Korkulmak Sevilmekten Daha İyidir – Çin’in “Makyavellici Anlayışı”

Foto: Pixabay

Fransız araştırmacılar, Çin’in küresel nüfuz operasyonları hakkında bir rapor yayınladı. Burada, sıradan savaşların yanı sıra, fikir savaşlarının, yasal savaşların ve psikolojik savaşların güneydoğu Çin’deki bir askeri üs tarafından organize edildiği belirtildi.

16. yüzyılda ünlü İtalyan Nicolò Machiavelli, bir prensin sevilmesi mi, yoksa korkulmasının mı daha iyi olduğu sorusuyla ilgileniyordu. Machiavelli, “Prens” adlı kitabında soruya şu şekilde yanıt vermiştir: ” Her ikisi de olmalıdır. Fakat, bunun ikisi bir arada zor yürüdüğü için korkulmak sevilmekten çok daha güvenlidir.”

500 yıl sonra, Çin komünist liderliği, ülkeye yabancı yatırımcıları çekmek ve uluslararası toplumda bir yer edinmek için kendisi bu soruyla karşı karşıya kalmıştı.

Uzun bir süre parti yetkilileri güvenilir bir izlenim bırakmak için yurtdışında pozitif ve iyi görünmeye çok dikkat ettiler, böylece Çin’in komünist liderliği – Rusya’nın aksine korkulan yerine sevilen olmayı tercih etti. Ancak ÇKP, uluslararası standartları şekillendirme, hatta mevcut uluslararası düzeni kendi çıkarları lehine değiştirme hırsından asla vazgeçmedi.

Son birkaç yılda Çin komünist liderliği sert tutumunu giderek daha fazla gösterdi. Etkili operasyonları giderek güçleniyor. Yöntemler, Moskova’nınkine giderek daha çok benziyor. Makyavelli’nin “Prens” kitabında yazdığı gibi, parti devletinin artık korkulmanın sevilmekten daha güvenli olduğuna inandığı görülmekte ve bu tam olarak bir ” Makyavellici an”. Fransız Çinli araştırmacıların Çin’in küresel etki stratejisi hakkındaki kapsamlı raporlarında vardıkları sonuçlar da bunu teyit ediyor.

Paris’teki askeri akademinin Stratejik Araştırma Enstitüsü (IRSEM), 20 Eylül’de konuyla ilgili 650 sayfalık bir rapor yayınladı.

Rapor, dünyada güç elde etmek için yapılan operasyonların stratejisini ve operasyonları yürüten aktörlere ve bireylere kadar geniş bir Çin etki yelpazesini kapsıyor. Ana merkezlerden biri, “üç savaş” stratejisini uygulamaya adanmış bir komuta merkezi olan 311 adlı askeri üssüdür.

Üç savaş stratejisi ne anlama geliyor? Nasıl uygulanır?

1 Ekim; Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu gün. İki yıl önce, Çin, kuruluşunun 70. yıldönümünü başkenti Pekin’de büyük bir askeri geçit töreniyle kutladı. Birlik gösterisi ile Çin’in askeri gücünü göstermek istedi.

Cumhurbaşkanı Xi, “Bu büyük ulusun temellerini sallayabilen bir güç yok” dedi. Xi bu açıklamada Çin’in artık büyük güç olma iddiasını gizleme gibi bir niyetinin olmadığını gösterdi.”

Geçit töreninde, uçaklar, tanklar ve nükleer başlık takılabilir uzun menzili roketler sergilendi. Geçit töreninde, farklı birliklerden ve branşlardan olmak üzere 15.000’den fazla asker katıldı.

30 sayfalık bir rapor ile, 311 Askeri Merkezi ve Çin’in Operasyonları ve etkileri ele alındı.

16 yıl önce kurulmuş 311 Askeri Merkezin asıl görevi “üç savaş stratejiyi” uygulamaktır. Bu yüzden siyasi savaşın operasyonel ve uygulaması yönünden sorumludur.

Siyasi savaş planlaması, ordu tarafından düşünülen, fakat askeri bir güç kullanmadan gerçekleştirilen bir savaş şeklidir.

“Üç savaş” nedir?

