Kamuran Öztop, iş kadını, danışman ve akademisyen olarak girişimcilik konusunda önemli bir rol model. Girişimcilik hikâyesi Mersin’de gıda mühendisliği alanında üniversiteden mezun olduktan sonra yüksek lisans eğitimine devam ederken Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının genç girişimciler için verdiği Tekno Girişim Sermayesi Desteğini kazanarak başlıyor. Sonrasında da hem bir firma sahibi, hem Türkiye’nin en genç KOSGEB girişimcilik eğitmeni hem de Toros Üniversitesi’nde akademisyen olarak girişimcilik üzerine dersler vererek girişimcilik alanında pek çok ilke ve başarıya imza atıyor. Son olarak akademisyen/Mersin Kent Konseyi Başkanı Ayferi Tuğcu ile beraber içerisinde yer aldıkları ve kategorisinde Gaziantep Ticaret Odası’na dünya birinciliği getiren girişimcilik projesine önemli katkılar sundular. Biz de The Epoch Times olarak kendisi ile hem girişimciliğin kodlarını hem de dünya birincisi olan projeye Ayferi Tugcu ile nasıl katkı sağladıklarını konuştuk. Keyifle okumanız dileğiyle.
Başarılı bir girişimci ve girişimcilik üzerine akademik düzeyde ders veren bir kadın olarak size girişimciliğin kodları nedir diye sorsak, ne dersiniz?
Öncelikle kendini tanımak derim. Girişimcilik eğitimlerinde ilk olarak konuştuğumuz konu bir girişimcinin hangi özelliklere sahip olması gerektiğidir. Bu sorunun genellikle cevabı verilirken; girişimciler finans bilmeli, yöneticilik becerisi olmalı, çalışkan olmalı, sabırlı olmalı, ikna kabiliyeti yüksek olmalı gibi birçok meziyet sıralanır. Böyle olduğunda ben hemen tahtaya bir superman/superwoman çiziyorum. Çünkü bunların hepsine sahip olan kişi ancak bir superman/superwoman olabilir.
Ben başarılı, başarısız her neyse bir girişimciyim. Saydığınız bütün özelliklere meziyetlere sahip miyim? Hayır. Nasıl girişimci oldum? Girişimciyi böyle bir kalıba sokabiliyor muyum? Bu konuyu derslerde mutlaka girişimci örnekleri inceleyerek destekleriz. Herkesin başka bir hikayesi var ve herkes başka karakterlerde. Peki o zaman böyle bir kalıbı yok girişimcinin. Girişimci olmanın özellikleri gibi bir başlık açtığımda bütün kitaplarda ve literatürde yazan şeyler vardır. Çoğuna katılmam çünkü bunu bir kalıba sokamıyorum. Bazı insanlar çok dışa dönük olur ve iletişimi güçlü olur ama iletişimi çok kötü ama çok başarılı girişimciler tanıyorum. Bu konuyu ben naçizane şöyle bir denkleme oturttum kafamda; kendini tanımak. Bu bence çok önemli.
Biraz açar mısınız?
Evet. Kusurlu canlılarız biz. Hepimiz için bu böyle. Yani benim her şeyi iyi yapmam mümkün mü? Başarısız olduğum bir dünya konu var. Ama çok iyi yaptığımı düşündüğüm şeyler de var. Bu farkındalığı yakalamak çok önemli ve zor. Hani sonuçta her şeyi iyi yapamayız. O yüzden girişimciyi belli bir kalıba sokmak yerine önce girişimci kendini tanıyacak. Hangi konuda iyiyim, hangi konuda kötüyüm, ne yapmak istiyorum, nereye gitmek istiyorum? Bunları kafanızda netleştirdiğinizde çok daha hızlı yol alıyorsunuz.
Ve bir yol haritası olacak, öyle mi?
Mutlaka! Aslında girişimcinin sonuçta bir vizyonu bir davası olacak. Siz kişisel vizyonunuzu ortaya koyuyorsunuz. Nereye gitmek istiyorum? Sonrasında zaten yol haritası ona göre şekilleniyor. Kendini tanıma konusu çok önemli bu yüzden. Mesela ben mutlaka eğitimlerde ve derslerde ilk olarak bir kişisel SWOT/GZFT analizi yaptırırım. Ben bu çalışmayı konunun farkındalığıyla ilk 10 yıl önce yapmışımdır herhalde. O zamanlarda yaptığım çalışmada belirlediğim güçlü ve zayıf yönlerime bugün baktığımda bazı şeylerin yer değiştirdiğini görüyorum. İnsanın zayıf yönü her zaman zayıf kalmıyor. Ya da güçlü dediği yönünü daha da fazla geliştirilebileceğini fark ediyor. Kendimde zayıf olarak gördüğüm yönümün bir süre sonra aslında benim en güçlü yönüm olduğunu gördüm ama o zamanki bakış açımla bunu fark edememişim. İşte tam da bu nedenden dolayı girişimci ilk olarak buradan başlamalı. Örneğin, topluluk karşısında konuşma yeteneği yeterli olmayabilir ama bunu nasıl, ne şekilde telafi edebilirimin cevabını verebiliyorsa kişi bir girişimci adayı olabilir. Şimdiye kadar ki tüm gözlemlerim de genellikle şunu gördüm; girişimciler ya çok yüksek bir özgüvene sahip ya da özgüvenleri çok düşük. Girişimcilik eğitimlerinde kişisel SWOT analizlerini yaptırdığımda, görüyorum ki ya zayıf yönleri yazılmış ama güçlü yönler tarafı boş ya da güçlü yönlerini sıralamış, benim hiç zayıf yönüm yok, diyor. Kendinin farkında olan ve reel değerlendirme yapabilen girişimci profiliyle çok az karşılaştım.
