Patrikhane Sözcüsü Doshiteos: Anayasa Değişmeden Ruhban Okulu Açılırsa Sorun Daha Da Karmaşıklaşır
İSTANBUL– Fener Rum Patrikhanesi Basın Sözcüsü Peder Dositheos Anağnostopulos, Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasının önünde Anayasal engel bulunduğunu söyledi. Başka birçok sebebin yanı sıra 82 Anayasası’nın bu sebeple de değiştirilmesi gerektiğini belirten Dositheos, Ruhban Okulu’nun mevcut Anayasa hükümleri devam ederken açılması durumunda muhalefet tarafından Anayasa Mahkemesi’nde bloke edilebileceğini belirtti. Böyle bir gelişmenin durumu daha da karmaşıklaştıracağını dile getiren Dositheos, okulun Türkiye’de uzlaşı yöntemiyle açılmasının daha doğru olacağını ifade etti. Ruhban Okulu ile ilgili şu ana kadar AİHM’e gitmediklerini vurgulayan Dositheos, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile yaptıkları görüşme ve Başbakan Erdoğan’ın Büyükada ziyaretinin soruna olumlu bir hareketlilik getirdiğini ifade etti. Ruhban Okulu’nun Türkiye’de açılacağına inandıklarını belirten Dositheos, “Bu sefer de Sükut-u Hayal’e uğrarsak AİHM’e gitmeye mecbur kalırız.” dedi.
Kültürlerarası Diyalog Platformu (KADİP), “Birbirimizi anlama, tanıma ve tecrübe paylaşımı” gezileri kapsamında Mardin ve Bosna’dan sonra Heybeliada Ruhban Okulu’na da bir gezi düzenledi. Fener Rum Patrikhanesi Basın Sözcüsü Peder Dositheos Anağnostopulos’un davetiyle gerçekleşen geziye KADİP Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak, basın yayın organları temsilcileri ve KADİP üyeleri katıldı. Gezide Peder Dositheos önce KADİP üyeleri ve gazetecilere Ruhban Okulu’nu gezdirdi ve okulun tarihi hakkında bilgi verdi. Ardından Dositheos ‘Akademik Salon’ adı verilen bölümde geziye katılanların sorularını cevapladı.
Uzun süredir Türkiye’de tartışma konusu olan Ruhban Okulu’nun açılması konusundaki sorular üzerine Dositheos, Heybeliada Ruhban Okulu’nun 1971 senesinde kapandığı dönemde konunun hukuki değil siyasi olduğunu söyledi.
1980 yılında Kenan Evren tarafından yapılan darbe ve oluşturulan 82 Anayasası’na göre Türkiye’de özel eğitim veren din okulunun açılmasının mümkün olmadığını belirtti. Dolayısıyla Ruhban Okulu’nun da açılması için Anayasanın değişmesi gerektiğinin altını çizen Dositheos, “Bu okulun yeniden açılması için Türkiye’de özel dini yüksek okulun açılma imkanı olması hukuki yönden şarttır. Ve bu yokmuş.” ifadesini kullandı.
Bir çok yönden değişmesi gereken Anayasa’nın bu sebeple de değişmesi gerektiğini vurgulayan Dositheos, “Anayasanın değişmesi için başka sebepler de vardır ama bunların içinde bunlar da vardır. Bazılarının dediği gibi ‘Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için Anayasa’yı değiştiriyoruz’ sözü doğru değil.
AK Parti Hükümeti’nin mevcut Anayasa hükümleri geçerliyken Ruhban Okulu’nu açması durumunda sorunun daha da karmaşıklaşacağını işaret eden Dositheos, “Eğer bugün bu hükümet kalkar da herhangi bir şekilde bu okulu yeniden açmaya kalkarsa herhalde daha milliyetçi, daha devletçi düşünen muhalefet bunu Anayasa Mahkemesi yoluyla bloke edebilir. Ederse o zaman karmakarışık bir durum olur.” ifadesini kullandı.
