Üç Çocuğum Okula Gidemiyor
“İkizlerim 2007’de Hong Kong’da doğdu ve bu yüzden daimi oturma izni aldılar. Barış döneminde bile yıllarca normal bir okul eğitimi alamayacaklarını kim hayal edebilirdi?” Üç çocuk annesi olan Ma Xiaoqin, 2019’da bu soruyu dünyaya soruyor. 18 yaşındaki en büyük oğlu, 12 yaşından beri herhangi bir okula gitmiyor.
‘Hong Kong İkizlerimi Kurtardı’
2006 yılında Shenzhen Şehri’nde yaşayan ve o günlerde 5 yaşında bir oğlu olan, 39 yaşındaki Ma Xiaoqin hamile olduğunu anladı. Çin’de hala “Bir Aile, Bir Çocuk” politikası sürdürüldüğünden, kürtaj yaptırmaya zorlanacağını düşündü.
Bununla birlikte kocası Liu Kai, uygulayıcısı olduğu Falun Gong’un (Falun Dafa olarak da bilinir) ilkelerine aykırı olduğu için kürtaj fikrine şiddetle karşı çıktı. Falun Gong, kürtajın öldürmeye eşit olduğunu açıkça ifade ediyor ve uygulayıcılarına öldürmeyi kesinlikle yasaklıyordu.
Neyse ki Ma’nın bir Hong Konglu ile evli olan bir arkadaşı vardı. Hong Kong’un tek çocuk politikasına sahip olmadığı ve orada doğan bebeklere daimi ikamet izni verdiği için arkadaşı Ma’ya, doğum için Hong Kong’a gitmesini önerdi.
Ma, arkadaşının önerisini mutlu bir şekilde takip etti ve iki bebeğe hamile olduğunu öğrendiğinde çok mutlu oldu – bir erkek ve bir kız.
Başka seçeneği olmayan diğer Çinli kadınlardan farklı olarak Ma, Hong Kong’un cömertliği ve “açık kolları” sayesinde bebeklerinin doğumunu engellemek zorunda değildi.
Her Şey Tersine Dönüyor
İkizleri Mingxin ve Mingyuan 3 yaşına geldiğinde Ma, onları Hong Kong’da daha iyi bir eğitim alacaklarına inandığı bir anaokuluna gönderdi.
O sırada Ma ve kocası Shenzhen’de başarılı bir catering firması işletiyorlardı. İkizler her gün bir okul servisine binerek okula gitmek için Shenzhen ve Hong Kong arasında seyahat ediyordu. En büyük oğulları Ronghe, Shenzhen’deki okula gidiyordu.
Hayatları nispeten sorunsuz geçiyordu. Ta ki 2011’de her şeyin bir anda altüst olduğu bir güne kadar. 25 Haziran günü Liu Kai, Ronghe’yi okula göndermek üzereyken, birkaç polis memuru aniden evlerine geldi ve Liu Kai’yi alıp götürdü. Kendisi de bir Falun Gong uygulayıcısı olan Liu Kai’nin erkek kardeşi de aynı anda tutuklandı, evi basıldı ve Falun Gong ile ilgili bütün materyallerine el kondu.
Falun Gong’a Uygulanan Gizli Ama Gerçek Zulüm
Babasının polis tarafından götürüldüğünü gören Ronghe çok korkmuştu. Ma da aynı şekilde şok oldu ve dehşete kapıldı. Liu’nun Falun Gong’u uyguladığını bilmesine rağmen, ikizlere hamileyken yaşadığı şiddetli hamilelik komplikasyonlarını hafifletmek için ondan Falun Gong’u öğrenmiş olmasına rağmen, Falun Gong’a uygulanan zulüm hakkında doğrudan bir deneyimi ya da fikri yoktu.
Falun Gong, kişisel bir içsel gelişim uygulamasıdır. Meditasyon, hafif egzersizler ve Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü ilkelerine dayanan manevi öğretilerden oluşur. Ücretsizdir ve sağlığa yararları nedeniyle 1990’lı yıllarda Çin’de yaygın bir popülerlik kazanmıştır.
Uygulamanın 70 ila 100 milyon takipçi sayısına ulaştığı Temmuz 1999’da Çin Komünist Partisi (ÇKP), aşırı popüler olmasından dolayı Falun Gong üzerinde yoğun bir zulüm başlattı. Bu zulüm sırasında Falun Gong uygulayıcıları topluca tutuklandı, hapsedildi, beyinleri yıkandı, işkence gördü ve öldü.
Ancak Çin’de yönetimin onaylamadığı bilginin yayınlanması yasak olduğu için, Ma gerçekte zulüm hakkında çok az şey biliyordu; Liu Kai de korkmaması için ona fazla bir şey söylememişti.
