Katar İsrail-Hamas Müzakereleri İçin Hayati Önem Taşıyor

Katar İsrail-Hamas müzakereleri ve rehinelerin serbest bırakılmasında benzersiz bir rol oynuyor. Bu küçük petrol zengini ülke, Hamas liderleri için çıkar çatışmasına rağmen evlerinden uzaktaki bir sığınaktır.

Katar İsrail-Hamas müzakereleri ile gündeme gelirken, ABD ile ilişkileri geçmişe dayanıyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdulrahman Al Thani ile birlikte. Doha, Katar, 22 Kasım 2022.

Katar İsrail ile Hamas arasında bir anlaşma sağlanması için, 15 Kasım’da yapılan müzakerelerde arabulucularını devreye koydu. Reuters’ın bildirdiğine göre, şu anda ABD ile koordine edilen bir anlaşma üzerinde tartışılıyor. Anlaşmaya göre üç günlük bir ateşkes karşılığında Gazze’deki 50 sivil rehine serbest bırakılacak.

Ancak uzmanlara göre, İsrail ile Hamas arasındaki rehine pazarlıklarının büyük bir ironi içinde gerçekleşiyor. Yani pazarlıklar, birçok Hamas lideri için evlerinden uzakta bir sığınak olan Katar tarafından kolaylaştırılıyor.

Uzmanlara göre bu küçük körfez ülkesi bir kez daha Orta Doğu jeopolitiğinin merkezinde yer alıyor. Çünkü 200 rehinenin kaderini belirlemek için hayati önem taşıyor.

Siyaset bilimci Joseph A. Kéchichian, Suudi Arabistan’ın Riyad kentindeki Kral Faysal Araştırma ve İslami Araştırmalar Merkezi’nde kıdemli araştırmacı ve çeşitli kitapların yazarıdır. Kéchichian, The Epoch Times’a şunları söyledi. “Kraliyet ailesi Al Thani, devam eden yoğun müzakerelerle meşgul. Rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak için Hamas ve İsrail hükümetiyle görüşüyorlar.”

Al Thani ailesi Katar’ın Kraliyet ailesidir.

Müzakereler basit bir süreç değil ve her geçen gün, özellikle rehinelerin aileleri için endişe artıyor. Kéchichian, İran’ın sürecin uzamasında bir rol oynadığını düşünüyor.

“Kesin olarak bilemeyiz ama İran, daha güçlü pazarlıklar için dikkatli olunmasını tavsiye ederek süreci yavaşlatmış olabilir. Yine de süreç devam ediyor ve Katar’ın her iki taraf için de ayrıcalıklı bir muhatap. Bütün bunlar göz önüne alındığında, Katar eninde sonunda etkili olacak” dedi.

Neden Katar?

Jeopolitik analistler Katar hakkında en son Ağustos ayında konuşmuştu. O dönemde, ABD ile İran arasında, bir mahkûm takası anlaşması müzakere edildi. Eylül ayında Katar’daki bankalara 6 milyar dolarlık İran fonu havale edildi.

Bundan önce Katar, 2020 ABD-Taliban barış anlaşmasına veya Doha Anlaşması’na da ev sahipliği yaptı.

Katarın daha küçük ölçekli arabuluculukları da oldu. Ekim ayında Rusya’ya götürülen dört Ukraynalı çocuğun serbest bırakılmasını sağlamaya yardımcı oldu.

Bu durumda şu soru ortaya çıkıyor: Neden Katar?

Bu soruyu cevaplamak amacıyla, terörle mücadele uzmanı NishaKant Ojha, The Epoch Times’a telefonla konuştu. Aynı zamanda Irak, Libya ve Yemen gibi terörden etkilenen birçok ülkenin danışmanlığını yapıyor. Ojha, Katar’ın ABD’nin bağlantısı olmayan ülkeler ile ABD arasında arabuluculuk yapma geçmişine işaret etti.

“Gaz zengini Katar 200 rehinenin kaderi üzerinde kilit konumdaki bir aracı haline geldi. Rehineler İsrail’e eşi benzeri görülmemiş bir saldırının ardından Hamas militanları tarafından tutuluyor. Küçük Arap Yarımadası ülkesi, bir kez daha güçlü stratejik varlığını ön plana çıkardı” dedi.

Katar küçük ve süper zengin bir ülke. Hamas ve ABD ile bağları olması, İsrail ile doğrudan iletişim hattına sahip olması, alışılmadık bir durum. Daha önce ikisi arasındaki ateşkeslere aracılık etmeye de yardımcı olmuştu.

Ojha, Katar’ın on yıldan fazla bir süredir Hamas’ın siyasi yetkililerini başkent Doha’da ağırladığını belirtti. Bunlar arasında Ürdün’de İsrail’in suikast girişiminden sağ kurtulan, sürgündeki Hamas lideri Halid Meşal de var. 1997’deki suikast girişimi Ürdün’ün İsrail’le yaptığı barış anlaşmasını rayından çıkarma tehdidi oluşturmuştu. Ürdün Kralı Hüseyin, İsrail’i zehre karşı bir panzehir sağlamaya zorladı ve Meşal hayatta kaldı.

Hamas’ın dini lideri İsmail Haniye de Katar’da bulunuyor.

Ojha, “Stratejik olarak Suriye ile Hamas arasındaki tarihe bakalım. 2012 savaşından sonra Hamas liderliği Suriye hükümetine karşıydı ve Doha ona sığınak sağladı” dedi.

Terörle mücadele uzmanı, Katar’ın bu arabulucu rolüne sahip olmasının birçok nedeni olduğunu söyledi. En önemlisinin bölgedeki herkese ulaşma ve onlarla iletişim kurma yeteneği olduğunu belirtti.

