İsrail, Hamas Katliamını Kınamadığı İçin Çin’i Sert Biçimde Eleştirdi

Çin, uzun süredir Filistin’deki terör örgütlerini silah yardımında bulunarak ve ideolojik anlamda ilham vererek destekledi. 

Hamas’ın son saldırısı, son haberlere göre 1.300’den fazla İsrailliyi öldürdü. Çin, olayın ardından yaptığı açıklamada İsrail ve Filistin’i savaşı durdurmaya çağırırken, “iki devletli çözüm” ve “bağımsız bir Filistin devleti” kurarak çatışmanın sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Pekin saldırıyı kınamakta geri durdu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı [Çinlilerin] son ​​olaylarla ilgili açıklamalarında İsrail topraklarındaki katliama ilişkin açık ve net bir kınama olmadığı için derin bir hayal kırıklığı yaşadıklarını belirtti.

İsrail Büyükelçisi Rafi Harpaz, Perşembe günü Çin’in Orta Doğu elçisiyle konuşmada bulundu. Konuşmada, her egemen ulus gibi İsrail’in de kendisinin ve vatandaşlarının temel hakkı olan savunma hakkına ilişkin herhangi bir ifadeye yer vermediğini belirtti.  

İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü Epoch Israil’e şöyle konuştu: “Tarafsız olmanın zamanı değil.  
Burada bebekleri öldüren ve yakan, hayvanca davranan insanlar var. İnsanları bağlayıp idam ediyorlar. Şu an savunmada olduğumuzu söylemenin zamanı değil.” 

Epoch Israil muhabiri: “Çin yıllardır İran’ı, Hizbullah’ı ve Hamas’ı destekliyor. Böyle bir ülkeden ne bekliyorsunuz? Hiçbir zaman tarafsız değildi.” dediğinde, İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü: “Yıllarca bunu yayınlamadık ya da söylemedik; şimdi ise zamanı geldi; çizgiyi aştılar.” diye yanıtladı. 

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanlığı, Cuma günü yaptığı açıklamada, Pekin’deki İsrail Büyükelçiliği’nde İsrailli bir çalışanın saldırıya uğradığını duyurdu.  Saldırı büyükelçilik binası çevresinde gerçekleşmedi. Yaralının hastanede tedavi altına alındığı ve durumunun stabil olduğu öğrenildi. İsrail saldırının arka planını araştırıyor. 

Olaya ilişkin internette paylaşılan bir videoda, bıçaklı bir adamın İsrailli çalışanı defalarca bıçakladığı, çalışanın da saldırganı durdurmaya çalıştığı görülüyor. Çevredeki insanlar ise uzakta duruyor. 

ABD’nin Çin Büyükelçisi Nicholas Burns, 13 Ekim’de X’te yayınlanan bir gönderide, “Bugün Pekin’de İsrailli bir diplomata yönelik saldırı karşısında çok şaşırdık. İsrail’in Çin Büyükelçisi Irit Ben-Abba ile konuştum. İsrail Büyükelçiliğine ve Çin’deki İsrail toplumuna tam desteğimizi sundum.” şeklinde konuştu. 

ABD Büyükelçiliği ve Çin’deki Konsolosluklar X’de yayınladıkları gönderilerde, bıçaklama olayının Pekin’in Chaoyang Bölgesi’nde meydana geldiğini söyledi. 

“ABD Büyükelçiliği’ndeki saldırının arka planına ilişkin ayrıntılı bilgi yok. ABD Büyükelçiliği, ABD vatandaşlarına yönelik spesifik bir tehdit olmadığını belirtiyor. Ancak kişisel güvenlik konusunda dikkatli olunmasını tavsiye ediyor” denildi. 

Çin’in Hamas Saldırısına Karşı Tutumu

Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü, Hamas saldırısına ilişkin 8 Ekim’de yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Çin, Filistin ile İsrail arasındaki gerilimin ve şiddetin artmasından derin kaygı duyuyor. Sivilleri korumak ve durumun daha da kötüleşmesini önlemek için ilgili tarafları sakin olmaya, itidalli davranmaya ve düşmanlıkları derhal sona erdirmeye çağırıyoruz.”

Bakanlık sözcüsü, uluslararası topluma “acilen harekete geçme” çağrısında bulundu ve anlaşmazlığı çözmenin tek yolunun arabuluculuğu uygulamak olduğunu söyledi. 

9 Ekim’deki basın toplantısında bir muhabir, Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning’e, Çin rejiminin Hamas’ın İsrailli sivilleri öldürme ve kaçırma eylemini terör eylemi olarak değerlendirip değerlendirmediğini sordu. 

“Gerginliğin ve şiddetin artmasından derin kaygı ve çatışmaların yol açtığı sivil kayıplardan dolayı üzüntü duyuyoruz” diye yanıtladı. 

