Stoacı Okul Enstitüsü Başkanı, ‘İnsanoğlu Nasıl Var Oldu?’ Makalesinde ‘İlahi Gerçeği’ Buldu

Stoacı Okul Enstitüsü başkanı Kelly Kinkade, 13 Şubat 2023’te bir röportaj sırasında. (Ekran görüntüsü/NTD)

Erdem edinmeye ve yaşamdaki zorlukları kişisel gelişim için bir araç olarak benimsemeye inanan bir **Stoacı olan Kelly Kinkade, kendi ahlaki felsefesi ile manevi bir uygulama olan Falun Gong‘un öğretileri arasında birçok benzerlik buldu.

Michigan merkezli, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan, Soacı Okul Enstitüsü’nün başkanı Kinkade, The Epoch Times’ın kardeş medya kuruluşu NTD ile yakın tarihli yaptığı bir röportajda; Falun Dafa’nın temel ilkeleri olan doğruluk, merhamet ve hoşgörünün, Stoacı erdeme ve dört yönüne (adalet, ölçülülük, bilgelik ve cesaret) benzediğini belirtti.

“Bireye fayda sağlıyorlar; mutlu bir birey… daha iyi bir vatandaş yaratıyorlar. Bireysel faydanın ötesine geçiyorlar. Bunları uyguladığımızda, bir bütün olarak topluma fayda sağlıyoruz “dedi Kinkade.

Böyle bir içgörü, Falun Gong’un kurucusu Bay Li Hongzhi’nin geçen ay The Epoch Times’ta yayınladığı, “İnsanoğlu Nasıl Var Oldu” makalesini okuduktan sonra geldi.

Kinkade, gazeteye yazdığı bir mektupta, “Bir Stoacı olarak, makalenin erdem kazanma konusunda yaptığı vurgu ile hoş bir sürpriz yaşadım” diye yazdı.

“Makaleden daha zengin hissederek ayrıldım… Bu kişinin iyi düşünülmüş dünya görüşünü keşfetmek, benim için çok değerli” diye ekledi.

Kinkade ayrıca, kendi inanç sisteminin bazı açılardan Falun Gong’dan farklı olmasına rağmen, nihai sonucun ortak noktaları olduğunu açıkladı.

“Doğu’nun Batı’yı farklı perspektiflerden karşılaması benim için çok cesaret verici oldu, çünkü aynı sonucu alıyoruz… – insanları bireysel olarak ve [bir medeniyet olarak] yükseltiyoruz” dedi.


Bir İyileştirme Aracı Olarak Acı Çekmek


Bay Li, makalesinde, insanların ahlaki karakterlerini geliştirmeleri için acı ve sıkıntının var olduğu fikrini öne sürüyor. Ancak Kinkade’ye göre, acı çekmeyi kendini geliştirmenin bir aracı olarak görmek, Stoacılıkta da mevcut olan bir kavramdır.

“Hayatımızdaki acı verici durumlarla başa çıkma şeklimiz, bizim için, bu acıyı hiç yaşamamış olmamızdan daha iyi bir durumla sonuçlanabilir” diyor “Erdem Üzerine” kitabının yazarı Kinkade.

“Bu, herhangi bir dünya görüşünde olması gereken çok güçlü bir doktrin” dedi.

Zorluklar kaçınılmazdır, ancak ” acı çekmek yanlış bir şey yaptığınız anlamına gelmez; bu, hayatınızdaki her şeyin doğru olduğu anlamına gelebilir.”

Bay Li’nin makalesinin ona hayatın zorluklarıyla nasıl başa çıkılacağı konusunda farklı bir bakış açısı kazandırdığını, bunun onun için “paha biçilmez” bir şey olduğunu vurguladı.


Zulüm Gören uygulayıcılara Karşı Empati


Bay Li, 1992 yılında Falun Gong‘u Çin’de halka tanıttı. Uygulama, taraftar sayısını 70 milyon ila 100 milyon olarak belirleyen tahminlerle popülerlik kazandı. Uygulayıcıların sayısının otoriter kontrolüne tehdit oluşturmasından korkan komünist rejim, 20 Temmuz 1999’da başlayan ve bugün de devam eden bir programla, uygulamayı ortadan kaldırmayı amaçlayan kapsamlı bir kampanya başlattı.

Kinkade, Çin’de zulüm gören uygulayıcılara karşı daha fazla empati geliştirmesine yardımcı olan Falun Gong’un iç görülerini kendisine aktardığı için, Bay Li’ye minnettarlığını ifade etti.

