MMO: Türkiye Enerjide Giderek Daha Dışa Bağımlı Hale Geliyor
Türkiye Makine Mühendisleri Odası (MMO) bu ay güncel sunumunu yayınladığı ‘Türkiye’nin Enerji Görünümü2012’raporunda, Türkiye’de enerji sektörünün giderek daha dışarı bağımlı hale geldiğini ve bu artan dışa bağımlılığın da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının(ETKB) Strateji Belgelerinde yer alan enerjide dışa bağımlılığın azaltılması hedefiyle çelişki içerisinde olduğunu bildirdi.
Türkiye’nin Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi ve elektrik piyasası olduğuna dikkat çekilen raporda, mevcut durumda ithal enerji bağımlılığının %71,5 olduğu ifade edildi. Türkiye’nin 2020 yılına değin yıllık elektrik talep artış oranının en düşük tahmin ile %6,7 ve en yüksek tahmin ile %7,5 olacağı ifade edilen raporda, “ETKB Gelecek 15 yıldaki yatırım ihtiyacını 100 Milyar $ olarak öngörürken, EPDK 2010-2030 dönemi için gerekli yatırım ihtiyacını 225 – 280 Milyar $ olarak tahmin etmektedir.” denildi.
MMO, bu hızlı talep artışının yönetilmesi ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ile ilgili maddeleştirdiği konularda bir yandan yatırım gerekliliğini ve imkanlarını, yatırımlarda planlama ve kamusal denetimin zorunluluğu ve önemini ifade ederken diğer yandan yerli ve yenilenebilir kaynakların değerlendirilmesinin önemli olduğunu ve kaynak ve menşe çeşitlendirilmesi yapılmasının gerektiğini raporda belirtti. Ayrıca Türkiye’nin jeoploitik konumundan kaynaklanan terminal ülke olma potansiyeli de bu maddeler arasında yer aldı.
1990 ve 2010 yılları arasına Türkiye’nin genel enerji dengesindeki rakamlarda ise toplam enerji talebinin 20 yıl içerisinde % 106 arttığı ifade edildi. Bu talebi karşılamada yerli üretim %26 oranında artarken, ithal enerji arzının %182’ye ulaştığı bildirildi. Yerli üretimin enerji talebini karşılama oranının bu yirmi yıl içinde yaklaşık %20 gerileyerek %29.7’ye düştüğü ve yerli üretimin talebi karşılama oranının 40 puan düştüğü bildirildi.
İktidarın Enerji Politikaları
İktidarın enerji politikalarına atıfta bulunulan raporda 16.09.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 2010-2012 dönemini içeren “Orta Vadeli Program”da enerji sorunun çözümü için şu hedeflerin sıralandığı bildirildi:
– Özelleştirmenin tamamlanması
– Nükleer güç santral yapımına başlanması
– Doğal gaza aşırı bağımlılığı azaltmak üzere yerli ve yenilenebilir kaynaklara hız verilmesi
– Türkiye’nin petrol, doğal gaz, elektrik kaynakların uluslararası pazarlara ulaştırılmasında transit güzergah ve terminal ülke olması
Ayrıca ETKB Strateji Belgesi’nde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesiyle ilgili olarak;
– Bütün linyit ve taş kömürü kaynaklarının 2023 yılına kadar elektrik enerjisi üretimi amacıyla değerlendirilmesi
– 2023 yılına kadar teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilinecek hidroelektrik potansiyelin tamamının elektrik enerjisi üretiminde kullanımının sağlanması
– Rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2023 yılına kadar 20.000 MW’ye çıkarılması
– Güneş enerjisinin elektrik üretimi için de kullanılmasının yaygınlaştırılması
hedeflerinin yer aldığı bildirildi.
MMO’nun Enerji Politikalarına Getirdiği Eleştiriler
Devletin enerji politikalarına karşı eleştiriler içeren raporda öncelikle MMO “Yıllık % 8-10 düzeyinde bir talep artışı sürdürülebilir mi?” sorusunu sordu. Türkiye’nin her yedi-sekiz yılda bir ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya kaldığının (1994, 1999, 2001, 2008-2009) ifade edildiği raporda, bu sürekli gelişimin mümkün olup olmadığı ve talebin ve tüketimin yüksek bir hızla, neredeyse doğrusal olarak artacağını varsayan öngörüler ve talep tahminlerinin derece sağlıklı olduğu sorgusu yer aldı.
“Artan elektrik ihtiyacını karşılamak için ilk yol çok sayıda yeni elektrik tesisi kurmak yerine, talebi yönetmek, enerjiyi daha verimli kullanarak sağlanan tasarrufla talep artışlarını karşılamak olamaz mı?” diye soran raporda ayrıca yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesine ağırlık veren ve enerji ekipmanlarının yerli üretimine destek veren kurumsal politika ve uygulamaların bir an önce hayata geçirilmesinin gerekli olduğu görüşü savunuldu.
Enerjide Dışa Bağımlılık ve EPDK’ye Eleştiri
Raporda Türkiye’de enerji yatırımlarının %50.44’nün yatırım gerçekleşme oranlarının (enerji üretimi oranlarının) %10’nun altında olduğu bildirildi. “RES yatırımlarının %77’sinin,doğal gaz santral yatırımlarının %67’sinin,ithal kömür santralı yatırımlarının %56’sının,HES yatırımlarının %42’sinin gerçekleşme oranı %10’un altındadır” denerek EPDK’nın düzenleme ve denetleme işlevini yerine getirmediği savunuldu.
Mevcut kurulu gücün dörtte birine yakın 12.936,74 MW kapasitesindeki 21 adet ithal kömüre dayalı elektrik üretim santralini yatırımların lisans başvuruları, başvuru, inceleme-değerlendirme ve uygun bulma aşamasında olduğunun ifade edilirken, bu santrallerin de lisans almasıyla, yatırımları sürenlerle birlikte, ithal kömüre dayalı santrallerin yaratacağı ilave kapasitenin 18.477,74 MW’ye ulaşacağı dile getirildi. Böylece mevcut Türkiye kurulu gücünün üçte birinden fazla güçte yeni ithal kömür santralinin kurulmasının söz konusu olduğu ifade edildi.
Doğal gazda durumun daha vahim olduğunu söyleyen MMO, lisans alıp, yatırımlarını süren santraller ile birlikte başvuru, inceleme-değerlendirme ve uygun bulma aşamasındaki santrallerin kurulu gücünün gereksineceği yıllık gaz ihtiyacının yaklaşık 70 milyar m3’ü aştığını söyledi. “Bu durumda kurulması öngörülen yeni doğal gaz yakıtlı elektrik üretim santrallerinin; gaz ihtiyaçlarının, hangi ülkeden, hangi anlaşmalarla, hangi boru hatlarıyla ve hangi yatırımlarla karşılanacağı ise merak konusudur.” denildi.
Ayrıca bu durumda bazı işletmelerin EPDK’dan almış oldukları lisansları müktesep hak olarak niteleyip, gaz arzından da ETKB’yi sorumlu tutup, “gaz arzının yetersiz olması nedeniyle elektrik üretimi yapamadıkları ve bu nedenle kazanç kaybına uğradıkları” gerekçesiyle, hak iddia edebilecekleri ve bazı şaşmaz piyasa savunucularının bu çarpıklığı da piyasa ekonomisinin gereği olarak öne sürerek hak talebinde bulunabileceklerine dikkat çekildi.