Eski CHP milletvekili ve Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, İstanbul Barosu başkanlığına aday olduğunu “Fetret Devrine son vermek için…” diyerek açıkladı.
“Değişim İsteyen Avukatlar” tarafından yayımlanan ortak bildiri ile İstanbul Barosu Başkan adayı olması için çağrı yapılan Anayasa Hukukçusu Av. İbrahim Kaboğlu adaylık çağrısını kabul ettiğini açıkladı. “Değişim İsteyen Avukatlar” adı altında ortak bir bildiri yayınlayan bini aşkın avukat, Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’na İstanbul Barosu Başkan Adaylığı için çağrı yapmıştı. Kaboğlu, İstanbul Barosu’nda basın toplantısı düzenledi. “Son kırılma, 2017 kırılmasıdır ve reddi mirastır. Belki de buradaki birlikteliğimizi anlamlı kılan bu 2017 reddi mirasıdır” diyen Kaboğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasa; millilik, 150-200 yıllık kazanımların yadsımasıdır. Bakanların bir parti için oy dilenmesi ülkeyi görünmedik eşiğe getirmiştir. AYM’ye erişim engellenmesi gibi bağımsız ve özerk kurumlar sarayın hizmetine sunulmuş bulunuyor. Bütün bunların sonucu sistematik olarak anayasasızlaştırmayı oluşturmaktadır. Anayasanın 2’nci maddesi gözüyle bu dönemi, Fetret dönemi olarak nitelendiriyorum. Bu dönemde barolar, devletin egemenlik yetki alanında her zaman savunma görevi yapan kuruluşlardır. Coğrafya sınırı yoktur.”
Avukatların bütün anayasa maddelerini savunmak zorunda olduğunu belirten Kaboğlu, “Bu nedenle genel anayasal yetkiye sahiptirler. Barolar savunma çerçevesine indirgenemeyecek şekilde önemli kuruluşlardır. Anayasa sistematik olarak ihlal ediliyorsa ilk etkilenen kuruluşlar barolardır. Demokratik hukuk devleti ile barolar özdeşleşir. İstanbul Barosu, diğer barolardan biridir ama aynı zamanda Türkiye barosudur’’ ifadelerini kullandı.
Hükümetin ilga edildiğini ifade eden Kaboğlu, ‘‘Baroları ilga edemediler ama İstanbul Barosu’nu ‘bölmeyi’ başardılar. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi barolar bölünme parçalanma konusunda farklı konumdadırlar. Baroları geliştirmek avukat örgütlerini güçlendirmek savunmayı bütünlüklü seviyeye getirmek ve esasen adil yargılanma özneleri olarak son derece önemlidir” diye konuştu.
Peki benim yerim nedir? Ben İbrahim Kaboğlu olarak Anayasa avukatlığı yapma şansı buldum. Savunma mesleğini nitelikli yapabilmemiz nitelikli savcı ve hakimlerin var olması ölçüsünde mümkündür. Sonuç olarak biz avukatlar, biz istanbul Barosu mensupları, biz Türkiye’nin anayasızlaştırma süreciyle bir toplumun geleceğinin karartılmasına seyirci kalamayız. Biz İstanbul Barosu avukatları, tüm avukatlara seslenerek yıkıma seyirci kalamayız. Bu nedenle Anayasa’nın koruyucuları olarak fetret dönemine son vermek için hep birlikte yola çıkalım diyorum.” ifadelerini kullandı.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.