Kinkade gazeteye yazdığı mektupta; “Bu makale, benim Falun Gong’u uyguladığı için zulüm gören sevgili bireylerle bağ kurmamı sağladı. Önceden, bu kişileri yalnızca bir isim ve işkencelerinin tanımıyla biliyordum. Makale, birçoğunun sahip olduğu samimi inançları açıkladı” diye belirtti.

“Dolayısıyla, makale benim için insanları daha gerçek kıldı ve raporlar, bu zavallı ruhların uğradığı adaletsizliğe karşı içimde daha da fazla öfke uyanmasına neden oldu” diye ekledi.

O, Çin Komünist Partisinin Falun Gong’a yaptığı zulmün “ilahi olana olan inanca yönelik bir saldırı” olduğunu, dolayısıyla “ilahi olanın kendisine bir saldırı” olduğunu söyleyerek devam etti.

“Bu yüzden uygar dünya için bu kadar şok edici, çünkü hepimiz tek bir ailede akrabayız ve bu, insan toplumunun kendisine yönelik bir saldırıdır. Dünya bu aşırı zulmü bilmeyi hak ediyor” dedi.

‘”Makale, herhangi bir hükümetin Falun Gong uygulamasına zulmetmesinin veya kendisini tehdit altında hissetmesinin ne kadar çılgın olacağını gösteriyor” diye sözlerini bitirdi.


İlahi Bir Bağlantıyla Birleşme


Kinkade, NTD ile yaptığı röportajda, Bay Li’nin ilahi meseleler ve insanlığı birleştiren ortak değerler dizisi hakkında konuşmaya hazır olmasından duyduğu takdiri de dile getirdi.
“Yaşamın [kısa mutluluklardan] daha yüksek bir amacı olduğu fikri, Stoacı çalışmalarımda derin bir etki yarattı” diye yazdı.

Bay Li’nin sözlerini inançlarıyla ilişkilendirerek, tüm insanlığın fiziksel ve ahlaki olarak “yatay bir akrabalık” içinde akraba olduğunu öğreten, Stoacı kozmopolitizm kavramından bahsetti.
“Ama aynı zamanda bizi ilahi ile dikey bir akrabalık içinde birleştiren o ilahi bağa da sahibiz” dedi.

Gazeteye, “bu [makaleyi okuma] deneyimi, yalnızca ilahi gerçeklerden gelen iki dünya görüşü arasındaki derin bir ‘Doğu Batı’yla buluşuyor’ birlik noktasıydı” diye yazdı.
“Falun Gong’un lideri gibi önemli bir kişiden böyle derin düşünceler duymak benim için değerli. Bay Li Hongzhi, tanıdığım tüm politikacılardan daha fazla insanı, daha iyi yönde etkiledi” diye ekledi.

Bay Li’nin makalesiyle bağlantı kurmasına neden olduğu için Epoch Times’a teşekkür etti ve ilahi konuları tartışmaktan korkmadığı için gazeteyi tebrik etti.

“Birçok kuruluş ilahi konulardan uzak durur, ancak bu konular mükemmel bir yaşamın en önemli konularıdır. İlahi konularda haber yapan kuruluşlar desteğimi kazanıyor” diye yazdı Kinkade.

“Bunun gibi makaleler The Epoch Times’ı daha inandırıcı, güvenilir ve hem zihnim hem de kalbim için daha da ilginç kılıyor” diye ekledi.

“Sadece din özgürlüğünü el üstünde tutmakla kalmayıp aynı zamanda bunun gibi makaleler yazarak da bunu gösteren bir kuruluş görmek, bana ışığın karanlıktan daha güçlü olduğunu hatırlatıyor.”

**Çevirenin notu: Stoa, ahlakı felsefenin merkezine alan pratik bir felsefedir. Stoacılar için insanın temel amacı mutluluktur. Mutluluğa ulaşmak içinse doğaya uygun yaşamak gerekir. Dolayısıyla doğaya uygun yaşamayı felsefi olarak benimsemişler ve dünya vatandaşlığını savunmuşlardır. “Mutluluk, dış koşullara bağlı olmamalıdır” önermesini dile getirmişlerdir.

Haber: Danella Pérez Schmieloz ve Tiffany Meier, Epoch Times

Çeviri : T.A.Ç. The Epoch Times, Türkiye

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.