İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, son zamanlarda Adalar halkı tarafından büyük tepki ile karşılaşılan İETT minibüsleri hakkında açıklama yaptı. İmamoğlu “Buradaki toplu taşımayı sağlamak mecburiyetindeyiz” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Metro İstanbul’un düzenlediği Tren Sürücüleri Eğitim Programı’na katılan 101 kadın, 99 erkek; toplam 200 tren sürücüsü, Prof. Dr. Adem Baştürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle brövelerini aldı. Program sonrasına basın mensupları ile bir araya gelen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisine yönetilen soruları yanıtladı. İstanbul Adalar’da vatandaşların “azmanbüs” olarak adlandırdığı minibüslere karşı tepkileri devam ederken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan konuyla ilgili ilk açıklama geldi. Adalar’da hizmete sunulan minibüsler, Adalar’da yaşayan bazı vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılandı ve tepkilerle hala devam ediyor. Bu konuyla ilgili bir açıklamanız olacak mı? sorusuna ilişkin şunları söyledi:
“Adalar halkıyla olan üst seviyede samimi diyaloğumuza zarar getirecek hiçbir davranışta ne ben, ne bir çalışma arkadaşım bulunmaz, bulunamaz. Adalar halkıyla, Adalar’ı çok düşünen ve karşılıklı diyaloğunda hep şeffaf, onların ne hissettiğini anlamaya çalışan bir süreci işlettik. Hatırlarsınız, atların görmüş olduğu fayton zulmünü gidermek adına Adalar’daki faytonların kaldırılma sürecinde ne kadar halkçı, katılımcı ve aynı zamanda emekçisinden, oradaki insanların ne düşündüğüne kadar fikirlerini alan katılımcı bir model yönettiğimizi en iyi adalar halkı biliyor. O bağlamda bizim bu ilişkimizin üzerinden bir işte bu gelişen olayları kötü yorumlayan veya başka türlü yorumlamaya çalışan bir kısım halkın bu duygularını sömürmeye diyeceğim, çalışan bir kısım yayınları da buradan gülerek izliyorum. Zira bizim siyaset anlayışımızda tepkiyi gösteren insanları duymak en önemli şeyimizdir, fıtratımızdır, tavrımızdır. Ben Adalar halkının ya da orada bir kısım vatandaşımızın tepkisini elbette duyuyorum ve hissediyorum ve anlıyorum.”
“Şunu söylemek isterim. Bir kere tespiti sağlam yapmak lazım. Adalarda faytonları kaldırdıktan sonra buradaki toplu taşımayı sağlama mecburiyetimizin olduğunu bilmek lazım. Toplu taşımasız olmaz. Bakınız Adaların neredeyse yüzde 70 küsuru orta yaş ve orta yaş üstü vatandaşlarımızdan oluşuyor ve insanlarımızın toplu taşımadan faydalanma mecburiyeti var. Artı, Adalar epeyce ciddi bir alandır. Başta Büyükada olmak üzere Heybeliada da bunlardan birisi. Buralarda mezarlıklara erişim, hastaneye erişim, sağlık ve kamu kurumlarına erişim gibi mecburiyet var. Tatil günlerinde bazen 60 bini aşan Adalara giden misafirimiz var. Dolayısıyla Adalar’da bir toplu taşıma zarureti var.”
“Değerli hemşehrilerime buradan seslenmek istiyorum. Toplu taşımada tanımlı araçlar var. Bu tanımlı araçların dışında bir aracı siz lisanslayamıyorsunuz ya da ruhsatlandıramıyorsunuz. Biz o dönemde geçici bir ruhsatla, daha doğrusu geçici bir izinle ki ben hatırlar hemşerilerimiz, ben o dönemin İçişleri Bakanı’yla gidip buluştum. Saatlerce toplantı yaptım. Hatta o dönem bu izinin çıkmasıyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanının onayına bile ihtiyaç duyuldu o masada. Sayın Cumhurbaşkanı’nın da katılımıyla peki buna geçici izin verildi. Çünkü araç yok henüz ortada. Faytonu kaldırdık araç yok. Ve L tipi araçlarla orada hizmet etmeye başladık. Bakın L tipi araçlar şu anda ülkemizde ruhsatlanabilen araçlar değil. Geçici izinle bize hizmet eden araçlar.”
“Ve biz o günden bugüne araçların dizaynıyla ve araçların adalara uygun bir araç üretimiyle ilgili yoğun bir çaba içerisinde olduk. Ülkemizin o gün de masada söz verdiğimiz üzere yerli üretimle bu işi ayarlamaya dönük adımlar attık. Ve en nihayetinde şunu söyleyeyim. Biz ülkemizde yeni tip bir aracın, ruhsatlı bir aracın dizaynıyla ilgili farklı ihalelere çıkmamıza rağmen farklı birtakım sistemleri devreye sokarak buna katılımı teşvik etmemize rağmen ne yazık ki biraz ekonomik zorluklar, dönemsel bir takım zorluklar ve de buna hazır olduğunu görmediğimiz birtakım kurum ve kuruluşlardan ötürü katılım olmadı. En nihayetinde bizim 30 Nisan 2024, yani bundan iki ay önce taşımayla ilgili o verilen geçici iznin süresi doldu.”
