İsrail Gazze’ye Kara Operasyonu Başlattı

Yaffa Camii’nin yıkıntısı, yakındaki Yafa Hastanesi’nden görülüyor. Cami, 7 ve 8 Aralık 2023 tarihlerinde İsrail güçleri tarafından yıkıldı.
Beaule, Victoria (25 Ocak 2024), “İsrail, Gazze'deki sivilleri tahliye etmeleri konusunda uyarırken, IDF sığınak olarak tanımlanan şehri bombaladı”, ABC News. (Fotoğraf: Wikimedia)
İsrail, Gazze Şehri’nde kara operasyonu başlattı. Yaffa Camii’nin yıkıntısı, yakındaki Yafa Hastanesi’nden görülüyor. Cami, 7 ve 8 Aralık 2023 tarihlerinde İsrail güçleri tarafından yıkıldı. (Fotoğraf: Wikimedia)

İsrail ordusu, 16 Eylül 2025’te Gazze şehrinde geniş çaplı bir kara operasyonu başlattı. Operasyon öncesinde, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), şehirdeki sivillerin güneye tahliye edilmesini istedi. IDF, tahliye rotasını sosyal medya platformu X üzerinden Arapça olarak paylaştı.

Bu gelişmenin ardından 20’den fazla uluslararası yardım kuruluşu harekete geçti. Norveç Mülteci Konseyi, Save the Children ve Action for Humanity, diğer kuruluşlarla birlikte ortak bir açıklama yayımladı. Ayrıca dünya liderlerine seslenerek, sivilleri korumak için derhal müdahale etmelerini talep etti.

Kuruluşlar, Gazze’deki durumun hızla kötüleştiğini belirtti. Açıklamada, “Gazze’de yaşam yok olma riski taşıyor” ifadesine yer verildi. Bu çağrıdan sadece bir gün önce, Birleşmiş Milletler İsrail’i soykırımla suçlayan bir rapor yayınladı. İsrail ise raporun taraflı olduğunu söyleyerek, Hamas’ı asıl suçlu ilan etti.

İsrail hükümeti, operasyonun yalnızca Hamas’a yönelik olduğunu vurguladı. IDF sözcüsü, askeri hedeflerini “Hamas’ı yok edeceğiz” diyerek açıkladı. İsrail ayrıca, güneydeki bölgelerde sivil nüfus için altyapının hazır olduğunu iddia etti.

Buna rağmen, yardım kuruluşları durumun farklı olduğunu belirtiyor. Açıklamalara göre, tahliye edilen siviller yaşanamayacak kadar dar alanlara sıkıştı. Bu bölgelerde barınma, su ve gıda gibi temel ihtiyaçlar karşılanamıyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı, çatışmaların başından bu yana 65.000 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Ancak bu sayılar sivil ve asker ayrımı yapmadan veriliyor. Uluslararası kuruluşlar, bu verileri henüz bağımsız olarak doğrulamadı.

Tüm bu gelişmeler, 22 Eylül’de yapılacak Birleşmiş Milletler Zirvesi öncesinde gündemi belirledi. Bu süreçte Fransa, İngiltere, Kanada ve Belçika, Filistin devletini tanımayı gündeme taşıdı. Buna karşılık, İsrail ve ABD bu girişime sert tepki gösteriyor. Her iki ülke, bu adımın Hamas’a ödül verdiğini savunuyor.

Rubio: “Filistin Tanıma Girişimleri Sembolik”

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, bu girişimlerin yalnızca sembolik olduğunu söyledi. Kalıcı çözümün ancak İsrail ile doğrudan müzakereler yoluyla sağlanabileceğini vurguladı. Ayrıca, bu tür adımların Hamas’ı cesaretlendirdiğini ifade etti.

Rubio, İsrail ziyaretinden sonra Katar’a geçti. Katar Emiri ile yaptığı görüşmede rehine krizini ve ateşkesi ele aldı. Katar, İsrail’in kara operasyonunu “soykırımın devamı” olarak değerlendirdi.

Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump da duruma sosyal medyadan tepki gösterdi. Hamas’ın rehineleri canlı kalkan olarak kullandığı iddialarına dikkat çekti. “Eğer bu doğruysa, Hamas çok büyük bir bedel öder” dedi ve rehinelerin derhal serbest bırakılmasını istedi.

Sonuç olarak, Gazze’deki insani kriz her geçen gün derinleşiyor. Uluslararası toplum, sivillerin korunması ve kalıcı bir barışın sağlanması için vakit kaybetmeden harekete geçmeli.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.