ve duygusal çatışmalar. Ancak, yakından incelendiğinde tüm bunlar basit sebep gibi gözükmekte.
Gerçekte, Çin Komünist Partisi (ÇKP), Politbüro ve yargı sistemi Gu’nun işlediği gerçek suçları gizli tutmak için her türlü gücü kullanıyor. Eğer gerçek hikaye ortaya çıkarsa Parti ve eski lider Jiang Zemin’in işlediği derin ve geniş kapsamlı suçlar (Falun Gong uygulayıcılarının benzeri görülmemiş şekilde topluca katledilmesi ve organlarının çalınması) açığa çıkacak.
Gu Kailai’ın oğlu kimdir? İsmi Bo Guagua. ÇKP içerisinde en acımasız olarak bilinen kesimin yetiştirdiği ve geleceğin lideri yapmaya çalıştığı Bo Xilai’ın oğlu.
ÇKP dünyanın en büyük ve en kanlı organize suç ağına sahip bir örgüt. Kaplanları tehdit eden kuzu misali, Neil Heywood gibi biri Bo Xilai’ın oğlunu nasıl tehdit edebilir?
Heywood gerçekten Bo Guagua’yı tehdit etmiş olsa, Gu, Heywood’u kendi başına neden öldürmeye kalksın?
2007 yılında eski politbüro üyesinin oğlu Wu Guanzheng bir otel odasında öldürülmüştü ancak bugüne kadar failleri bulunamadı. Güçlü bir politikacının oğlu iz bırakmadan öldürülebiliyorsa, Heywood’u öldürmek çok daha kolay olması gerekirdi. Cinayet sorunsuz bir şekilde tamamlanır ve kimse Bo Xilai’ın ailesi ile bir bağlantı kuramazdı.
Varsayalım Gu Kailai Heywood’u maddi çıkarlar yüzünden öldürdü. Bu iddia da çok tuhaf gözüküyor. Bo ve Gu çifti, yurtdışında 6 milyar doların üzerinde malvarlığına sahip. Heywood’a biraz komisyon vermek çok problem olmazdı. Öyleyse onu neden öldürmek istediler?
Gu Kailai ve ailesini tehdit edecek tek şey onunla bağlantılı olaylarda ÇKP’nin isminin de karalanması idi. Gu’nun organize ettiği Falun Gong uygulayıcılarından çalınan canlı organlar ve cesetlerin satılması gibi korkunç suçlar eğer açığa çıkarsa ÇKP’nin meşruluğu da sorgulanacaktır.
1999 yılında Falun Gong’a zulmü başlatan Jiang Zemin’in yardımı ile yükselen Gu ve Bo zulme destek konusunda çok aktif çalışıyorlardı. Falun Gong uygulayıcılarını Liaoning Eyaletine transfer ettiler, canlı vücutlarından organlarını çaldılar ve sattılar. Bu sayede binlerce insanı katlettiler. Neil Heywood ise bu iğrenç katliamda suç ortağı oldu.
ÇKP bu zulmü yönetirken, uluslararası insan hakları standartlarını da ihlal etmiş oldu. Bir başka deyişle ÇKP modern dünyanın temel ahlak değerlerini çiğnemiş bulunmakta.
Eğer Çin halkı gerçeği bilseydi, uyanıp ÇKP’ye işlenen cinayetler ile ilgili hesap sorabilirdi. Aynı şekilde birçok demokratik ülke bunun yanında durmaz ve devam etmesine izin vermezdi. Buna aldırmayan demokratik ülke hükümeti ise halkı tarafından oy kaybederek dışlanırdı.
O zaman güçlü bir kadın neden kendi başına bu cinayeti işledi?
Neil Heywood’un bu kirli sırra ortak olması, vicdanını rahatsız etmiş ve itiraf etme isteği doğurmuş olabilir.
Neil Heywood’un gerçeği açıklayabileceği korkusu Gu’yu harekete geçirmiş olabilir. Bunlar cinayetin arkasındaki gerçekler olabilir.
Bu derin ve karmaşık bir dava, ancak davanın çok hızlı bir şekilde sonuçlanması da ilginç.
Kısa zamanda sonuçlanması, Gu’nun davasının ÇKP’nin geleceğini ciddi şekilde tehdit ettiğini göstermekte. ÇKP bu gizli sır ile yüzleşmeyi ve sorumluluğu göze alamazdı. Bu aynı zamanda ÇKP’nin neden Gu Kailai’ın gerçeği kapatmasına yardımcı olduğunu da açıklamakta. Aksi takdirde, Bo Xilai and Gu Kailai ile birlikte tüm ÇKP de aynı kaderi paylaşabilir.