Yıldırma ve Tehditler
Liu bir gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı, ancak kardeşi sonunda üç yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ondan sonra polis sürekli olarak, Liu’nun ailesini taciz etti. Liu’nun anne babasını tehdit ettiler ve hatta Ronghe’yi okulundan almaya çalıştılar.
Polis memurları, gözaltında tutulurken Liu’nun cep telefonundaki tüm kişileri kopyaladı. Sonra da müşterilerini çağırarak tehdit ettiler ve Liu ile iş yapmamalarını söylediler.
Taciz Hong Kong’a uzanıyor
Polis Ma’yı izlemeye başladı. Bir keresinde, bir okul gösterisine katılmak için ikizlerle birlikte Hong Kong’a gittiğinde, bir polis memuru onu takip etti. Bütün gün boyunca peşini bırakmadı; ikizlerin anaokulunda, ziyaret ettiği arkadaşının evinde ve dönüş treninde onu takip etti.
Ma, “Polis memuru, bizi takip ettiğini gizleme zahmetine girmedi. Polis aslında bunu, çocuklarımı istedikleri zaman alabilecekleri konusunda beni korkutmak için yaptı. Bir gün okul otobüsünün tek yönlü yolunu kapattılar ve araç içindeki çocuklarımı yaklaşık 30 dakika orada tuttular” dedi. “Ayrıca bizi isterlerse 10 dakika içinde ortadan kaldırabilecekleri tehdidiyle de korkuttular”.
“ÇKP’nin Falun Gong uygulayıcılarına yönelik politikası, ‘onları küçük düşürün, mali olarak iflas ettirin ve fiziksel olarak imha edin’ şeklindedir. Bu şartlar altında Çin’de yaşamaya devam etmek çok zordu”.
Firarlar
25 Temmuz 2012 tarihinde, Liu Kai Endonezya’ya kaçtı. Endonezya’yı seçmesinin nedeni, giriş için vizeye ihtiyacı olmaması ve oraya vardıktan sonra ona yardım edebilecek bir arkadaşı olmasıydı.
İki ay sonra, Ma ve üç çocuğu onun ardından gitti. “Başlangıçta bu şekilde ayrılmak niyetinde değildim. İkizlerim için Hong Kong’da bir ilkokul bulmuştum ve onlarla kalmayı planlıyorum. Ancak kocam gittikten sonra, polis bizi tehdit etmeye ve izlemeye devam etti. Her gün korku içinde yaşadık. Ayrıca çocuklarımı benden alacaklarından korktum. Sadece küçük bir miktar nakit para alarak ayrılmak ve sıkı çalışmamızla biriktirdiğimiz tüm serveti terk etmek zorunda kaldım.”
Mülteci Olmanın Zorlukları
Ma gittikten sonra Çin’deki şirketleri kapandı. Mülklerinin ikisi, onayları alınmadan açık artırmada satıldı ve gelirlerine mahkeme tarafından el konuldu. Ma ve Liu bir kuruş alamadılar.
Ma ve ailesine 2013 yılında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği BMMYK (United Nations High Commissioner for Refugees – UNHCR) ofisi tarafından mülteci statüsü verildi ve onları kabul edecek bir ülkeye sevk edilmeyi beklediler. Ancak, bu asla olmadı.
“Endonezya’da mültecilerin çalışmasına izin verilmiyor. Geçimimizi sağlamakta her zaman çok zorlanıyoruz. Sonuç olarak, çocuklarımızı özel okula göndermeye gücümüz yetmiyor, devlet okulu da onları kabul etmiyor.”
Ma ve kocası çalışamadığı için ev kiralayacak paraları yok. Yerli bir Falun Gong uygulayıcısı tarafından sağlanan bir alanda yaşıyorlar. İkizler ebeveynleri ile birlikte tek bir odada kalıyor ve Ronghe, evin çatısında duvarları olmayan küçük bir tentenin altında yalnız başına uyuyor.
Yağmur yağdığında, çadırın etrafındaki bambu perdeler suyun her yönden içeri girmesini engelleyemiyor. Güneşli günlerde, çatı son derece sıcak oluyor.
Ma “Endonezya ekvatora çok yakın, bu yüzden burası çok çok sıcak olabiliyor. Doğruyu söylemek gerekirse onu böyle bir yerde uyurken görmekten acı duyuyorum. Gerçekten yüreğim sızlıyor” dedi.
Yaklaşık 7 Yıldır Okula Gitmeyen Yalnız Bir Çocuk
Ronghe Çin’den ayrıldığında 12 yaşında ve 4. sınıf öğrencisiydi. O zamandan beri hiç okula gitmedi. Kendini çok yalnız hissediyor, sık sık diğerlerinden uzaklaşıyor ve gizlice ağlıyor.
Bir internet sohbet platformunda eski sınıf arkadaşlarıyla buluşmayı başardı ve dış dünya ile olan tek bağlantısı bu.
