
Yücel, Özgür Özel’e yapılan saldırıya ilişkin: “Bu yolda bakalım kaç CHP’li telef olacak” söylemleri, şiddetin zeminini hazırlamıştır dedi.
TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder anısına düzenlenen tören sonrası CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘e saldırı düzenlenmişti. CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Özel’e yönelik saldırı hakkında konuştu. Yücel, iktidarın dilini eleştirdi. Ayrıca İl Emniyet Müdür Yardımcısının tavrının şüphe uyandırıcı olduğunu belirtti.
7 Mayıs Çarşamba günü saat 20.30 da Beyazıt Meydanı’nda toplanma çağrısı yaparak, “İstanbul Üniversitesi önünde, üniversite gençliğimizle birlikte sesimizi yükseltiyoruz” dedi. Deniz Yücel’in açıklamasından satır başları şu şekilde:
‘Siyasetin Kirli Dili’
“Siyasetin kirli dili, dün Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e yapılan alçakça bir saldırıyla kendini gösterdi. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e yönelen saldırı, iktidarın ülkemizde hâkim kılmaya çalıştığı, toplumu kamplaştıran, kutuplaştıran, düşmanlaştıran, muhalefeti ve muhalefet partisi liderlerini hedef gösteren siyasi ikliminden bağımsız değerlendirilemez.”
‘Bu Yolda Bakalım Kaç CHP’li Telef Olacak’
“Yakın geçmişte; ‘Senin de mezarını kazarlar’ , ‘Bu yolda bakalım kaç CHP’li telef olacak’ söylemleri, genel başkanımıza yönelen şiddetin zeminini hazırlamıştır. Bu alçakça saldırıyı gerçekleştirenlere cesaret vermişlerdir. Bununla birlikte iktidar adalet sistemini yamalı bohçaya çevirmiştir. Bu saldırı münferit bir olay olarak kabul edilemez.”
‘Bu Yolda Bakalım Kaç CHP’li Telef Olacak’
“Türkiye’nin birinci partisinin genel başkanına saldırmak, partimizin temsil ettiği halk iradesine saldırmak demektir. Genel Başkanımıza yönelen bu yumruk, aslında demokrasiye, yaşam hakkına, hukuka, barışa, birlikte yaşama kültürüne yönelmiştir. Yakın geçmişte; “Senin de mezarını kazarlar” , “Bu yolda bakalım kaç CHP’li telef olacak” söylemleri, Genel Başkanımıza yönelen şiddetin zeminini hazırlamıştır.
Toplumda cezasızlık algısını yaymış ve bunu destekleyen yasaları, siyasi partilerin ve meslek örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen “Yaptım oldu” mantığıyla ile çıkarmıştır. İki evladını öldürmekten hüküm giyen bu saldırgan, şayet bu kadar kısa sürede tahliye olup toplum içerisinde elini kolunu sallayarak dolaşabiliyorsa. Ve Türkiye’nin birinci partisinin Genel Başkanının burnunun dibine kadar gelebiliyorsa, işte orada ülkenin adalet sisteminde de, infaz sisteminde de büyük bir sorun vardır.”
‘Ülkede Ne Islahtan Ne İnfazdan Ne De Adaletten Söz Edilebilir’
“Bir ülkede iktidar partisi tarafından 9. kez yargı reformu yapılıyorsa, İnfaz kanunu 20 senede 42 kez değiştiriliyorsa ve bunlara rağmen ana muhalefet partisinin genel başkanı, iki evladını öldürüp de 16 sene hapis yatıp da tahliye olan bir eski hükümlü tarafından saldırıya uğruyorsa o ülkede ne ıslahtan ne infazdan ne de adaletten söz edilebilir.”
‘Cesaretimizin Kaynağı Halk İradesidir’
“CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturmak, hiç şüphesiz ölümü göze almaktır. Bizler oturduğumuz koltukların, taşıdığımız sorumluluğun farkındayız. Çıktığımız yolun ne kadar zor, engebeli ve tuzaklarla dolu olduğunu bilincindeyiz. Ancak herkes bilsin ki; bu tip saldırılar bizlere milim geri adım attırmaz, korkutmaz. Cesaretimizin kaynağı halk iradesidir, kalkanımız milletimizdir.
1 Mayıs’ta emekçilerimizin yerlerde sürüklendiği, emek ve emekçinin meydanlardaki sesine ses olanların gözaltına alındığı, Kirli ellerini, İstanbul’un muhafızlarının eşine, çocuğuna, çocuğunun kumbarasına kadar uzattıkları, Cumhurbaşkanı koltuğunu sallayan Ekrem Başkanın korkusundan ‘telef olursunuz’ diyebilecek kadar çirkinleştikleri, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e alçakça bir saldırının gerçekleştiği bir haftayı geride bıraktık.”
