Mersin kendi limanını Kendi Yapabilir

Fotoğraf: MIP

Semir Bolat’ın sunduğu ve Mersin’in önde gelen iş adamlarından Mustafa Güler, bir önceki dönemde Mersin Barosu Başkanlığını yapan Av. Bilgin Yeşilboğaz ve Uluslararası Gazeteciler Cemiyeti Mersin İl Temsilcisi G. Hakan Koçman’ın katıldığı Doğal Alan programında Mersin limanının ve yapılması planlanan Doğu Akdeniz Ana Konteyner Limanı’nın son durumu ele alındı. Programda, 2009 yılından beri 9. ve 10. Kalkınma Planlarında Mersin Ana Konteyner limanı adıyla ifade edilirken 11. Kalkınma Planı’nda adının Doğu Akdeniz Konteyner Limanı olarak değiştirilmesi süreci, son haberlere göre Mersin’de yapılması planlanan ana konteyner limanının Yumurtalık’a kaydırılması ve bu durumun doğurabileceği sonuçlar ele alındı.

Mersin Ana Konteyner Limanı süreci bir hukuk garabetidir

Programda Av. Bilgin Yeşilboğaz, 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Mersin Ana Konteyner Limanı için ayrılan genişleme bölgesine yapılmak istenen polipropilen tesisi ile başlayan süreci anlattı. Bu süreçte nazım imar planlarının değiştirildiğini ve 2017 yılında yine Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile onaylanan imar planlarının 2020 yılında değiştirilerek yeni planların ortaya çıktığını belirtti.

Yeni planlara itiraz sürecinde Mersin Büyükşehir Belediyesi, TMMOB, Mersin Barosu ve diğer bileşenlerle Mersin İdare Bölge Mahkemesine başvurduklarını ve buradan mahkemenin itiraz konusunda olumlu karar verdiğini, daha sonra bakanlığın Adana Bölge İdare Mahkemesine itirazda bulunduğunu ifade etti. Adana Bölge İdare Mahkemesinin de bu itirazı ret ettiğini anlatan Yeşilboğaz, bir hukuk garabeti olarak nitelendirdiği olayı şu sözlerle ifade etti; “ 1/100.000’lik ve 1/5.000’lik planlarda bakanlık, Mersin Büyükşehir Belediyesini atlayarak değişiklik yaptı.  İlk etapta bilirkişilerin hazırladığı lehimize rapor neticesinde yürütmeyi durdurma kararı aldık. Bu durum, MIP’de ve ortaklarında ciddi bir sorun yarattı. Bölge idare mahkemesi, yürütmeye durdurma kararına yapılan itirazı ret etmesine rağmen, nasıl olduğunu anlayamadığımız bir şekilde, daha sonra yeni bir taleple yeniden bir bilirkişi incelemesi yaparak, MIP’nin yeniden inceleme yapılmasını istiyoruz ve keşfe çıkılmasını istiyoruz talebini kabul etti. Böyle bir talebi kabul etmesine imkan yok. Hukuken bir karar vermişsiniz, bir ÇED raporu almışsınız, bir yürütmeyi durdurma kararı vermişsiniz, bölge idare mahkemesi bu karar için haklısınız, doğrudur, diyor. Bir üst mahkeme sizi tasdikliyor ama buna rağmen birden her şey tersine dönüyor.”  

Sözlerinin devamında Yeşilboğaz bu durumu hukukun siyasallaşması olarak değerlendirdi. Bu kararın bir kenti ve insanlarını yok saymak anlamına geldiğini söyleyen Yeşilboğaz, asıl üzüldüğü noktanın ise bu kararı kent kamuoyunun yeterince sahiplenmemesi olduğunu ifade etti.

( Fotoğraf İçelTV ve SUNTV ortak yayınında yayınlanan Doğal Alan programından bir ekran görüntüsü)

MIP’nin limanın genişlemesi ile ilgili taahhüttü ne olacak?

Yeşilboğaz’dan sonra konuşan UGC Mersin İl Temsilcisi Koçman yaşanan süreci değerlendirerek bu süreci Mersin’e verilen bir ceza olarak değerlendirdi. Ayrıca MIP’nin liman sözleşmesinde geçen yatırım yapma taahhüdüne de vurgu yapan Koçman,  limanın 2007 yılında özelleştirilmesiyle imzalanan sözleşmede MIP’nin limanın genişlemesi ile ilgili taahhütte bulunduğunu ve eğer bu yatırımlar Yumurtalık’a kaydırılırsa sözleşmede geçen ve MIP tarafından garanti edilen liman yatırımlarına ne olacağı sorusunu sordu.

Mersin limanını kendi yapabilir

Daha sonra söz alan Mersin’in ileri gelen iş adamlarından Mustafa Güler aslında Mersin’in bu limanı kendi kaynakları ile yapabilecek durumda olduğunu söyledi. Bu tür yatırımların yap-işlet-devret modeli ile yapıldığını ifade eden Güler, sağlık yatırımlarının bile artık özel sektöre yaptırıldığın vurguladı. Bu tür yatırımlar için devlet kaynaklarından bir finansman ayrılmasının düşünülmediğini, bunu da yine yap-işlet-devret modeli ile yaptıracağını bildiklerini belirtti. “Buna sadece bir start vermek lazım.“ dedi.

Mersin Ana Konteyner Limanı gibi büyük bir hinterlandı ve potansiyeli olan bir yer için dünya devlerinin yarışacağını ifade den Güler, böylece bunun en kısa zamanda hayata geçirilebileceğini ve ülkemize dev bir potansiyel kazandırabileceğini sözlerine ekledi.  Mersin Ana Konteyner Limanı için 355 milyon avroluk bir yatırımın öngörüldüğünü söyleyen Güler, “Yeni fiyatlarla bunun 1 milyar dolara çıktığını düşünsek bile 12 milyon TEU kapasitesi olan ana konteyner limanı için 1 milyar liralık bir finansman dünden hazır. İstediğiniz süre kadar ödemesiz ve istediğiniz şekilde vadeli finansman zaten hazır. Yeter ki bu organizasyon yapılsın.” dedi.

Güler sözlerini şöyle sürdürdü; “Çünkü Mersin mevcut kapasiteli limanı iki milyon TEU kapasiteli bir limandır. Bu limanı 765 milyon avroya aldılar ama ardından yüzde kırkını 865 milyon avroya sattılar. Bunu birleştirdiğimiz zaman şu anda iki milyar doları aşan bir değer olarak ortaya çıkıyor. Hâlbuki 12 milyon TEU’luk kapasiteyi aşan bir liman için 1 milyar dolar finansman hiçbir şey. 12 milyon TEU’luk bir kapasite için finansman hemen karşısına çıkabilecek bir şey ve limanın derhal bu finansmanı sağlayabilecek ve kendi gelirlerinden karşılayabilecek  bir pozisyon var.”

Bu konuda Mersinli Yatırımcı Ali Avcı’yı örnek veren Güler, Avcı’nın şu anda Samsun, Tekirdağ ve son olarak da Taşucu limanlarının finansmanlarını bularak işletmeciliğini yapmaya başladığını ve güzel bir örnek olduğu vurguladı. MESBAŞ, Mersin Deniz Ticaret Odası, TOBB, Mersin Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Mersinli girişimcilerin de içerisinde olduğu bir konsorsiyum ile bunun başarılabileceğini söyleyen Güleri “Böylece biz bunu yapıp işletebiliriz ve böylece Mersin Büyükşehir Belediyesi için de önemli bir gelir kaynağı yaratabiliriz.” dedi.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.