Ruhban Okulu için Türkiye’de barışçıl ve uzlaşı içinde bir çözüm gerektiğini vurgulayan Dosetheos, “Bence biraz daha bekleyip de barış içinde bu okulu açmak daha doğru olur. Bu okulu Türkiye’de ve aramızdaki diyalogla müşterek mücadeleyle açarsak ve Avrupa’ya gitmeye mecbur olmazsak bu da çok daha iyi olur.” şeklinde konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Büyükada’daki Yetimhane’nin 3 ay içinde Fener Rum Patrikhanesi’ne iade edilmesi yönündeki kararı hatırlatılarak “Ruhban Okulu ile ilgili AİHM’e gittiniz mi ?” şeklinde soru üzerine Dositheos, böyle bir başvurunun henüz olmadığını ifade etti. Hükümetle yapılan görüşmelerin kendilerini umutlandırdığını ve okulun Türkiye’de açılacağına inandıklarını aktaran Dositheos, “İnana inana bu 7 yılı yaşadık. Geçen yıl Nisan ayında Patrik Hazretleri ‘Bu sene de olmazsa gelecek sene Strasburg’daki İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz.’ demişti. Fakat aradan bazı hareketler olmaya başladı. Sayın Arınç Bey ve Bağış Bey ile yaptığımız fikir teatisi. Başbakan’ın Büyükada ziyaretini düşünün. Bütün bunlar probleme müspet bir canlılık vermiştir. Eğer bu sefer de sukut-u hayale uğrarsak o zaman o mahkemeye malesef gitmeye mecbur olacağız başka bir yol yok.” dedi.
Türkiye’nin Laik bir ülke olduğunu ve Türkiye’deki her kesim gibi Hristiyanların da bunun gerekli olduğuna inandığını söyleyen Dositheos, “Devletin dine karışmaması ve dinin de politikaya karışmaması taraftarıyız. Eğer bu laiklik prensibine yüzde 100 inanıyorsak Müslümanların, Hristiyanların yada şunun-bunun bir okul açmasının yasak olması mantıksızdır.” şeklinde konuştu.
Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapalı olmasından dolayı Fener Rum Patrikhanesi’ne başka ülkelerde yetişen rahiplerin geldiğini anlatan Dositheos, bunun da belli sorunları beraberinde getirdiğini ifade etti. Ruhban Okulu’nda lise dahil 7 senelik eğitim boyunca Türkçe eğitimi de verildiğinin altını çizine Patrikhanes Sözcüsü, Heybeliada Ruhban Okulu mezunu Fener Rum Patriği Bartholomeos’un 1991 yılında Türkiye’de ilk kez İslam dünyasıyla diyalogu başlatan kişi olduğuna dikkat çekti.
KADİP çalışmaları hakkında bilgi veren Platformun Genel Sekreteri Ahmet Muharrem Atlığ, platformun içerisinde farklı mezhep ve dinlerden üyelerin bulunduğu bir organizasyon olduğuna işaret etti.
KADİP olarak ‘farlılıkları zenginlik olarak kabul ederek nasıl yeniden barışçıl bir ortam oluşturulabilir’ konusunun fikir jimnastiği yaptıklarını ifade etti. Ruhban Okulu ziyaretinin aynı zamanda Platform’un üyesi olan Peder Dositheos’un daveti üzerine gerçekleştiğini belirten Atlığ, gezinin ‘birbirimizi anlama’ adına çok büyük kazanımlar elde edilmesini sağladığını dile getirdi.
Yapılan geziden çok şey öğrendiğini aktaran Atlığ, “Peder Dositheos bize soru olarak şunu sordu: ‘Siz nasıl bir Hristiyan Papaz olmasını istersiniz? Türkiye’de doğup büyüyen ya da Türkiye’de doğup büyümese bile dışarıdan gelip burada 7 yıl boyunca Türkçe ve Türk edebiyatı öğrenen mi istersiniz?’ Türklerin yaşama stilinde beraber aynı sokakları paylaşan, burada 7 yıl okuyan bir öğrenci İstanbul’da olacak Türklerle beraber yaşayacak. Veya Türk vatandaşı olsa bile gayri Müslim olarak burada Müslümanlarla birlikte yaşama içerisinde bir eğitim görecek ve sonunda Papaz olacak ve bu insan Türkleri daha iyi anlayan, onlarla aynı dili konuşan birisi olacak.” dedi.
“Ruhban Okulu’nun açılması böyle meyveler verecekse mutlaka olmalı” diyen Atlığ, “Barışçıl yaşamaya, ortak paydalarda buluşmaya, farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul eden bir anlayış içerisinde insanlar yetiştirecek ise şahsım adına ben böyle bir şey olmasını gönülden arzu ederim.”