Tayvan Çin Etkisine Karşı Direnişi Büyütüyor

İnsanlar, 19 Nisan 2025'te Tayvan’ın Taipei kentinde düzenlenen “Birleşik Cepheyi Reddet, Tayvan’ı Savun” mitinginde bayrak sallayıp tezahürat yaptı. (Fotoğraf: Sun Xiangyi/The Epoch Times)
İnsanlar, 19 Nisan 2025’te Tayvan’ın Taipei kentinde düzenlenen “Birleşik Cepheyi Reddet, Tayvan’ı Savun” mitinginde bayrak sallayıp tezahürat yaptı. Tayvan, Çin baskısına karşı halk desteğiyle direnişini güçlendiriyor. (Fotoğraf: Sun Xiangyi, The Epoch Times)

Tayvan halkı, Çin’in artan baskılarına karşı güçlü bir direniş başlattı. Çin Komünist Partisi (ÇKP), Tayvan’ı ayrılıkçı bir bölge olarak tanımlamaya devam ediyor. Bu nedenle Pekin, adayı askeri tehdit ve siyasi müdahalelerle sindirmeye çalışıyor. Ancak Tayvan, bu sessiz işgale karşı içeriden mücadele etmeye kararlı.

Son aylarda Tayvan halkı, Çin yanlısı milletvekillerine karşı topluca harekete geçti. Ülke çapında, “Büyük Geri Çağırma” adıyla bir imza kampanyası başladı. Toplam 1,3 milyon kişi, 20 milletvekilini görevden almak için dilekçe imzaladı. Özellikle Kuomintang Partisi (KMT), hedefin merkezinde yer alıyor. Çünkü bu parti, savunma bütçesini azalttı ve Çin karşıtı önlemleri engelledi.

Ayrıca KMT, anayasa mahkemesini felç eden yasa değişikliklerini meclisten geçirdi. Bu hamleler, toplumda büyük bir öfkeye yol açtı. Ocak ayında başlayan protestolar, ülke genelinde yüz binleri bir araya getirdi. Protestolarda sokaklara çıkan Tayvanlılar, Çin etkisine karşı açık bir duruş sergiledi.

26 Temmuz’daki oylamada, hedefteki vekillerin üçte ikisi görevde kalmayı başardı. Buna rağmen uzmanlar, bu süreci stratejik bir kazanım olarak değerlendiriyor. Çünkü bu süreç, Çin’e karşı tavır almayı siyasi gündemin merkezine taşıdı. Seçmenler, siyasileri Çin konusunda açık pozisyon almaya zorluyor.

Çin Yanlısı Siyasete Karşı Toplumsal Baskı Artıyor

ABD’nin eski Çin politikaları danışmanı Miles Yu, bu gelişmeleri “stratejik zafer” olarak tanımladı. Yu, “Tayvan halkı, siyasileri tutum almaya zorladı,” dedi. Böylece Çin yanlısı söylemler artık kamuoyu önünde daha fazla sorgulanmaya başladı. Bu durum, siyasi dengeleri etkileyen yeni bir süreci başlattı.

Aynı zamanda Tayvan, Çin’in casusluk faaliyetleriyle de mücadele ediyor. 2020’den bu yana yetkililer, 159 kişiyi Çin adına casuslukla suçladı. Bu kişilerin büyük kısmı askerlerden ya da eski subaylardan oluşuyor. Çin, hem para hem de tehdit yoluyla bu kişileri etkilemeye çalıştı. Tayvan Ulusal Güvenlik Bürosu, bu yapılanmanın doğrudan Pekin’e hizmet ettiğini açıkladı.

Sızma operasyonlarıyla Çin, adadaki kurumları içeriden çökertmeye çalıştı. Mart ayında Başkan Lai Ching-te, Çin’i “yabancı düşman güç” ilan etti. Lai, Çin’in hedefinin Tayvan’ı içeriden bölmek olduğunu açıkça belirtti.

Bugüne kadar Tayvan, dünyanın en özgür ülkeleri arasında yer aldı. Ayrıca, küresel çip üretiminde lider konumunu uzun zamandır sürdürüyor. Bu nedenle Tayvan’ın iç güvenliği, sadece kendi halkı için değil, dünya ekonomisi için de önem taşıyor.

Sonuç olarak Tayvan, hem içeriden hem dışarıdan gelen baskılara karşı direnç gösterdi. Bu direniş, yalnızca Tayvan’ın kaderini değil, aynı zamanda demokrasilerin geleceğini de doğrudan etkiliyor.

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.