İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır.”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Haliç Kongre Merkezi’nde gazetecilerle bir araya geldi. Burada açıklamalarda bulunan İmamoğlu, değişim çağrısına vurgu yaparak yeni yol haritasını açıkladı.
İşte İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları:
“İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır. Ben bu sözü çok önemsiyorum. Şüphesiz yerel seçimlerde İstanbul’u kazanmak büyük bir siyasi başarıdır. İstanbul’u kazanan bir belediye başkanı, dünyanın en önemli şehirlerinden birine hizmet etme onuruna ulaşır. Eğer o kişi bu fırsatı iyi değerlendirir, milletin takdirini kazanırsa, bu başarı onu siyasette çok önemli başarılara taşır.
“Kendimi İstanbul ile mühurlü kabul ediyorum”
İstanbul ve Türkiye’nin kaderleri biliyorum mühürlüdür. Ben de kendimi İstanbul ile mühürlü kabul ediyorum. Hayatımı adadığım bu mukaddes şehre ve 16 milyon hemşerime hizmet etmeyi, Türkiye’ye hizmet etmek ve alternatif bir Türkiye vizyonunu ortaya koymak olarak görüyorum. Hayatım boyunca bir koltuğa değil misyona aday oldum. Siyaset sadece siyasi partilerden ibaret değil. Partiler ötesi İstanbul İttifakı’nı kurmak için elimden geleni yapacağım.
Cumhuriyet Halk Partililere sesleniyorum. Değerli yol arkadaşlarım, Mayıs 2023 seçimlerinde yaşadığımız hayal kırıklığı beni çok derinden üzmüştür. Şunu ifade etmeliyim ki, bu uğurda partimin değişimi-dönüşümü siyaset hayatımın çok önemli bir misyonudur.
Yürüdüğüm ve ulaşmak istediğim menzil de bu değişim ve dönüşümdür.
CHP seçim kaybetmemeli
Sevgili CHP’li yol arkadaşlarım, buradan ifade ediyorum. Artık CHP seçim kaybedemez, kaybetmemeli. CHP ikinci parti olmakla övünemez, övünmemeli. Asla durumu idare edemez, etmemeli. CHP önderliğindeki toplumsal ve siyasal muhalefetin aynı zamanda yerel seçimleri kazanması da bir zorunluluktur.
Önümüzdeki seçimlerde sadece belediye başkanlıklarını değil, belediye meclislerini de hep birlikte kazanmalıyız. Bunun için bütün örgütümüz, belediye başkanlarıyla, başkan adayları birlikte bu değişim-dönüşüm sürecini en güçlü şekilde tamamlayıp uyum içinde çalışmak, çalışmak, çalışmak zorundadır.
Yenilenme, değişim dönüşüm tabi ki kolay değildir. Buradan sesleniyorum. Bu dönüşüme en etkili şekilde katkı sunmaya var gücümle devam edeceğim.
İstanbul dünyanın en önemli merkezlerinden bir tanesidir. Ecdadımız bize büyük bir kültürel ve doğal miras bırakmıştır. İstanbul’a ihanet edilemez. Bu sadece Türkiye’ye değil insanlığa ihanet olur. Şehrimizin yağmalanmasına, adaletsizlik ve çevre katliamına karşı İstanbul’u savunmak için yola çıkıyorum. Dört sene olduğu gibi 16 milyona eşit hizmet götürmek için yola çıkıyorum. 2019’da olduğu gibi İstanbul İttifakı’nın en güçlü şekilde kurmak için geliyorum. İstanbulluları ve kıymetli yurttaşlarımı bu yürüyüşe davet ediyorum. CHP’liler, İstanbullular inanan ki her şey çok güzel olacak.”
28 Mayıs’tan sonra yaptığım açıklamada neredeysem tam da oradayım. En üst düzeyde bu sürece dönük mücadele vereceğimi konuşmamda da söyledim. Varsayımlar üzerinden konuşmayı doğru bulmuyorum. CHP’nin kurultay tarihi belli değil. Süreç olgunlaşacaktır. Ben bu açıklamaları yaparken özellikle İstanbul’da kongrelerin nasıl bir dönüşüm içinde olduğunu gözlemliyorum. Yaptığım açıklamanın ne kadar sorumluluk bilincinde olduğunun altını çizmek isterim. Dönüşüm sürecinde elbette ki temennilerim vardı. Bu temennilerimi kendi isteğimle 4 kez Sayın Kılıçdaroğlu’na ilettim. CHP’nin tarihini bilen geçmişi tertemiz evlatları vardır. Bunlardan biri Özgür Özel’dir başkaları da vardır. Bunlar zaman içerisinde konuşulur.
Gerçek ittifaklar toplum tabanında kurulur. Her gün vatandaşlarımızla bir aradayım. Hangi partiye oy vermiş olursa olsun bunu yaşıyorum, derinden hissediyorum. En şuurlu şekliyle, bilinci yüksek şekliyle biz bu ittifakı 2019’dan daha güçlü bir şekilde kurabilmemiz mümkün. Elbette siyasi ittifakların bu sürece vereceği katkılardır. Burada en ana misyonu kendi partime yüklemekle birlikte, 2024 yerel seçimlerinde 2019’dan daha güçlü siyasi partiler ittifakı kurulabileceğine inanıyorum.
Ben parti süreçlerini iyi bilen bir insanım. Bazı parti içerisinde görevi olan kişilerin kamuoyunda yaptığı açıklamalar ne kadar kritik bir disiplin sorun ise benim de adayım demem sorun teşkil edebilir. Ben adayım demedim, yola çıkıyorum dedim. Tam 7,5 ay kampanya yürüttüm. Şu anda da bir seçim kaybeden olarak bir travmamız var. Ama buradan sıçrama gücümüz de var. Bunu toplumla başarabiliriz. Toplumun gençlerin, kadınların çocukların o bahsettiğiniz voltran diye tarif ettiğiniz pozisyonun daha da karşısındayım.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.