“Bizim bir an önce araç almamız gerekiyordu ve tek lisanslı araç olan M tipi araç dediğimiz ama çevreye duyarlı, elektrikle çalışan, sessiz ve güvenlik koşullarını sağlayan ve lisanslanabilen tek araç tipi buydu. Ve hızlıca bu araç ihalesini yaparak bu araç ki bu da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekli ASELSAN lisanslı ve KARSAN ortak imalatıyla yapılmış yerli üründür. Biz bu araçları satın aldık. Çünkü biz orada lisanslı bir biçimde toplu taşıma sağlama mecburiyetimiz var. Bakın toplu taşıma mecburiyetimiz var diyorum. Bazı alanlarda toplu taşıma mecburiyeti vardı. Yani İstanbul’da ben toplu taşıma yapmıyorum diyemezsiniz. Adalar’da da diyemezsiniz ve yapmak zorundasınız. Halka sunmak zorundasınız. Ve şu anda o araçlarımızla orada hizmetimizi sunuyoruz.”
“Elbette ki bizim daha farklı, daha farklı bir dizaynla daha farklı bir sistemle lisanslanabilir bir aracın üretimiyle ilgili ARGE çalışmalarımız sürüyor. Ama şu anda böyle bir imkan yok. Artı bizim orada bu toplu taşımayı sunmayla ilgili çabamız olmak zorunda. Yasal zorunluluğumuz var. Yani biri şikayet etse bu konuda biz yargılanırız. Bu bağlamda oradaki mevcut araçların ne şekilde oluştuğu, ne şekilde olgunlaştığıyla ilgili başta Adalar Belediye Başkanımız Sayın Ercan Akpolat olmak üzere İETT Genel Müdürümüz halka şeffaf bilgilendirme toplantıları yapıyor. Büyük oranda aslında halkla uyumlu bir şekilde bu süreci karşılıyorlar ama ha dizayn hassasiyeti, efendime söyleyeyim estetik hassasiyeti olan bir kısım vatandaşlarımızın tepkileri var. Bunu da saygıyla karşılıyoruz.”
“Buna karşı bizim niye böyle yapıyorlar diye bir tepkimiz yok. Ben bunu tabii bayram tatiliyle yoğunlaşan bu tepkileri uzaktan da olsa takip ettim. Adalar halkına dönüp de bir açıklamam, bir beyanım olacak. Kendilerine bütün bu bilgileri aktaran bir sunumum da olacak. Bu bağlamda çalışmalarımız sürüyor ama orada toplu taşıma olmak zorunda. Fakat farklı bir yere dikkat çekmek isterim. Bu konuda mülki amir noktalarını başta emniyet olmak üzere de katkılarını en üst seviyede talep ediyoruz. O da şu; şu anda toplu taşımanın eksikliğinin var olduğunu düşünen ya da bunu fırsat bilenler, ruhsatsız taşımacılık yapan ve Adaları esas çirkin gösteren bir kısım elektrikli araçlar var. Yani böyle küçük, minik yani farklı tipolojideki elektrikli araçlar, şarjlı cihazlar; iki tekerlekli, üç tekerlekli, dört tekerlekli şarjlı cihazlarla orada asla ve asla ulaşım hizmeti veremeyecek bir kısım araçlar iş görür durumda v acayip bir sayısı artmış. Bunların tümünün toplatılması şart.”
“Mevcut toplu taşımamızın belli hassasiyetler ve belli zaman dilimleri gözetilerek hizmet edilmesinin sağlanması lazım. Buna lütfen hemşehrilerim engel olmasınlar. Seslerini duyuyoruz ve bu hassasiyeti de takip ediyoruz. Dediğim gibi inşallah ilerleyen zaman diliminde ruhsatlanabilir birtakım çalışmalarla elde edeceğimiz bir yeni dizaynla ruhsatlanabilir bir araçlar olduğu takdirde hızlıca da o aracın teminine ya da üretimine geçmek istiyoruz. Bu arada şunu da söyleyeyim. Şu anda bizim orada hizmete sunduğumuz M tipi araçlar, Floransa’da, Roma’da, Bordeaux ve bunun gibi bir kısım tarihi şehirlerin tarihi bölgelerinde kullanılan araçlardır. Yani bu araç öylesine hani sadece Adalar için getirilmiş bir araç değil. Özellikle dünyanın tarihi alanlarda taşımayla ilgili, toplu taşımayla ilgili. hizmetine sunulan Avrupa’nın çok önemli tarihi şehirlerinde kullanılan araçlardır. Bizim de bu konuda hassasiyetimizin olduğunu hemşehrilerimiz bilsinler.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.