Kadın-TİS YK Üyesi Aras: Kadın Kadının Kurdu Değil Yurdu Olmalı

Kadın Ticaret İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi ve Akdeniz Bölge Sorumlusu Nihal Aras
Kadın-TİS (Kadın Ticaret İşverenler Sendikası) Yönetim Kurulu Üyesi ve Akdeniz Bölge Sorumlusu Nihal Aras

Kadınlar, iş dünyasının erkek egemen şartlarında bir yandan zorlu yükselişlerini sürdürürken diğer yandan karşılarına çıkan zorlukları aşmak için çeşitli örgütlü yapılar kuruyor. Bu bağlamda Türkiye’de kurulan Kadın Ticaret İşverenler Sendikası (Kadın-TİS) da önemli bir yapı. Kadın-TİS dünyada kurulan ilk kadın işverenler sendikası olma özelliğiyle öne çıkıyor. Sendika, kadın girişimci ve işverenlere bir dayanışma ağı sunarken diğer yandan çalışanlar ve işçiler karşısında koruyucu bir yapı sunuyor.  Biz de The Epoch Times Türkiye olarak Kadın-TİS’in 23 kurucu kadınından biri olan, Akdeniz Bölge Sorumlusu ve Yönetim Kurulu Üyesi Nihal Aras ile hem Kadın-TİS’i hem de iş dünyasındaki kadınları konuştuk.

Nihal Hanım merhabalar. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Adım Nihal Aras. Mersin’de ortağı olduğum İLAY Gümrük Müşavirliği firmasında yöneticilik yapmaktayım. Aynı zamanda sektörümde gümrük müşavirliği ve müşavir yardımcılığı eğitimleri vermekteyim. Ayrıca sektörde beyanname yazımı ve operasyon süreçleri ile ilgili eğitimler de veriyorum. Bu eğitimleri çeşitli üniversitelerde de vererek gümrük sektörüne yönelecek öğrenci arkadaşlara katkı vermeye çalışıyorum. Mersin Gümrük Müşavirleri Derneğinin 2025 seçimlerinde başkan adayı oldum. Adaylık sürecimde, 3 yıl sonra aday olmamın doğru olacağına karar vererek adaylıktan çekildim.

İş hayatımın yanı sıra sosyal sorumluluk projelerinde sık sık görev almaya çalışıyorum. Geçtiğimiz Ocak ayında Kadın-TİS’in olağan genel kurulunda yönetim kurulu üyeliğine seçildim ve sendikanın Akdeniz bölge sorumlusu oldum. İş hayatımın dışında sporla da çok ilgiliyim. Ayakta kürek sörfü ve snowboard yapıyorum. Ayrıca pilates ve yoga ile de ilgileniyorum.  Tüm bunlarla birlikte tam bir hayvan severim. 

Sendika ile tanışmanız nasıl oldu?

Sendika ile yollarımın kesişmesi çok ilginç bir tesadüftür. İstanbul’dan gümrük müşaviri bir arkadaşımın yönlendirmesi ile sendikamızın genel başkan yardımcısı Cansu Hanım’la tanıştım. Ona bir işinde yardımcı oldum. Bu işi tamamlayınca kendisi bana sendikaya üye olmamı teklif etti. İlk başta sendika pek ilgimi çekmedi. İstanbul’daki bir sendikada olma fikri cazip gelmedi bana. Daha sonrasında genel başkanımız Esra Oksay beni aradı. Beni 11 Ocak’ta İstanbul’da yapılan genel kurula davet etti. Esra Oksay önderliğinde Türkiye’nin ve dünyanın ilk kadın işveren sendikasını kuran 23 kadından biri oldum.

Kadın-TİS dünyada bir ilk olma özelliği ile kadın işverenlere önemli fırsatlar sunuyor.  Bu konuda biraz bilgi verir misiniz?

