İmparator Ming: Doğu Han’ın Altın Çağının Yaratıcısı
David Wu, Epoch Times
Liu Zhuang, Han İmparatoru Xiao Ming (ölümünden sonraki adı, “Evlada yakışır derecede saygılı ve Parlak İmparator” anlamına gelir) Doğu Han Hanedanlığının ikinci imparatoru ve İmparator Guangwu’nun oğludur. Birkaç büyük öğretmen tarafından eğitilmiş zeki bir adam olarak tahta çıktığında oldukça bilgili ve kararlı bir şekilde yönetimi geliştirdi.
İmparator Ming, tavsiye üzerine terfiler yerine sadece yetenekli ve ahlaklı hükümet yetkililerini seçti. Ayrıca karısının akrabalarının hükümet görevlerine getirilmesini önlemek için sıkı kurallar koydu. Mevcut yetkililerde yetenekli insanları merkezi hükümete tavsiye etmeleri için teşvik edildi. İmparator Ming, bölgesel yetkililer hakkındaki değerlendirme sistemini tanıttı ve böylece hem iyi hem de kötü yaptıkları şeyler merkezi hükümete bildirildi.
İmparator Ming, Çin tarihinde kültürel gelişmeleri teşvik ederek Hanedanını yöneten birkaç önemli imparatordan biri oldu. O, Konfüçyüsçülüğü savundu ve aynı zamanda aktif bir şekilde Budizm’i tanıttı. Bunun bir sonucu olarak, hem Konfüçyanizm hem de Budizm o dönem emsalsiz bir gelişim gösterdi.
Konfüçyüs kültürü bakımından, imparatorların öğretmenlere saygı geleneği başladı. Tahta geçtikten sonra, bir prens iken ona eğitim veren kişiye hala büyük bir saygı ile davrandı. İmparator Ming, hastalanan öğretmenini ziyaret ederken bir imparator değil de sanki hala bir öğrenciymiş gibi nezaket kurallarını takip etmeyi seçti. Öğretmeni vefat ettiğinde, İmparator Ming bizzat cenaze törenine katıldı ve ölen öğretmenine minnettarlığını göstermek için öğretmenin ailesine bakmaya devam etti.
İmparator Ming, Konfüçyüs kültürünü tanıtmak için bizzat Konfüçyüs’ü ikametinde ziyaret etti ve orada Konfüçyüs öğretileri üzerine ayrıntılı bir konuşma yaptı. Onun teşviki ile bütün yetkililer (askerlerde dâhil) ve aile üyeleri kendilerini Konfüçyüs öğretilerini öğrenmeye adadı. Ayrıca, Han’a komşu kabileler de kendi soylu çocuklarını Konfüçyüs felsefesini öğrenmeleri için Doğu Han’a gönderdiler.
İmparator Ming, Budizm’e de yetkililer ve insanlar için önemli bir öğreti olarak değer verdi. Hindistan’a bir kraliyet elçisi yolladı, elçi Budizm öğretilerinde uzman rahiplerin eşliğinde beyaz bir atın sırtında Budist kutsal yazıtları ile geri döndü. Budizm, böylece resmen Çin’de tanıtıldı.
İmparator Ming, Luoyang’da rahipler için bir tapınak inşa etti ve ona bu olayın anısına Beyaz At Tapınağı adı verildi. “Çin’deki İlk Antik Tapınak” olarak bilinen ve Çin Budist tarihinde saygın bir yere sahip bu tapınak, 1960 yıllarında sonunda Çin Komünist Parti rejimi altında ciddi bir şekilde mahvedildi. Tapınak aynı zamanda Han Hanedanlığı döneminin en önemli tercüme kurumuydu ve çoğu Budist kutsal yazıtı orada tercüme edilmiştir.
Dışişlerine gelince, İmparator Ming, kuzey Xiongnu’nun (Hunlar) uzun süreli işgalini asker göndererek çökertti. Diğer yandan, diplomatik elçisi Ban Chao’yu batı bölgesine yolladı ve elli yıldan uzun bir süredir bölgeyle kesilmiş olan ticari ve kültürel alışverişi yeniden canlandırdı.
Batı Han Hanedanlığından alınan derslerle, İmparator Ming karısının ailesinin siyasi işlere müdahale etmelerini veya sarayla ilgili işlere katılmalarını yasaklayan sıkı mevzuatlar koydu. Kraliçenin ailesi yâda cariyeler yasayı ihlal ederse, İmparator Ming onlara hoşgörü görüyle davranmadı. Bir defasında annesinin kardeşi cinayet işledi, fakat İmparator Ming annesinin tüm ricalarına rağmen, yasalara göre ölüm cezası verilmesini emretti.
İmparator Ming’in saltanatı altında, yetenekli ve kabiliyet sahibi insanlar hükümete hizmet etmeleri için seçildi ve bu konudaki politikalar ve tedbirler uygun bir şekilde yerine getirildi; düşük vergilendirme sistemi kabul edildi ve dolayısıyla insanların yaşam standartları gelişti ve etnik gruplar arasındaki ilişkiler düzeldi ve nüfus hızla çoğaldı.