İtalya Çin’in Kuşak ve Yol Girişiminden Çıkarak Büyük Darbe Vurabilir

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, 4 Temmuz 2018, Strazburg (Fotoğraf: Wikimedia).

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin (Belt and Road Initiative-BRI) bir parçası olmanın ülkesine beklenen ekonomik faydaları getirmediğini söyledi.

Pekin’e yaptığı üç günlük gezi öncesinde 2 Eylül’de CNBC’ye yaptığı açıklamada, “İtalyan Parlamentosu durumu kontrol ediyor. Şu anda Kuşak ve Yol Girişimi üyesi olmayan Avrupa ülkeleri bizden daha iyi çalışıyor” dedi.

“Bu yüzden İtalya, Kuşak ve Yol Girişimi’nde kalıp kalmayacağına karar verecek. Parlamentoda birçok parti buna karşı çıkıyor.”

Aynı zamanda İtalya’nın Başbakan Yardımcısı olan Tajani, anlaşmanın “İtalya’nın beklentilerini karşılamada başarısız olduğunu” söyledi.

BRI’nın amacı büyük altyapı harcamaları yaparak, Asya, Avrupa ve Afrika’yı “yeni bir ipek yolu” ile birbirine bağlamaktı. Eleştirmenler bunun, Çin Komünist Partisinin (ÇKP) jeopolitik gücünü ve ekonomik etkisini genişletmenin bir yolu olduğunu söyledi.

Tajani “İtalya’nın mesajı çok açık: Çin ile çalışmak istiyoruz, Çin pazarında var olmak istiyoruz, Çin yatırımına hazırız. Ancak söylediğim gibi eşit şartlara sahip olmak önemli” dedi. Başbakan Yardımcısı Tajani, daha önce Avrupa Parlamentosu Başkanı ve Avrupa komisyonu üyesi olarak görev yapmıştı. “Çin ile yakın çalışmaya devam etmek istiyoruz, ancak ihracatı da analiz etmeliyiz. BRI umduğumuz sonuçları vermedi” dedi.

İtalya, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin bir parçası olan tek G7 ülkesidir ve İtalya’nın geri çekilmesi Çin için büyük bir gerileme anlamına gelecektir.

Kararın Son Tarihi

İtalya yılsonuna kadar, BRI’ya katılımını yenilemek isteyip istemediğine dair bir karar verecek. İtalya-Çin anlaşmasına göre anlaşmanın beş yıllık süresi var ve taraflardan biri anlaşmayı bu yıl sonlandırmaya karar vermezse, Mart 2024’te beş yıllığına yenilenecek.

Tajani, İtalya’nın kararını ne zaman vereceğini açıklamadı ancak bu konuşma, İtalyan yetkililerin BRI ile ilgili hayal kırıklığını açıkça ifade ettiği ilk sefer değil.

Çin ile İtalya arasındaki anlaşma, 2019’da imzalandı. Eski İtalya Başbakanı Mario Draghi, 2021’de göreve başladığında anlaşmayı iki yıl boyunca dondurdu.

İtalyan yetkililer, son zamanlarda diğer ülkelerin böyle bir anlaşma olmadan da Çin’le iyi ilişkiler sürdürdüğünü gördüklerini ve bunun faydalarını sorguladıklarını söyledi.

Temmuz ayında İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto, ilk katılım kararının “düşünülmeden alınmış ve kötü bir karar” olduğunu söyledi. Çin’in İtalya’ya ihracatını katladığını ancak İtalya’nın Çin’e ihracatını aynı şekilde artırmadığını söyledi.

Crosetto, Corriere della Sera gazetesine verdiği demeçte, “Bugünkü meselemiz, Pekin’le ilişkilere zarar vermeden [BRI’den] geri dönmenin yollarını bulmaktır. Çünkü Çin, bir rakip olmakla birlikte aynı zamanda bir ortaktır” dedi.

“Çin’e yüklü miktarda portakal ihraç ettik. Çin de üç yılda İtalya’ya ihracatını üçe katladı. Bunun yanı sıra ilginç olan, Paris’in o günlerde hiçbir anlaşma imzalamadan Pekin’e on milyarlarca euro’luk uçak satmasıydı.”

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Başkan Joe Biden ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşme sırasında gazetecilere, İtalya’nın Aralık ayından önce bir karar vereceğini söyledi. İtalya’nın BRI’ya katılan tek G7 ülkesi olmasına rağmen, Çin ile en büyük ticarete sahip G7 ülkesi olmaması “paradoksuna” dikkat çekti.

Meloni “Kuralsız serbest ticaretin sorunlarımızı çözebileceğini, zenginliği dengeli dağıtabileceğini ve bizimkinden daha az demokratik olan sistemleri demokratikleştirebileceğini düşündük. Ancak öyle olmadı” dedi.

“Ayrıca demokratik olmayan sistemler kurumsal alanda yer aldılar ve dünyada yer edindiler. Artık onlar daha güçlü, biz ise daha zayıfız, çünkü tedarik zincirlerimizi kontrol edemiyoruz. Peki, biz ne yapıyoruz? Yapmanız gereken, oturup bunları yeniden düşünmektir.”

Tartışmalı Üyelik

BRI tartışmalı bir proje olduğu için, İtalya’nın BRI’ya katılma kararı, ABD ve AB ülkeleri tarafından oldukça eleştirildi.  BRI projesinde üç kıtadaki ticaret yollarının altyapısı, Çin finansmanı tarafından destekleniyor. Eleştirmenler bunun, gelişmekte olan ülkeleri ödeyemeyecekleri borçlarla karşı karşıya bıraktığını ve aynı zamanda “yeni ipek yolu” rotası üzerindeki ülkelerde Çin’in nüfuzunu güçlendirdiğini belirtiyor.

Anlaşma, 2019 yılında İtalya Başbakan Yardımcısı ve Altyapı Bakanı Matteo Salvini’nin özellikle katılmadığı bir törenle imzalandı. Salvini, törenden önce anlaşmayı açıkça eleştirdi, İtalya’nın “kimsenin kolonisi olmayacağını” söyledi ve Çin’de serbest piyasanın olmadığını belirterek İtalyan girişimcilere dikkatli olmalarını tavsiye etti.

Dönemin İtalya Dışişleri Bakan Yardımcısı Guglielmo Picchi de “daha derin bir incelemeye” ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel de endişelerini dile getirdi. Avrupa Komisyonu, Pekin’i mesafeli tutulması gereken “sistematik bir rakip” olarak nitelendiren bir rapor yayınladı. Bir Alman gazetesi, anlaşmanın İtalya’nın çıkarına olmadığını ve aslında İtalya’nın üyeliğinin, yalnızca Pekin’in tartışmalı projesine meşruiyet kazandırmaya hizmet ettiğini söyleyen bir başyazı yayınladı.

Frank Fang bu rapora katkıda bulunmuştur.

Yazan: Catherine Yang, The Epoch Times

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.