Kadın-TİS’i öncellikle kadın girişimcilerin ve işverenlerin haklarını korumak için kurduk. Ayrıca iş yaşamında kadınlara eşit fırsatlar sağlamak ve kadınların ekonomik güçlenmesini desteklemek de istiyoruz. Kadın-TİS bu bağlamda çok önemli sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyor. Kadınların iş yaşamındaki temsilini artırmak, politika geliştirmek, ağ kurmak ve iş gücünde karşılaştıkları zorluklara çözüm bulmak da sendikamızın en önemli hedefleri arasında. Bugün Türkiye’de ve dünyada binlerce kadın derneği ve kooperatifi var. Ama kadınlara bir üst kimlik kazandırmak amacıyla dünyada kurulan ilk sendika olması Kadın-TİS’i çok önemli kılıyor. Böyle bir adımın Türkiye’den gelmesi de aslında çok anlamlı. Zaten çok kısa bir sürede, mahkemelerin görüş sorduğu bir sendika haline geldik. Bu da sendikamızın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Bir başka nokta da şu ki; bugün işçiler sendikal haklarını kullanmak istedikleri zaman kadın işveren de bir sendikaya bağlı değilse, maalesef ki masaya 1-0 yenik oturuyor. Fakat kadın işveren de bir sendikaya bağlıysa bu sefer sendikalar masaya oturuyor ve eşitlik oluşuyor. Yönetim kurulumuzda deneyimli avukat arkadaşlarımız ve mali müşavir arkadaşlarımız da bilgi ve deneyimleri ile üyelerimize her zaman profesyonel destek oluyorlar.

Kadının iş dünyasındaki yeri ile ilgili ne düşünüyorsunuz peki?

Kadınlar, yaradılıştan çok şanslı olan bir beyin yapısına sahipler. Independent gazetesinin baş sayfasına taşıdığı bir araştırma var. Bu araştırma tipik bir erkek beynindeki sinir bağlantılarının, beynin aynı lobundaki ön ve arka tarafları arasında kurulduğunu gösteriyor. Tipik bir kadın beyninde ise, sinir bağlantılarının daha ziyade sağ ve sol loblar arasında dizildiğini gösteriyor. Bu da kadının aynı anda birden çok şeyi yaparken ön sezilerinin de ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Hem analitik hem sözel zekayı sezgiyle birleştiren kadınlar iş hayatında inanılmaz bir başarı grafiği gösteriyor.

Bu başarının önüne geçen cinsiyetçi ve ayrımcı tavırlar, kadınların geri planda tutulma çabası ve mağdur kadın algısı maalesef ki iş dünyasını erkek egemen kılıyor. Kadın sadece basit işler yapabilirmiş algısı yaratıyor. Bugün genç jenerasyon, izlediği dizilerde, iş hayatında holding sahiplerinin sadece erkeler olduğu algısına kapılırken, kadının kendisine rol model olarak alacağı kişiler sadece sosyal medyadaki influencerlar oluyor. Bizlerin kendi emeğiyle, başarısıyla, girişimleriyle toplumun her kesiminde var olan kadınları destekleyerek ön plana çıkarmamız gerek. Yeni jenerasyona ufuk açacak rol model olacak ne kadar çok kadın olduğunu göstermemiz de bir sosyal sorumluluktur.

Kadınları aslında iş dünyasında olumsuz etkileyen başka bir konu daha var. Bu da kadınlar arasındaki rekabet. Kadın iş dünyasında kendine rakip olarak bir erkeği almıyor bir kadını seçiyor. İş yerlerinde alakasız birimlerde çalışan kadınlar arasında bile anlamlandıramadığımız bir rekabet var. Erkekler söz konusu olduğunda destekleyici bir tavır sergiliyorlar. Erkekler erkekleri zaten desteklerken, kadınların da erkekleri desteklediği profesyonel iş dünyasında yükselmek, ayakta kalmak kadınlar için 2 değil 4 kat zor olmakta. Çünkü bir kadının aynı zamanda toplumsal ve aile hayatını da aynı başarı grafiğinde götürmesi gerekiyor. Kadının kadını desteklediği, kurdu değil yurdu olduğu zaman kadınların yükselişi hızlanacak. Aynı dili aynı duyguları aynı sorumlulukları konuştuğu zaman.

Son olarak yakın gelecekte yapmak istedikleriniz neler?

Profesyonel çizgimde üç hattı birleştiriyorum; kadın üreticileri ve girişimcileri destekleyen; genç nesillere eğitimlerle vizyon katmayı hedefleyen; doğaya, hayvanlara ve insana saygılı değer zincirleri yaratan güçlü bir kadın profili olmak. Bu benim profesyonel çizgim. Kadın-TİS’de ise bölgesel ağımızı manevi yönü yüksek, sağlıklı ve güçlü kadın liderler ile büyütmek istiyorum. Sürdürülebilir, ölçülebilir, toplumsal etki yaratan projelere imza atmak istiyorum. Toplumu büyüten olgu güçlü kadın kimliğiyle desteklendiğinde güçlenecektir. Biz kadının, kadının kurdu değil; yurdu olduğunu vurguluyoruz ve ancak bunu özümsersek kadınların da içerisinde kendilerini gerçekleştirebildikleri güçlü toplumun inşasına katkı sunabiliriz.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.