İkizler
Mingxin ve Mingyuan şimdi 12 yaşında. 2014’ten beri yaşadıkları Bali’deki yerel bir okula gitmelerine izin verildiği dönemde onlar biraz daha şanslıydılar.
Bununla birlikte 2017’de okul müdürü, birdenbire Ma’ya, çocukların okula devam edebilmesi için ayda 1.000 yuan (141.61 $) ödemek zorunda olduğunu bildirdi. Ma bunu karşılayamadığı için ikizler okula gitmeyi bıraktı.
Dahası, yerel okul yerli çocuklar içindi ve mültecilere açık değildi.
İkizler birbirleriyle arkadaşlıklarını sürdürerek ve evde çalışarak duruma göğüs germeye çalışıyorlar.
Yardım Almak Zor
2017’de gözaltına alındığında Liu Kai’yi temsil etmek üzere BMMYK tarafından atanan avukat Trish Cameron, The Epoch Times’a gönderdiği bir e-postada şunları yazdı: “Bir avukat olarak kişisel bir yorum yapmaya veya mahremiyeti ihlal etmeye yetkim yok. Eğer aile zorluk çekiyorsa, herhangi bir sorunlarını görüşmek için BMMYK’den bir danışma toplantısı talep edebilirler.”
Ancak Ma, BMMYK ile bir toplantı yapmanın ya da o kanaldan yardım almanın çok zor olduğunu söyledi. Endonezya Falun Dafa Derneği üyesi olan Meng Han derneğin bir keresinde, Kanada’daki Falun Dafa Derneği’nden yardım alarak Kanada Başbakanlık Ofisine BMMYK mülteci çözüm programları hakkında bir soru gönderdiklerini anlattı.
Cevapta şöyle deniliyordu:
“Kanada’ya mülteci olarak gelebilmek için:
* Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı (BMMYK) veya başka bir belirlenmiş kuruluşun
sevk etmesi veya
* Özel bir sponsorluk grubunun sponsor olması gerekir.”
Endonezya Falun Dafa Birliği, Ma’nın ailesi ve diğer birkaç Falun Gong uygulayıcısının sevk edilmesi hakkında soru sormak için BMMYK’ya bir mektup yazarak iletişime geçmeye çalıştı ve Başbakanlıktan gelen cevabı mektubuna ekledi. Ancak, BMMYK cevap vermedi.
BMMYK Epoch Times’ın yakın tarihli araştırmasına da cevap vermedi.
ÇKP’nin “Uzun Kolu” Bir Rol Oynuyor mu?
Ma şöyle söyledi: “Bildiğim kadarıyla, 200’den fazla Falun Gong uygulayıcısı, farklı Asya ülkelerinde BMMYK mülteci statüsünü elde etti. Ama hepimiz sıkıntı içinde yaşıyoruz. İleriye baktığımızda, gidecek hiçbir yerimiz yok; geriye baktığımızda geri dönecek hiçbir yerimiz yok.”
Bitter Winter kısa bir süre önce, “Ejderhanın Uzun Kolu: Çin, Dini Zulümden Kaçan Mültecilere Taciz Uyguluyor” başlıklı 19 dakikalık bir belgesel yayınladı. Belgeselde “Çin’deki dini zulmün nasıl mülteciler yarattığı, mültecilerin sığınma hakkı almalarının önüne geçmek için ve onlara çeşitli taciz ve şiddet biçimleri ile zulmetmek için ÇKP’nin “uzun kolunu” yurtdışına nasıl uzattığı” detaylarıyla açıklanıyor.
Bir örnekte ÇKP’nin, Rus hükümetine BM mültecileri Ma Hui ve kızını Çin’e geri göndermesi için baskı yaptığı anlatılıyor. Onların kaderi bilinmiyor.
Belgesele göre bir başka örnekte Tayland’a iltica etmek isteyen Zhang isimli bir mülteci, küçük bir araba kazasından sonra garip bir şekilde hastanede öldü. İnsanlar hastanede yatarken [ÇKP tarafından] zehirlendiğinden şüphelendi.
Ma, Eylül 2016’da Çin başbakanı Li Keqiang’ın Birleşmiş Milletlere 100 milyon dolarlık insani yardım vaadinde bulunduğunu ve Çin’in Birleşmiş Milletlere sağladığı 1 milyar dolarlık fonun yer değiştirme krizini ele almak için kullanılabileceğini söyledi. “Bunun bir tesadüf olup olmadığını bilmiyorum, ancak 2016’dan beri Endonezya’daki BM mültecileri başka ülkelere gönderilirken, Falun Gong mültecilerinden hiçbiri yerleşim için başka bir ülkeye sevk edilmedi. Hepimiz ÇKP’nin en çok Falun Gong’dan nefret ettiğini biliyoruz.”
Yazan: Jennifer Zeng, Epoch Times
Çeviren: Hatice Atmaca, Epoch Times Türkiye
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.