Temsilciler, Çin’in ABD Tıp Araştırmalarına Yönelik Casusluğunu Araştırıyor
İki Kongre üyesi, ABD tarafından finanse edilen tıbbi araştırma kurumlarında Çin tarafından yapılmış fikri mülkiyet hırsızlığı olup olmadığı konusunda Ulusal Sağlık Enstitüsünden (National Institutes of Health-NIH) bir açıklama talep etti.
Temsilciler Jim Banks (Indiana) ve Mike Gallagher (Wisconsin) NIH’in, ABD hibeleri alan ancak Çin komünist rejimiyle ilişkilerini açıklayamayan bilim insanları davalarını nasıl ele aldığı konusunda bir soruşturma başlattı.
30 Nisan’da NIH Direktörü Francis Collins’e hitaben yazılan The Washington Free Beacon gazetesi tarafından ele geçirilen bir mektupta, kongre üyeleri Collins’den hibe almış ancak yabancı bir hükümetle bağlarını ortaya koyamamış araştırmacılara uygulanan disiplin prosedürlerini açıklamasını istedi.
NIH’in akademi dışı araştırma programının yöneticisi Michael Lauer, Science Magazine’e yaptığı bir açıklamada, Çin Komünist Partisinin ABD hibe önerileri hakkında bilgi almak için NIH hibe programına sızdığını belirtti. Toplanan bilgilere dayanarak, “NIH tarafından finanse edilen ve çalınan araştırmaları” kopyalamak için Çin kurumlarında ABD laboratuvarlarının eşi “gölge laboratuvarlar” kuruldu. Lauer bu uygulamalar hakkında daha fazla ayrıntı vermedi, ancak Çin’in fikri mülkiyet hırsızlığı bağlamındaki Bin Yetenek Programından (Thousand Talents Program-TTP) bahsetti.
Lauer’in röportajına atıfta bulunan mektupta, Ağustos 2018’de “NIH, yabancılarla şüpheli bağlantıları olan 250 NIH araştırmacısı hakkında soruşturma başlattı” deniliyor.
Lauer’in söylediğine göre, bilim adamlarının Çin rejimiyle bağlantısı olup olmadığını belirlemenin yolu, bilimsel makaleler yayınlarken ikili ilişkilerini listeleyip listelemediklerini kontrol etmek ve önce Çinlilerle bağlantılarını listeleyenleri incelemektir.
NIH soruşturması, Teksas Üniversitesi’ndeki M.D. Anderson Kanser araştırma Merkezi’nde Çin’e gizli bilgi gönderen beş araştırmacı vakasını ortaya çıkardı.
Mektupta yazılanlara göre, bir bilim adamı Çin’e gizli araştırma verileri gönderdi ve bunun karşılığında 75.000 dolar ve Çin TTP’siyle bir yıllık bir anlaşma yaptı. Aynı kurumdan bir başka bilim insanının Çin’e araştırma materyallerini kaçırmayı planladığı (eğer bir düzine donmuş DNA’yı bir uçağa almayı başarabilirsem dediği) belirtiliyor.
Her iki milletvekili de Çin Komünist Partisinin casusluğuna karşı koymanın en iyi yolunun, yanlış yapanları ortadan kaldırmak olduğunu söyledi ve NIH’ı soruşturmalarından ötürü takdir etti.
Ulusal Güvenlik ve Devlet İşleri Senatosu Komitesi, Çin’in yeteneklileri toplama planlarına yönelik iki taraflı bir soruşturma başlattı ve 1990’ların sonlarından bu yana “Çin’in, ABD’de yetişmiş bilim adamlarını ve araştırmacıları işe aldığını ve bunları ABD’de toplanan vergilerle finanse edilen bilimsel araştırmaları, Çin’in kendi ekonomik ve askeri kazanımına katkı sağlamak amacıyla Çin’e transfer etmeye teşvik ettiğini belirledi … ancak federal ajanslar bunu durdurmak için pek bir şey yapmadı.”
Alt komite, ABD araştırma kuruluşlarına yönelik Bin Yetenek Planı tarafından ortaya konan tehditler hakkında bir rapor hazırladı. Raporda, FBI ve diğer federal kurumların bu tehdide verdiği tepkinin “yavaş” olduğu ve FBI’ın 2018’in ortasında buna tepki vermeye başladığı belirtildi.
Raporda ayrıca Çin Komünist Partisi tarafından yönetilen enstitülerle açıklanamayan bağları olan kişilerin vaka çalışmaları da yer aldı. Bunlar arasında biri ABD tıp fakültesinde, biri de NIH tarafından finanse edilen ABD tıp araştırma enstitüsünde çalışan iki bilim insanı var. Ancak bu insanlar, Çin üniversitelerinde de profesör olduklarını ve her ikisinin de Çin Ulusal Bilim Vakfı’ndan burs aldıklarını açıklamadılar.
Raporda milletvekillerinin mektupta anlattığı, “hepsinin Çin hükümeti ile arasında, açıklayamadığı bir mali veya sözleşmeli ilişkisi olan yedi araştırmacının yer aldığı” vakalardan bahsediliyor. “Ancak bu vakaların hiçbiri, NIH tarafından verilen doğrudan ve kesin bir disiplin cezası ile sonuçlanmadı.”
NIH, “yabancı finans kaynağını” açıklamadığından şüphelenilen 130’dan fazla kişiyi belirledi ve bunların 66’sı için idari işlem yapılması gerektiğine karar verildi. Mektupta “Fakat çoğu durumda NIH hiçbir şey yapmadı,” deniliyor.
Yazan: Ella Kietlinska, The Epoch Times
Çeviren: Hatice Atmaca, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.