Semavi Dinlerin Liderleri İstanbul İbadethanelerini Yazdı

İSTANBUL– Semavi dinlerin liderlerinin İstanbul’un ibadethanelerine ilişkin kaleme aldıkları izlenimler, “Gökyüzünden İstanbul İbadethaneleri” adlı kitapta bir araya geldi. İstanbul’un kültürel mirasına büyük katkıda bulunan ve ortaya koyduğu eserlerle büyük ses getiren Cihan Yapım, İstanbul Ticaret Odası adına yayınladığı yeni eserinde üç büyük dinin liderini “İstanbul İbadethaneleri” için bir araya getirdi. Rum Ortodoks Patriği I. Bartholomeos, Türkiye Ermenileri Patrikliği Ruhani Meclis Başkanı Aram Ateşyan, Türkiye Hahambaşısı Rav İsak Haleva’nın yanı sıra İstanbul İl Müftüsü Mustafa Çağrıcı’nın da değerlendirmeleri yer alıyor.

Türkiye Ermenileri Ruhani Meclis Başkanı Aram Ateşyan, şehrin mimari yapısındaki ibadethanelerin siluetinin aynı zamanda bu şehrin kültür siluetini de göz önüne serdiğini dile getirerek, “İnsanın mükemmelliğini ifade eden maneviyat ve yüce değerlere olan yaklaşımını biz ibadethanelerin mimari yapısında da vücut bulmuş olarak görebiliyoruz. Özellikle de İstanbul’daki ibadethaneler Doğu ve Batı’nın mükemmel bir sentezi olarak karşımıza çıkıyor. Sadece İstanbul’a özgü bu görünüm yansımasını İstanbul kültüründen alarak adeta İstanbul’un siluetini kazanıyor ve bir adım daha öteye geçerek İstanbul’a farklı bir siluet kazandırıyor.” dedi.

“Binlerce yıllık geçmişiyle İstanbul, en görkemli ibadethanelerin üst üste ve yan yana bulunduğu, adeta bir maneviyat şehridir” diyen Rum Ortodoks Patriği I. Bartholomeos, ibadethanelerin mimari değişikliklerle yeni inançlara ev sahipliği yaptığını dile getirdi. Bartholomeos, “Kaderinde 2 bin yıla yakın imparatorluklara başkentlik etmek olan kaç şehir vardır acaba? İmparatorluk başkenti derken kastettiğimiz, yüzyıllar boyunca tüm coğrafyanın, maddî ve beşerî en iyilerinin aktığı bir merkezdir. Ganimetler İstanbul’a akarken; sanatçıların, entelektüellerin, bilginlerin en iyileri de bu şehirde toplanmıştır. Hristiyan alimler de şehre akmış, yaptıkları tartışmalarla Hristiyan inancının teolojisine ve pratiğine katkı sunmuşlardır” şeklinde konuştu.

İBADETHANELER HAYAL GÜCÜNÜ HAREKETE GEÇİRİYOR

Türkiye Hahambaşısı Rav İshak Haleva ise İstanbul’un mazisinin yirmi asra dayanan ve tarih boyunca imparatorluklara başkentlik yapmış nadir kentlerden birisi olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “İstanbul, tarihi ve coğrafi konumu gereği ve bu niteliğiyle birçok kültürün kesiştiği hatta değişik kültürlerin harmanlandığı bir şehir olmuştur. İstanbul bu tarihi ve bu talihi gereği sinesinde hemen her dini inanışın ve hemen her dini mezhep ve meşrebin ibadethanelerini taşıyan bir kent olarak bilinir. İstanbul’un ibadethaneleri bu kentin kendine özgü gizemini oluşturan en önemli etmenlerdir. İstanbul’un gündüzleri güzel, geceleri ise bir başka güzel olan siluetinde ibadethanelerinin insandaki hayal gücünü harekete geçirici çok önemli bir payı vardır.”

İstanbul İl Müftüsü Prof.Dr. Mustafa Çağrıcı İstanbul’un birçok özelliğinin yanında, farklı dinî inançları, bu inançlara ait sembolleri ve değerleri yüzyıllar boyunca bağrına basması bakımından özel bir kent olduğunu kaydetti. Çağrıcı, şunları söyledi: “Fetihten sonra şehrin manevî ve dinî zenginliği daha da artmıştır. 1453’ten bugüne İstanbul’daki Müslümanlara ve Hristiyanlara ait ibadethaneler bir arada yaşamış ve gelişmiştir. İstanbul çok kültürlülük açısından dünyanın gözde birkaç kentinden biridir. Kentteki ibadethaneler de, farklı inançların birlikte, barış içerisinde nasıl yaşadıklarının sembolleridir. Bu yönüyle İstanbul, yalnız Türkler ve Müslümanlar için değil, insanlığın geleceğini belirleme açısından model alınmaya değer bir kent olması itibariyle fevkalade önemlidir.” Çağrıcı, eski İstanbul’a bakıldığında, kentin silueti ve o siluette ibadethanelerin görüntüsünün mimarî bir estetik ifade ettiğini aktararak, “İbadethaneler aynı zamanda kent insanının manevî siluetini de zenginleştirir, faziletle donatır. İbadethaneler aynı zamanda insanların yaygın eğitime tutulduğu birer mekteptir. Cami terbiyesi, sükût, vakar, ağırbaşlılık, yanındaki ile omuz omuza diz dize olmaktır. Aynı zamanda cami dışında da insanların bu şekilde yakın ve yüce insanî ilişkiler kurmasına kaynak sağlar. İnsanlar dışarıda da, caminin içindeki gibi birbiriyle bütünleşmektedir. İbadethanelerin dışarıdan görünen fizikî silueti, aynı zamanda içindeki insan silueti, manevî ve ruhanî yüceliği de yaşatmıştır. Bizim medeniyetimiz ibadethane medeniyetidir. Söz konusu kent İstanbul olunca, bütün ibadethanelerin katkı sağladığı ve zenginlik verdiği bir medeniyet akla gelmektedir.” dedi.

İBADETHANELER SEVGİYLE İSTANBUL’UN BAĞRINDA SAKLANIYOR

İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ise, 3 kutsal dinin manevi atmosferini yansıtan ibadethanelerin İstanbul’da yükseldiğini dile getirdi. İstanbul’un yüzyıllardır farklı dinî inançlara ait sembolleri, büyük bir titizlik ve sevgiyle bağrında sakladığını ileten Yalçıntaş şunları söyledi: “İstanbul’u mimari zenginliğin yanı sıra mistik bir görkeme de bürüyen camiler, kiliseler ve sinagoglar, farklı ve muhteşem bir şehir silueti oluşturur. Bu ibadethaneler, İstanbulluların kalbine her gün yeni bir huzur ve kardeşlik duygusu eker. Ezan, çan ve hazan sesleri, barış içerisinde, İstanbul’da birbirine karışır.”

“Gökyüzünden İstanbul İbadethaneleri”nde helikopter ile fotoğraflanan camiler, kiliseler ve sinagoglar yer alıyor. Türkiye’nin tanınmış hava fotoğrafçılarından Orhan Durgut’un 12 saatlik uçuşu ile fotoğrafladığı ibadethanelerden oluşan kitap 255 sayfa.

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.