Katar’ın Etkin Dış Politikası

Ojha, Katar’ın Gazze ile ‘duygusal’ bir ilişkisi olduğunu söyledi. 2012-2021 yılları arasında Gazze’ye 1,49 milyar dolarlık yardımda bulunduğunu kaydetti.

“Katar’ın 360 derecelik, etkin bir dış politikası vardı. Bir yandan Hamas’ın üst düzey liderlerini ağırlarken öte yandan ABD’ye büyük bir hava üssü sağladılar. Ayrıca İranlılarla olan her bir ilişki boşluğunu da kapattılar” dedi.

Kéchichian, Katar’ın aynı zamanda, Hamas’ın önemli bir üyesi olduğu Müslüman Kardeşler’in de destekçisi olduğunu vurguladı.

Kéchichian, “Dahası, İran’la olan benzersiz bağları nedeniyle Doha, Tahran ile İsrail arasında vazgeçilmez bir aracıdır. Böyle hareket ederek kendi konumunu güçlendirdi. Yıllar geçtikçe, Al Thani Kraliyet ailesi tüm tarafların güvenini kazandı. Bu yüzden şu anda arabulucu olarak önemli bir rol oynuyor. Gelecekte de oynamaya devam edecek” dedi.

Ojha ve Kéchichian’ın stratejik bir güç olarak tanımladığı şey, diğerlerinin konumunu güçlendirirken bölgeyi istikrarsızlaştırma yeteneğidir.

Abhijit Iyer-Mitra, Yeni Delhi merkezli Barış ve Çatışma Araştırmaları Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacıdır. Katar rejimini ‘İran’daki Ayetullah yönetiminin Sünni versiyonu’ olarak nitelendirdi.

“Ürdün ilk olarak Müslüman Kardeşler’i nasıl yavaş yavaş evcilleştirebileceğinizi gösterdi. Katar da aynı şeyi yapmaya çalışıyor” dedi.

“Daha da önemlisi, Katar’ın yapmaya çalıştığı şey – sürtüşme ve istikrarsızlık yaratmayı seviyor olmasıdır. Bilirsiniz ki bir cihatçının tüm iç enerjilerinin dışarıya doğru itildiği yeri burasıdır” dedi.

Iyer-Mitra “bir cihatçının iç enerjisini” dışarıya aktarmak derken, kendi ülkesinde yetişen cihatçıları başka yerlerdeki görevler için yönlendirmeyi kastediyordu.

“Bir anlamda, Suudilerin 20, 30, 40 yıl önce yaptıklarını yapıyorlar. Çünkü bir şekilde dışarıya doğru itilmesi gereken çok büyük miktarda aşırı [cihatçı] enerjiye sahipler” dedi.

Savunma uzmanı, Katar’ın bu benzersiz fırsatları kullanarak Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Orta Doğu’daki diğer güçlerden ‘farklı’ avantajlar elde edebileceğini söyledi.

“Aynı zamanda çok kurnazca davranıyor. Bu yüzden Katar hem sizin çözümünüz hem de olup bitenlerin nedenidir” dedi.

Katar Kobra Gibi

Katar rehine meselesine bir son vermek istiyorsa, bunu hızlı bir şekilde yapabileceğini söyledi. Meşal, Haniye ve ailelerini hapse atmak yeterli olacaktır.

Ancak bunun gerçekleşme ihtimalinin ve ABD’nin Katar’a baskı yapma ihtimalinin düşük olduğunu söyledi.

“ABD bunu yapmayacak. Peki neden? Çünkü bilirsiniz, Amerikalılar yapay karmaşayı severler. Bu yüzden Afganistan’daki belirtilerle savaşmaya devam ettiler. Ancak bu belirtilerin Ravalpindi’deki karargâhta bulunan kaynağına saldırmayı reddettiler’ dedi.

Pakistan’ın en büyük şehirlerinden biri olan Rawalpindi, Pakistan Ordusu’nun karargâhına ev sahipliği yapıyor. Iyer-Mitra, Rawalpindi’yi Afgan isyanının merkezi olarak gösterdi. Eski Afgan rejiminden politikacıların yanı sıra Afgan aktivistler de aynı iddiayı öne sürmüştü. Pakistan ile Afgan Taliban rejimi arasındaki bağlar son zamanlarda kötüleşti. Raporlara göre mevcut gerginlik, bölgedeki artan güvenlik tehditlerinden kaynaklanıyor.

Iyer-Mitra, Katar’ın “ikili oyunların nasıl oynanacağını Pakistan’dan öğrendiğini” söyledi.

Bu arada Ojha’ya göre Katar’ın rehinelerin serbest bırakılması konusundaki başarısı, ABD’nin onayı ve koordinasyonuna bağlı.

Katar’ın çıkar çatışmasına rağmen, bunun müzakere süreci açısından hayati önemde olduğu görülüyor.

Iyer-Mitra “Katar, İsrailli rehinelerin kaderini belirlemede hayati önem taşıyor. Bildiğiniz gibi, panzehir üretmek için bir kobra gerekir. Muhtemelen ilk etapta sizi ısıran kobranın aynısı olmadan panzehir üretemezsiniz” dedi.

“ABD ve Katar’ın matematiksel denklemi, Mısır, Ürdün, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın müdahalesi gibi diğer denklemlerden daha etkili”.

Ojha “Ayrıca ABD uzun süredir, herhangi bir terörist grupla müzakere etmeme tavrı sergiliyor. Hamas da 1997’den beri Yabancı Terör Örgütü olarak tanımlanıyor. Bu nedenle ABD, Hamas ile doğrudan müzakere edecek bir konumda değil. Yani, teknik olarak bir arabulucuya ihtiyaçları var ve bu da Katar” dedi.

Yazan: Venus Upadhayaya, The Epoch Times

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.