Kendileri ile ilgili reel bir değerlendirme yapamayanlar ve bu süreci sürdüremeyenler de vazgeçiyor sanırım.
Kabul etmeliyiz ki girişimcilik çok da kolay bir süreç değildir. Zor bir süreç girişimcilik. Hani çok fazla uykusuz kalıyorsunuz. Kafanızı yastığa koyduğunuzda hiçbir zaman “Çok şükür, gün bitti.” diyemiyorsunuz. Arka planda sürekli beyniniz çalışıyor. Mutlaka bir şeyler ile uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Ama bunu seviyorsanız çok keyifli. Ancak girişimci olmak istiyorsanız rahatınızdan da vazgeçmelisiniz. Konfor alanınızı da terk etmelisiniz. Bir de risk konusunu ben biraz farklı düşünüyorum. Hani girişimcilik risk alma sürecidir. İlk devre budur.
Başarı odaklı olmadan bu sureci sürdürmek çök zor, öyle değil mı?
Elbette başarı odaklı olmak da çok önemli. Ben başarıdan çok beslenen bir insanım. Derseniz ki sizi en çok ne motive eder; beni işimi başarma duygusu inanılmaz motive ediyor. Yani bunu parayla ölçmek mümkün değil. Mesela bugün bana şunu yapalım deseniz ben hiçbir zaman, “Olduğu kadar ya da olması gerektiği kadar.” demem. O yapılıyor mu? O zaman en iyisi olmalı ve ona bütün eforumu sarf etmeliyim. Böyle bir zihniyetim var. Bu aileden de kaynaklı benim için. O yüzden, “Girişimci olunur mu, doğulur mu?” diyoruz. Benim durumumda bu aileden gelen bir durum.
Böyle bir aileden geliyor olmak bir artı ama herkes böyle bir aileden gelmiyor. Peki böyle bir aileden gelmiyorsanız ne olacak?
Hep söylediğimiz gibi bir davanız olacak. Dava, hedef benim için başarı. Evet. Kimisi için para olabilir. Kimisi için saygınlık olabilir. Bilmiyorum ama bir davanız olacak. Adanmışlık gerekli yani. Tam kelime bu. Evet. Mutlaka bir motivasyon kaynağınız olmalı. Mesela bunu bir örnekle açıklayayım. Derslerimde “Arkadaşlar kimler girişimci olmak istiyor?” diyorum. Sonra nedenleri alıyorum? Sonra onlara, “Size şöyle bir iş teklifim var.” diyorum. “Hafta sonları tatil, mesai saatleri sabah 9 akşam 4. Mesai saatleri içinde 5 dakika mola var ve size 30.000 TL maaş veriyorum. Bütün sosyal haklarınızı veriyorum ve benimle çalışır mısınız? kimler çalışır?” diyorum. Elini kaldıranlar yetenince motive değil. Bazıları da elini kaldırmıyor. Belki de hiç kazanmayacağım diyor ama yine de elini kaldırmıyor. Bu iyi bir motivasyon.
Hani kendinizi bu noktada iyi motive edebilmeniz önemli. Neden girişimcilik sorusunun cevabı çok net olmalı ve altı dolu olmalı. Eğer girişimcilikten elde edeceğinizi düşündüğümüz kazanımı başka şeylerden de elde edebiliyorsanız, bu iyi bir motivasyon kaynağı değil. O zaman “Vazgeçin.” diyorum.
Öncelikle tebrik ederek detaylarını öğrenmek istediğim konu ise sizin yönetişim önderliğinizde , Ayferi Tuğcu’nun da ekip içerisinde yer aldığı Gaziantep Ticaret Odası ve UNHCR (Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü) işbirliğinde yürütülen “Kadın Kooperatifleri ve Kadın Girişimcilerin Desteklenmesi Projesi” 2023 Yılı Dünya Odalar Yarışmasında “En İyi Cinsiyet Eşitliği Projesi” kategorisinde birinci oldu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Gaziantep’te Sosyal Kooperatifleri Hedefleyen Kapasite Geliştirme Programı İle Dayanıklılığın Arttırılması Projesi kapsamında kadınlara “Ürün Geliştirme Danışmanlık Desteği” sunduk. Projenin ana konusu mültecilerle uyum sürecinin yürütülmesi ve bunu yaparken de özellikle kadınların gıda alanındaki yetkinliklerinin arttırılması ve kooperatiflere yenilikçi bakış açıları kazandırılmasıydı.
