Sierra de Guaddarama Eteklerindeki İnanılmaz Yapı: Escorial Sarayı

Escorial Sarayı, Madrid’in 40 km kuzeybatısında, Sierra de Guadarrama’nın eteklerinde bulunuyor.

İspanya’da dünyanın sekizinci harikası diye bilinen Escorial Sarayı’nın kaleyi andıran bir yanı var. Çok geniş dikdörtgen yapısı, 207’ye 153 metre boyutlarında dış duvarlar ve cephelerin fazla düzenli görüntüsü bazılarına göre çok süssüz olabilir. Kapı ve pencereleri sayma girişimi genelde sonuçsuz kalsa da, kapı sayısının 1.250, pencere sayısı ise 2.500 civarında.

Binanın yapımında iki mimar görev almış. 1559’da binanın ilk planlarını çizen Toledolu Juan Bautista, Roma’da bulunan St. Peter’deki çalışmalarından etkilenmişe benziyor. Juan Bautista öldükten sonra binayı Juan de Herrera tamamlamış.

Escorial Sarayı, 1563 ile 1584 yıllan arasında yapılmış. Kralın kendisi de projenin gelişimiyle yakından ilgilenmiş. Kraliyet daireleri öyle bir tasarlanmış ki, kral kendi odasından kiliseye girebiliyor. Hasta ve yaşlı bir adam olarak da, yatağından yüksek minberi görebiliyordu. Philip’in, kilisenin doğu tarafına eklenen ve binanın çıkıntısı gibi duran sarayına St. Lawrence’ın ızgarasının kolu deniyor. Philip’in, daha geniş ve zengin görünümlü dairelerde yaşamak isteyen ve minferi görmeye pek meraklı olmayan halefleri, kilisenin kuzeyine ek kraliyet daireleri yaptırmış. Kilisenin güneyinde, iki katlı bir manastır yer alıyor. Orta avlu, buradaki heykellerden dolayı Evanların Avlusu adını taşıyor.

Saray ve manastırın yanında, Escorial Sarayı aynı zamanda İspanya krallarının kabri. Bu “pantheon”, kilisenin yüksek minberinin altında yer alıyor. II. Philip’in ölümünden çok sonraki zamanlara kadar yapımı tamamlanmamış. Her nasılsa Philip, Escorial Sarayı’nın batı girişinde bulunan uzun galerideki kütüphanenin tamamlanışına tanık olmuş. Değerli bir kitap ve el yazması koleksiyonunun bulunduğu bir oda, felsefe, ilahiyat, müzik ve geometri gibi konulan işleyen tablolarla süslü.

Ölen kralların cesetleri buradaki özel bir odada, özel sandıklarda saklanıyor. Koku yapmayan mermer sandukalarda 30-40 yıl saklanan cesetler zaten toza dönüşüyorlar. Sandıklarda gömülmüş kral ve kraliçelerin isimleri yazılı. Aynı koridorda dönemin soylularına ait mezarlar da var.

Manastır duvarları ünlü ressamların yaptığı dini resimlerle süslü. Ayrıca kral portreleri ve dini resimlerden oluşan zengin bir resim koleksiyonu var. Bu resimlerden kopya edilerek altın, gümüş, ipek ve yünden dokunan duvar kilimleri koleksiyonu da bulunuyor.

Kaynaklar:

http://www.google.com.tr/imgres?

http://www.umutdolu.com/ulkeler-rehberi/ispanya.asp

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.