Başka bir muhabir Ning’e, Çin’in Hamas’ın şiddet eylemlerini neden kınamadığını sordu.  
Sözcü soruyu yanıtlamadı ve bunun yerine Pekin’in “çatışmanın yol açtığı sivil kayıplardan üzüntü duyduğunu” tekrarladı. “Sivillere yönelik şiddete ve saldırılara karşı çıkıyor ve kınıyoruz.” şeklinde konuştu.

Çin rejimi, resmi açıklamalarının hiçbirinde Hamas’ı bu vahşi saldırıdan dolayı açıkça kınamadı ve bu eylemleri terörizm olarak nitelendirmedi. 

Çin, Filistin ve İran 

Çin’in tutumu, Filistin davasını destekleme yönünde oldu. Çin lideri Xi Jinping, Haziran ayında Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ile yaptığı görüşmede, Çin’in Filistin halkının ulusal haklarını geri kazanma davasını desteklediğini söyledi ve İsrail ile çatışmayı çözmek için bir çözüm önerdi. 

Buna karşılık Abbas, Filistin Yönetiminin Çin rejiminin Tayvan ve Hong Kong’u Pekin’in kontrolü altına alma yönündeki “ulusal birleşme” çabalarını desteklediğini söyledi.

Çin, Hamas’ın destekçisi olduğu iddia edilen İran’la da daha fazla ilgilenmeye başladı.

İran ve Çin, ekonomik ve siyasi ittifaklarını güçlendirmek amacıyla 2021 yılında iş birliği anlaşması imzaladı. Mart ayında Suudi Arabistan ve İran, Çin’in aracılık ettiği bir anlaşmayla diplomatik ilişkileri sürdürme konusunda anlaşmıştı.

“Çin Savaşa Gidiyor” kitabının yazarı Gordan Chang, NTD ile yaptığı bir röportajda şunları söyledi: “Çin’in İran’la ilişkisine bakmamız gerekiyor çünkü İran çoğu zaman Pekin’in vekili olmuştur. Ve elbette Hamas İran’ın vekilidir. Yani aslında burada Çin’in bu acımasız saldırıları ve İsrail işgalini körüklediği görülüyor.” 

“Çin silahlarının savaş alanında ortaya çıkacağına eminim. Ve elbette buna izin veren de Çin parasıdır” dedi.

Chang, Pekin’in terör grubunu desteklemesi ve “İsrail’in peşine düşmesi” nedeniyle Çin’in Hamas’ı kınayan uluslararası topluluğa katılmamasına şaşırmadığını bildirdi.

“Bunu, en iyi ihtimalle tarafsız olan, en kötü ihtimalle ise bu savaşın kökenlerini gizlemeye çalışan Çin propagandasından görebiliriz” dedi. “Bu durumda itidal çağrısı tamamen uygunsuzdur. … Devam eden bu korkunç saldırılara karşı İsrail’in kendisini savunmasına izin vermeliyiz.” 

Çin’in Terör Örgütüyle Bağlantısı

Çin’in Filistin’deki terör örgütlerini destekleme konusunda uzun bir geçmişi var. Epoch Israil’in haberine göre, 1960’lı yıllardan itibaren Çin rejimi Filistin’deki terör örgütlerine büyük miktarlarda silah ve mühimmat sağlıyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) eski başkanı Yaser Arafat, Pekin Review dergisinin İngilizce tercümesine göre Çin’in “devrimimizi desteklemede ve azmimizi güçlendirmede en büyük etki” olduğunu söyledi. 

1970 yılında Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin lideri George Habaş şunları söyledi: “En iyi dostumuz Çin’dir. Çin, İsrail’in haritadan silinmesini istiyor çünkü İsrail var olduğu sürece Arap topraklarında agresif emperyal düşman sonuçlar olmayacak.” 

Eski adıyla Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi olarak bilinen El Fetih, 70’li yıllarda üyelerine Mao’nun alıntılarını içeren “Kırmızı Kitap”ını okumalarını tavsiye etmişti. 

Mossad’ın eski başkanı Ephraim Halevi’ye göre İsrail, Çin’in düşmanlarına verdiği desteği kısıtlamaya çalıştı. Ancak Hamas ve Hizbullah’a silah sağlamaya devam eden, İran ve Suriye’yi de silahlandıran Pekin, bu çabaları olumlu karşılamadı.

Hamas’ın cephaneliğinin iki Çin yapımı roket bulunduğu biliniyor; maksimum menzili 8 kilometre (yaklaşık 5 mil) olan 107 mm’lik bir roket (Sarukh 107) ve yaklaşık 40 kilometrelik (yaklaşık 25 mil) menzile sahip bir WS-1E roketi (Grad füzeleri). Sarukh 107, ilk kez 2006 yılında İsrail’e ateşlendi. Roketin hâlâ Hamas arasında kullanılıp kullanılmadığı belli değil. Grad füzeleri 2018’de Hamas tarafından kullanıldı. 

Haber: Naveen Athrappully / The Epoch Times 
Çeviri: Şendağ Gökçe / Epoch Times Türkiye 

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.