İsrail İran Savaşı Çin Yatırımını Riske Attı

İsrail-İran Savaşı, Çin’in İran’daki yatırımlarına erişimini riske atarak ekonomik dengeleri tehdit ediyor. (Fotoğraf: Pixabay)
İsrail-İran Savaşı, Çin’in İran’daki yatırımlarına erişimini riske atarak ekonomik dengeleri tehdit ediyor. (Fotoğraf: Pixabay)

İsrail-İran savaşı, Çin’in İran’la imzaladığı 25 yıllık 400 milyar dolarlık anlaşmayı tehdit ediyor. Çin, İran’dan yıllardır piyasa değerinin altında ham petrol tedarik ediyor. Çinli küçük rafineriler, İran’dan gelen bu ucuz petrolü tercih ediyor. İran ise yaptırımlar nedeniyle başka ülkelere satış yapamadığı için, şu anda petrol ihracatının %90’ını doğrudan Çin’e gönderiyor.

Bu durum, İran’ı fiyat konusunda Çin’e bağımlı hale getiriyor. Ham petrol ödemeleri Çin yuanı ile yapılıyor. Ancak İran dolar kullanamadığı için, büyük miktarda Çin malı satın almak zorunda kalıyor. Böylece Çin, İran’a altyapı yatırımı ve askeri teknoloji satışıyla nüfuz sağlıyor.

İsrail’in saldırıları bazı İran petrol tesislerini hedef aldı. Petrol akışı kesilirse Çin, piyasa fiyatıyla petrol almak zorunda kalacak. Uzmanlara göre Çin, İran’daki yatırımlarını ve etkisini tamamen kaybedebilir. İran rejimi yıkılırsa, Çin’in Ortadoğu’daki stratejisi büyük darbe alacak.

Nitekim Çin, İran’ı borçlandırarak bölgedeki etkisini yıllardır sürdürüyor. Ancak İsrail-İran savaşı, bu ekonomik ve jeopolitik düzeni tamamen sarstı. Sonuç olarak Ortadoğu’daki kaos, Çin’in küresel stratejisini yeniden şekillendirecek gibi görünüyor.

Uzmanlar, Çin’in enerji güvenliği açısından büyük riskle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. İran’ın Çin’e bağımlı hale gelmesi, bugünkü koşullarda Çin’i zayıf bir pozisyona sokuyor. Çin’in 400 milyar dolarlık İran planı, savaş nedeniyle çökmek üzere. Bu kriz, Pekin’in Ortadoğu’da kurduğu tüm dengeleri tehdit ediyor.

Çin-İran BRI Anlaşması Tehlikede

Çin ile İran, 2021’de Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) kapsamında hazırlanan, 25 yıllık stratejik iş birliği anlaşmasını imzaladı. Anlaşma kapsamında Çin, İran’a 400 milyar dolarlık yatırım yapmayı taahhüt etti. Karşılığında İran, Çin’e düşük fiyatla petrol vermeyi ve bazı sektörlerini açmayı kabul etti.

Öte yandan anlaşma, enerji, altyapı, sağlık, finans ve savunma gibi kritik alanları kapsıyordu. Bu kapsamda Çin, İran’da banka, telekomünikasyon ve inşaat sektörlerine girmeye başladı. Ayrıca taraflar, serbest ticaret bölgesi kurma hedefi koydu. Böylece Çin, bu iş birliğiyle Ortadoğu’daki nüfuzunu artırmayı amaçladı.

Ancak İsrail-İran savaşı, bu stratejiyi ciddi biçimde riske attı. Çatışmalar nedeniyle altyapı projeleri durdu, petrol akışı tehdit altına girdi. Uzmanlar, rejim çökünce anlaşmanın geçerliliğini yitireceğini belirtiyor. Zaten projelerin çoğu kâğıt üzerinde kaldı.

İran ekonomisi Çin’e büyük ölçüde bağımlı hale geldi. Çin, bu bağımlılığı siyasi baskı için kullandı. Ancak savaş, Çin’in bölgedeki nüfuzunu zayıflattı. ABD bölgede yeniden hâkimiyet kurarken, Çin büyük jeopolitik kayıplar yaşadı.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.