CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Olay TV’de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Kovid-19 tablosunda bugün yer alan vefat sayısına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, gerçek vefat sayılarının resmi rakamdan daha fazla olduğunu öne sürdü. Rakamın düşük gösterilmek istendiğini savunan Kılıçdaroğlu, iktidarın halka doğru bilgileri vermemesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. Gelişmiş ülkelerin Türkiye’nin verdiği bilgilerin doğru olmadığını bildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, “Niye siyasetçi vefat sayılarını açıklıyor? Bilim Kurulu var. Niye açıklamıyor?” sorusunu yöneltti.
Kılıçdaroğlu, Bilim Kurulu adına yanlış bilgiler deklare edildiği zaman orada görev alanların buna itiraz etmesi, gereği yapılmıyorsa da çekilmesi gerektiğini ifade etti. Danışma kurulunun bir sözcüsü olması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Bilim Kurulu üyeleri arasında bir çelişki varsa hangisi doğruyu söylüyor biz bilmiyoruz. Ama Bakan saraydan aldığı talimatla açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalar inandırıcı değil çünkü bizim söylediğimiz rakamlar 11 büyükşehirde…” diye konuştu.
“Denklemin bir ucunda kamu sağlığı var diğer ucunda da ekonominin yaşatılması gereği var. Bunlar arasındaki denge nasıl bulunur?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “15 gün, 20 gün veya 1 ay kapattığınızda piyasa, ekonomi duracak. Buna devletin katkı vermesi lazım.” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, sanayiciye, esnafa, çiftçiye, sendikaya devletin “Benden ne istiyorsunuz” sorusunu yöneltmesi gerektiğine değindi. Ekonomik Sosyal Konsey’den söz eden kimsenin olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Kovid-19 çıktığında çağrı yaptım, ‘Ekonomik Sosyal Konseyi süratle toplayın, bir araya gelin. Bir sorun. Siz hangi sorunları yaşıyorsunuz? Devlet olarak biz bu sorunları çözmek için ne yapabiliriz?’ Aklın yolu bir. Yapmadılar.” şeklinde konuştu.
“Salgının yayıldığı belli oldu, bir gün içinde hasta sayısı meğer üç katmış. Siz olsanız ne yaparsınız?” sorusuna Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi:
“Derhal Ekonomik Sosyal Konseyi toplarım. ‘Arkadaş durum çok ciddi, şu anda biz Avrupa’da birinci duruma geldik kayıplar, vaka sayıları açısından. Bir önlem almamız lazım. Biz hükümet olarak bu önlemi aldığımızda sizin için hangi sorunlar çıkacak ve bizden ne bekliyorsunuz?’ Ama şunu unutmamanız gerekiyor. Bu iş tek başına devletin bütçesiyle yani ortaya çıkacak ekonomik sorunların tek başına devletin bütçesiyle karşılanması çok zor. Bu gerçeği de anlatacak ona, ‘Şu kadar borcumuz var, topladığımız vergi bu kadar, şu kadar sorun yaşanıyor. Ne yapmalıyız?’ diye soracak. Diyecek ki hatta ‘Bir gün size izin vereyim, bizim dışımızda siz kendi aranızda oturun, konuşun, bir görüş birliğine varın, neyi çözmemiz gerekiyorsa bana gelin.’ Sermaye kesimi ya da iş dünyası ne kadar katkı verir vermez bilmiyorum. Ama her türlü imkansızı aşmak mümkün. Merkez Bankası orada parayı basarsınız, 56 milyar bastınız. 156 milyar basın ama topluma güveni vereceksin. Bu güveni verdiğiniz takdirde sorun çözülür. Ekonomik Sosyal Konseyde işçisi, işvereni, esnafı, çiftçisi geldi konuştuk kararlar aldık. derhal parlamentoda grubu olsun olmasın siyasi partilerin genel başkanlarını davet ederim.”