Kadın kooperatiflerini bilirsiniz. Birçok kooperatif, geleneksel üretim modellerine odaklanmıştır ve rekabetçi bir pazar ortamında etkili bir şekilde var olabilmek için inovasyon ve yeni ürün geliştirme konularında yeterli kapasiteye sahip değildir. Genellikle daha geleneksel ürünler üzerinden giderler. Salça görürsünüz, turşu görürsünüz ama daha ilerisine gitmezler. Bu durum, kooperatiflerin pazar taleplerine uygun ürünler geliştirmekte zorlanmalarına ve müşteri ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde adapte olamamalarına neden olmaktadır. Ancak günümüz dünyasında her geçen gün zorlaşan rekabet koşulları, kooperatiflerin geleneksel/kopyacı üretim anlayışından sıyrılarak, pazarın ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen daha inovatif ve katma değeri yüksek üretim ve pazarlama anlayışına geçişini zorunlu kılmaktadır.
Bu noktada Gaziantep Ticaret Odası tarafından kadın kooperatiflerinin daha katma değerli ürün üretebilme kabiliyetlerini artırmaya yönelik bir proje kurgusu yapıldı. Öncelikle Gaziantep’te katma değer yaratacağı düşünülen 7 tane tarımsal ürün belirlendi. Bu tarımsal ürünler; domates, zeytin, zahter, tarhun, moringa, buğday, sumaktı. Projenin ikinci basamağında bu ürünlerden ortaya çıkarılabilecek katma değerli ürünler oluşturulması istendi. Biz kadınlara bu konuda “Ürün Geliştirme Danışmanlığı Hizmeti” sunduk. Yani o ürünlere katma değer kazandırma safhasında bulunduk.
Keyifli ve oldukça emekle geçen 8 aylık süre sonunda geldiğimiz nokta da, birçok girişimcinin ortaklıklar kurmak istediği bir ortama evrildi. İlmek ilmek işlenen bir sürecin sonrasında gerçekten muazzam bir sonuç çıktı ortaya.
Bu süreçte neler yaptık? Kadınlara ürün geliştirme süreciyle ilgili bir eğitim verdik. Hem teorik hem uygulamalı eğitimler oldu bunlar. Yeni bir fikir nasıl geliştirilir, sorun ve ihtiyaç nasıl tespit edilir, her geliştirilen fikir yeni bir ürün müdür, kıymetli midir? Geliştirilen ürünler pazarda karşılık bulabilecek mi? Ürün Pazar uyumu var mı? Hep bunun üzerine gittik açıkçası. Akabinde de işin mutfağına girdik. Gaziantep Ticaret Odası bizden belirlenen 7 tarımsal ürün kullanılarak üretilmiş 3 tane inovatif katma değerli ürün bekliyordu. Tabi projeyi riske atmamak adına biz buradan cebimiz dolu gittik. Hali hazırda ilk olarak öncelikle üzerinde çalıştığımız katma değer yaratabileceğine inandığımız 3 ürünümüz vardı elimizde. Ancak öylesine başarılı kadın gücünün etkin işleri çıktı ki gün sonunda tam 22 tane inovatif ürün ortaya çıktı ve bunların 7 tanesine patent başvurusu yapıldı. Ürünler arasında özellikle kuru dolma gibi Gaziantep’e özgü yemeklerin yarı mamul halde raf ömrü sağlanarak yurt dışı pazara dahi gönderilecek formları bulunmakta. Süreçte birlikte çalıştığımız şeflerimizin, özellikle Ayferi Hocamın iletişim ve ilişkileri kurgulama noktasında çok fazla desteği oldu. Kısacası bu iş tam bir ekip çalışmasıydı.
Projeyi geçen sene Aralık’ta bitirdik. Neredeyse bir sene oldu. Proje sonunda şu anda alıcısıyla buluşacak rafa çıkmaya hazır ürünler oluştu. Geçtiğimiz ay Gaziantep Gastronomi Akademisi’nde üretilen bu ürünlerin satışına başlanacak bir satış mağazası açılışı oldu. 2 tane kadın kooperatifi bu ürünlerin satışı için alt yapı hazırlıklarını tamamladı. Gerçekten çıktısı olan ve değer yaratan bir proje oldu. En sonunda da 47 ülkeden 111 Odanın başvurduğu ve İsviçre-Cenevre’de düzenlenen 13.Dünya Dünya Odalar Yarışması’nın Cinsiyet Eşitliği kategorisinde “Kadın Kooperatifleri ve Kadın Girişimcilerin Desteklenmesi Projesi” ile birincilik alınarak Gaziantepli üretken, çalışkan kadınların adını tüm dünyaya duyuruldu.
Böyle bir projenin eğitmenliğini ve danışmanlığını yapmış olmaktan son derece gururlu ve mutluyuz.
* SWOT Analizi: Türkçe kısaltma olarak GZFT olarak nitelendirilen, kişinin kendisinin veya bir işletmenin, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek ve dış çevrelerden kaynaklanan tehdit ve fırsatları tespit edip bunlara karşı önlem veya aksiyon almak için kullanılan bir analiz biçimidir.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.