İYİ Parti’li 81 İl Başkanından Açıklama: “Gözaltı Sürecini Kınıyoruz”

İYİ Parti’li 81 İl Başkanından Açıklama: “Demokrasiyi ve Adalet Duygusunu Yaralayan Gözaltı Sürecini Kınıyoruz”

Dervişoğlu, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından 81 il başkanını olağanüstü toplantıya çağırdı. Ankara’da yapılan toplantıya, il başkanları ve divan üyeleri katıldı. Toplantının ardından İYİ Parti’li 81 il başkanı ortak bir açıklama yaptı. Ayrıca Ankara İl Başkanı Yener Yıldırım, açıklamasında şunları söyledi:

“Bizler, Türk demokrasisinin 150 yılı aşan birikim ve geleneğine yürekten bağlı, millet iradesini her iradenin üzerinde gören, hukukun ve demokrasinin, hava gibi, su gibi ihtiyaç olduğu gerçeğini haykıran il başkanları olarak, siyasi tarihimizin bu kara gününde, İYİ Parti’nin 81 il başkanı olarak, milletimizin iradesiyle seçilen Sayın İmamoğlu’nun, demokrasiyi ve adalet duygusunu yaralayan gözaltı sürecini kınıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuku, adaleti çiğneyen bir iktidar, kendi meşruiyetini de çiğnemiş, hatta sonlandırmış demektir. Türkiye’nin ve Türk milletinin huzurunu hedef alan bu kaos planının karşısında durmaya, genel başkanımızın bu uğurda atacağı her adımda, her saniye arkasında ve ardında olmaya devam edeceğiz. Sayın Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi; ‘Cumhuriyet yarışmaktır. Cumhuriyet seçebilmektir. Cumhuriyet hürriyettir’. İYİ Parti’nin 81 İl Başkanı olarak milletimize ilan ediyoruz ki; bu zorbalık karşısında, Genel Başkanımız Müsavat Dervişoğlu gibi dik duracağız. Susmayacağız. Korkmayacağız. Boyun eğmeyeceğiz.”

Ayrıca, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Grup Toplantısı’nda konuştu. Dervişoğlu, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına tepki göstererek “Anayasayı tanımazlık devam ederse ve adaylığın yolu açılır muhtemel rakiplerin tasfiyesine yönelik benzer uygulamalar sürerse yapılacak tek şey Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin boykot ve protesto edilmesidir” dedi.

Dervişoğlu’nun Açıklamaları

Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında şu ifadeleri kullandı:
“Aslında Türkiye’nin huzuru hedef alınmaktadır. Günlerdir uyarıyorum, milletimize bu kötülüğü yapmayın, ülkemizi kaosa sürükleyecek adımlardan uzak durun diyorum. 102 yıllık Cumhuriyet tarihimizde ancak darbe dönemlerinde görülebilecek bir tablo ile karşı karşıyayız. Biz konuşan Türkiye dedikçe, iktidar muhaliflerini susturmaya çalışıyor. Artık demokrasinin ve hukukun askıya alındığı açıktır. Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün yaptığı şey anayasal düzeni ortadan kaldırma teşebbüsüdür. Bu bir sivil darbedir ve anayasal bir suçtur. Cumhuriyetin şerefli savcılarını göreve davet ediyorum.

Muhalefet sadece açıklama yapmak yerine, meclis çoğunluğunu elde etmek için harekete geçmelidir. Bu iktidarın kanun yapma yetkisi elinden alınmalıdır. Recep Tayyip Erdoğan, demokrasiyi bir vasıta olarak gördüğünü yıllar önce söylemişti ve şimdi de bu sözünü hayata geçiriyor.

Şu bilinmelidir ki, gözü dönmüş bu iktidarın ve makam hırsına yenilmiş Recep Tayyip Erdoğan’ın İstiklal Marşı “Korkma!” diye başlayan bir milleti susturmaya asla ve kata gücü yetmeyecektir. Ve herkes emin olmalıdır ki Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir. İktidar sahipleri medeni dünyanın bir parçası olan cennet vatanımızı bir cehenneme çevirmeye tevessül ediyor olabilirler. Ancak Türk Milleti buna izin ve yol vermeyecektir.

Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırma Teşebbüsü

Recep Tayyip Erdoğan iktidarının bugün yaptığı işin adı anayasal düzeni ortadan kaldırma teşebbüsüdür. Bu tam manasıyla bir sivil darbedir. Bu korkunç adım Recep Tayyip Erdoğan marifetiyle işlenen bir anayasal suçtur. Buradan Cumhuriyetin şerefli savcılarına suç duyurusunda bulunuyor, bu zorbalığı aziz milletime de şikayet ediyorum.

Ne demokrasiyle oyuncak etmelerine, ne vatanı parça parça etmelerine, ne milleti fakirliğe mahkum etmelerine, ne cumhuriyeti yıkma hayallerine asla geçit vermeyeceğiz. Geçit yok! Biz buradayız. Susmak yok, korkmak yok, boyun eğmek yok. Ey Recep Tayyip Erdoğan! Türk milleti buradan çıkar ve ne sen, ne etrafın ne de güvendiğin hiçbir güç buna mani olamaz. Bu millet seni bir daha seçmeyecek. Senin zihniyetini, vesayetini, tasallutunu ve keyfiyetini de asla kabullenmeyecek. Kişiler değil, tercihler yarışacak. İstibdat değil, hürriyet, saray değil, cumhuriyet kazanacak. Ne mutlu Türküm diyene! Hepinizi saygılarımla selamlıyor yüce Allah’a emanet ediyorum.”

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.