Hükümetin Kovid-19 sürecini yönetemediğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Niye yönetemiyorlar? Hiç kimse karar alacak pozisyonda değil. Ne Sağlık Bakanı ne Hazine Maliye Bakanı. Hiç kimsenin karar alma iradesi yok. Bir kişinin iradesi var, o da Erdoğan. Sayın Erdoğan’a buradan çağrı yapalım. Ekonomik Sosyal Konseyi topla. Ekonomik Sosyal Konseyi topladıktan sonra bu işle ilgili bakanların yanında olsun. Sorunu yaşayanları bir dinlesinler. Hangi çözümleri beklediklerini de dinlesinler. Sonra Bakanlar Kurulu oturur konuşur, bu talepleri biz nasıl karşılayabiliriz ne kadar karşılayabiliriz. Bunu yapalım, bunu yapsınlar. Hala tablo iyi bir tablo değil.”
Ekonomide ne tür reformlar beklediğine ilişkin bir soruya karşılık Kılıçdaroğlu, “Reform yapamazlar. Yapmalarını çok isterim. Merkez Bankasının bağımsızlığını sağlayacaklar mı? ‘Merkez Bankası’nın bağımsızlığını yeniden inşa edeceğiz’ diye bir şey söyledi mi? Diğer bağımsız kurumlarla ilgili onların bağımsızlığını sağlayacaklar mı? Hayır.” dedi.
Ekonomik veriler bizim vatandaşlara saydam bir şekilde aktarılıyor mu? Sosyal Güvenlik Kurumunun açığı ne kadar?” sorularını yönelten Kılıçdaroğlu, bütçenin açıkları karşılayamayacak durumda olduğunun söyledi. İsrafı olağan karşılayan bir yönetim olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın neden 13 uçağı var? Bu bir israf.” dedi.
İsrafın devleti itibarsız kılan temel olgu olduğuna değinen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Yaşamı boyunca itibar eksikliğini hisseden kişiler, devletin mal varlığını güç olarak kabul edip kendilerine itibar kazandırdıklarını sanırlar.” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, “İsraf nedir? Örnek vereyim. Milletvekilliğinden emekli oluyorsunuz. Bir, iki, üç, dört, beş kurumdan da ayrıca aylık alıyorsunuz. Dışarıda milyonlarca işsiz aç insan var. O parayı niye oraya vermiyorsunuz?” diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Devletten elde ettiğiniz haksız gelirle hasenat işi mi olur. Bu ahlaki değil. Dinimize, inancımıza aykırıdır. Kendin çalışırsın alın terinle para kazanırsın oradan hayır yaparsın eyvallah.” değerlendirmesinde bulundu.
Şehit babasına verilen maaş tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, şehit ailelerine verilmek üzere halkın 52 milyon lira bağış yaptığını hatırlatarak, “52 milyon lirayı vermediler, 192 lira veriyorlar. Peki o 52 milyon lira ne oldu?” dedi.
Tek adam rejiminde devlette liyakat olmayacağını, her şeyin bir kişiye sorulduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Doğu Akdeniz’de, Libya’ya giden bir gemimizi durdurdular, 4 saat Ankara’dan yanıt beklediler. Sonra Roma Büyükelçisinin ricası üzerine bir saat daha beklediler. Gemi aranacak helikopterle inilecek bizim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kelepçelenecek ve gemide arama yapılacak. 5 saat kimse Erdoğan’a ulaşamadığı için indiler arama yaptılar. Türkiye için hayati bir konu. Eğer bilgi gelmiş 4 saat içinde kendisine ulaşılamamışsa, görevden alması lazım o bakanı. Niye almıyor? Sen Türkiye’yi rezil ettin. Niye almıyor? Alması lazım. Devletin itibarını sıfırladılar. Erdoğan kibirli bir insan. Dolayısıyla o kibrin aşağıya da aynı ölçüde yansıdığını düşünüyorum.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.