Üç savaşlar stratejisi:

1. Savaş

2. Psikolojik savaş

3. Yasal Savaş

Kamuoyunu kazanmak için yürütülen savaşın amacı, hedef grupları kazanmaktır – sadece rakip ülkeler değil, aynı zamanda uluslararası toplumlar da buna dahildir. Buradaki asıl mesele, gerçeklerin hangi versiyonunun kamuoyunda kabul göreceği ile ilgilidir.

Burada, basın, radyo, televizyon, sosyal ağlar (Facebook, YouTube, Twitter, Weikat, Weibo, Tiktok, Plurk vb.) gibi her türlü medya, sinema ve kitaplar kullanılır. Gerçeklerin çarpıtılmış versiyonunu uygulamak ve tartışmayı yapmak için mümkün olduğunca çabuk hizmet ederler – çünkü ilk izlenim, yanlış olsa bile, daha sonra doğruların ortaya çıkması durumuna bakmaksızın, çok güçlü bir izlenim bırakır.

Raporda, 2 milyon Çinli vatandaşın Pekin propagandasını yaymak için tam zamanlı olarak maaş alarak çalıştığını ve ayrıca 20 milyon kişinin ise yarı zamanlı olarak talep üzerine çalışmaya hazır beklediğini gösteriyor. Bu kişilerin görevleri arasında Çin’in fikirlerini ve propagandasını, sanki spontane destekliyorlarmış gibi izlenim bırakmak ve böylece Pekin’in mesajlarını sosyal ağların platformlarını kullanarak yaymak bulunuyor. Buna ek olarak, yurt dışındaki rejim karşıtı eleştirmenleri susturmak da görevleri arasında yer alıyor.

Diğer ülkelerin seçimlerine müdahale de, belirli görüşlüleri dayatmak ile meydana gelir. Rapora göre, Çin, son on yılda 7 ülkede en az 10 seçime müdahalede bulunmuştur.

Kanada ve Avustralya’da, Çinlilerin yoğun yaşadığı bölgelerde yerel seçimlere müdahale saptanmıştır.

Tayvan’da da benzer bir durum yaşanmıştır. Anakara Çin’den gelen operasyon emirleri dezenformasyon amaçlıydı. 24 Kasım 2018 tarihli belediye seçimlerine Çin müdahalede bulunmuş ve bilgi manipülasyonu üzerinde çalışmıştı.

Psikolojik savaşın amacı, rakipleri korkutmak, yıldırmak, şüphe içerisine sokmak ve yeteneklerini baltalayarak, onları terörize etmektir.

Sık kullanılan dört psikolojik savaş yöntemi:

  1. Zorlamak (威慑)

Yani, birilerini belirli bir davranışa zorlamak;

  • Sahtekarlık (欺诈)

Böylece rakiplerin kafalarını karışmasına ve hata yapmasını hedeflenir.

  • Bölmek (离间)

Tüm potansiyel çatlaklar ve anlaşmazlıklar, karar alma sürecini felç etmek için kullanılır. Böylece rakip ülke sömürülür. Bölünme ayrıca, rakiplerin motivasyonunu bozmayı ve halkın hükümetlere güvenini sarsmayı hedefler.

  • Savunma (防护)

Bu  yargıyı bir “savaş silahı” olarak kullanmak, düşman olarak kabul edilen kişiler veya devletlere saldırarak onlara yaptırım uygulamaktır.

“Üç Savaşlar”, Çinin siyasi savaşının çekirdeğini, yani stratejik bir hedefe ulaşmak için her türlü askeri olmayan çatışmayı içerir.

311 askeri üssü, pratikte Çin etkisinin genişlemesinin komuta merkezidir. Operasyonların profesyonel bir şekilde organize ve koordine edildiği yer burasıdır.

Askeri Üs 311, önemli konumuna ve görevine rağmen, her zaman arka planda çalıştığı için nispeten az biliniyor. Radyo istasyonları, medya şirketleri, yayınevleri sivil cephelerini oluşturuyor. Öne çıkan kuruluşlardan bazıları, “China Huayi Broadcasting Corporation” (CHBC) ve “Voice of the Strait“ (VTS). Bu Rapor da 50 den fazla araştırmacı çalışmıştır.

Makale: Lea Zhou / The Epoch Times (Makalenin orijinali Fransızcadır)

Almanca’dan çeviri: Evren Durmaz The Epoch Times / Türkiye

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.