Hukukçu ve siyasetçi Prof. Dr. Mümtaz Soysal, son iki haftadır Türkiye’nin ve dünyanın gündemini meşgul eden Gezi Parkı Eylemleri ile ilgili Epoch Times’ın sorularını yanıtladı…
Gezi Parkı eylemleri ile ilgili ne düşünüyorsunuz ve bundan sonra sizce ne olacak?
Bundan sonra ne olacağı Başbakan ve çevresindekilerinin tutumlarına bağlı. Eğer görüşlerinde ısrarcı olurlarsa başka türlü olur. Fakat durumdan ders çıkarıp farklı davranırlarsa sonuçlar da farklı olur. Siyasilerin olaydan henüz ders almadığı ya da olayları iyi yorumlamamış oldukları görülüyor. Buna devam ederlerse sonuç kötü olur, bölge için de kötü olur.
Yurtdışı medya ve bazı yorumcular bu eylemi Arap Baharı gibi görüyor, sizce doğru bir benzetme mi?
Büyük farklar var tabii ki. Ancak sonuç nedir kimse birşey söyleyemiyor. Demokratik bir rejim yıkılabilir bir rejim değildir. Bu Cumhuriyet’in kuruluş mayasında vardır. Türkiye’de başlamış olan demokratik süreci yıkmaya kimsenin gücü yetemez. Türkiye kendi gücü ile ayakta kalmayı başarabilecektir. Başka niyetler besleyen varsa onlar da bu niyetlerinden vazgeçmeliler.
Gezi Parkı eylemleri AKP için nasıl sonuçlar doğurur?
AKP kendisini kurtarmak istiyorsa [parti içi] bölünme belirtilerine karşı çıkmaması gerekir. Mesajı almış olan çevreler var, onların yorumları ile Başbakan’ın yorumları farklı. Gençlerden gelen mesaj Türkiye’nin farklı bir tutum almasını gerektiren bir mesaj. Aksi durumda işler kötüye gider. Bu da gençleri ve onları destekleyen çevreleri değil, iktidarın kendisini zora sokar.
Sizce AKP alkol yasası ve diğer konularda geri adım atar mı?
AKP alkol konusunda geri adım atmayacak gibi gözüküyor. Onları vazgeçilmez yasaklarmış gibi görüyor. Bu tutum rasyonel düşünceden kaynaklanmıyor. Din ve inanç konusundaki tutumlarından kaynaklanıyor. Bu da yanlış olur. Türkiye başlangıçtan itibaren, tam tersi rasyonelliği benimseyen bir Cumhuriyet ülkesidir. Böyle bir yanlışlığa kurban edilemez. Halkta düşünce birliği olduğu, [Gezi Parkı] olaylarında ortaya çıktı. [Gezi Parkı] olayları gelecek konusunda aydınlık yol gösteren olaylardır.
Eylemcilerin yapılmasına karşı çıktığı, Başbakan’ın ise ısrarla inşa edileceğini söylediği Topçu Kışlası sizce bir sembol müdür?
Evet semboldür. Sanki tarihi değeri olan bir yer gibi gösterdiler. Birçok yeniliği simgeleyen bir yapıt gibi anlatıldı halka. Yani bile bile yalan söylendi. O kışla binası askerin topçu kesiminin yani dinci, muhafazakar, tutucu kesiminin bulunduğu yerdi. Ordu içerisinde böyle bir kesimin sembolüydü. 31 Mart gibi Türkiye’deki tutucu ve din kökenli yanlışlara sembol olan bir binaydı. Onun yıkılmasında herhangi bir tarihi kayıp söz konusu değildir. Tam tersi gericiliğin sembolü olarak yıkılması faydalı olmuştur. Yıkıldıktan sonra spor sahası ve daha sonra bugünkü gezi parkı haline geldi. Bunu çevirmek tarihi geriye çevirmek demektir. Kimsenin bu konuda başarılı olması mümkün değildir.
Gezi Parkı eylemleri Muhalefet partileri için nasıl sonuçlar doğurur?
Muhalefet, bu eylemlerden ders çıkarırsa ayakta kalır ve iktidara doğru ilerler. Çıkarmazsa küçük ve etkisiz bir muhalefet görünümünü sürdürür. O da yanlış olur. Muhalefetin kendi açısından çıkarması gereken ders budur.