‘Bu Bozuk Düzenin Mimarı 23 Yıllık AKP İktidarı’
“Haksızlıklar, hukuksuzluklar, baskı ve zulüm artarak devam ederken, AKP iktidarının ekonomi politikaları hayatı daha da zorlaştırıyor. AKP iktidarında hayat pahalılığı, ekonomik istikrarsızlık, enflasyon karşısında eriyen ücretler, AKP Türkiye’sinin bir gerçeği haline geldi. Bu bozuk düzenin mimarı ise itibardan tasarruf olmaz diyen, tasarrufu kamu kurumlarından, şatafatlı yaşamlarından değil de, işçinin, emekçinin, emeklinin, memurun alın terinden yapan 23 yıllık AKP iktidarı.
Günden güne çoğalıyor, sesimizi daha da güçlü şekilde yükseltiyoruz…7 Mayıs Çarşamba günü saat 20.30 da Beyazıt Meydanı’nda buluşuyoruz.
35 yıl önce alınmış diplomayı iptal ettirerek, iktidarını devam ettirmeye çalışanlara karşı İstanbul Üniversitesi önünde, üniversite gençliğimizle birlikte sesimizi yükseltiyoruz. Diplomamıza da, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’na da, ülkemize de sahip çıkıyoruz.”
Yücel, basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Yücel, ‘Sayın Genel Başkana yapılan fiziki saldırının ardından acaba bir güvenlik zafiyeti var mı sorusu akıllara geldi. Neler söylemek istersiniz ve bundan sonraki süreçte Sayın Genel Başkanın korunması noktasında bir ek tedbir almayı düşünüyor musunuz?’ sorusuna şu yanıtı verdi:
“Genel Başkanımızın koruma ekibi bu programda Genel Başkanımızın yanındaydı. Bu açıdan baktığınızda bir güvenlik zafiyeti olduğunu düşünmüyoruz. Genel Başkanımız koruma ordularıyla, onlarca korumayla gezen, gezmeyi tercih eden bir lider değil. Özellikle de bir taziye programında onlarca korumayla gidilmesi Genel Başkanımızın alacağı bir tutum ya da tercih değil. Ancak orada olayın oluş şeklinde baktığımızda bir güvenlik zaafı var. Ancak nasıl var? Olayın ardından İçişleri Bakanı da İstanbul Valisi de Kaymakam Bey de Genel Başkanımızı arıyor geçmiş olsun dileklerini iletiyor. İçişleri Bakanı da Genel Başkanımızı olayla ilgili, konuyla ilgili bilgilendiriyor. Bir kere bu saldırıyı gerçekleştiren şahıs eski bir hükümlü, kendi öz evlatlarını katleden infaz yasasındaki boşluklardan tahliye olan, serbest kalan ve böyle önemli Sayın Allah rahmet eylesin Sırrı Süreyya Önder’in cenazesi gibi önemli bir cenazede birçok siyasetçinin bulunduğu bir cenazede oraya kadar girebiliyor. Yani bir kere bunun sorgulanması lazım.”
‘Korumaların Araçlarının Otoparka Alınmama Meselesi Var’
“İkincisi Genel Başkanımızın aracının ve kendisine refakat eden korumaların araçlarının otoparka alınmama meselesi var. Burada İstanbul Emniyet Müdürlüğünün farklı bir açıklaması var. Ancak şunu ifade edeyim. Genel Başkanımız oraya anma programı, taziye programı başlamadan yaklaşık 45 dakika önce geliyor. Karşıdaki bir otelin kafeteryasında vakit geçiriyor. Daha sonra programın başlamasına yakın, program saati geldiğinde programın yapıldığı yere yürüyerek geçiyor, refakatindeki heyetle ve korumalarıyla. Bu arada saldırı gerçekleşmeden bir buçuk saat önce saldırıyı yapan şahıs yine orada. Yani dolayısıyla bu işin planlı bir iş olduğu ilk bakışta anlaşılıyor. Bugün basına ve sosyal medyaya düşen görüntülerden hepimiz bu konuda bilgi sahibi olduk.”
‘İstanbul il Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Özbek, Başkanımızın Aracını Otoparka Almıyor, Aldırmıyor’
“Törenin sonunda Genel Başkanımız Sayın Sırrı Süreyya’nın ailesi tarafından sahneye davet ediliyor. Sayın Önder’in naaşı, cenazesi aileyle birlikte Genel Başkanımız da cenaze aracına kadar refakat ediyor. Ardından Genel Başkanımız oradan geri dönüyor. Bu söylediğim 15-16 dakikalık bir süreç. Ve bu arada asıl önemli mesele İstanbul il Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Özbek isimli şahıs, Genel Başkanımızın aracını herkesin protokolün araçlarının alındığı otoparka almıyor, aldırmıyor.
Tabii bizim koruma ekibimizdeki arkadaşlar da emniyet mensubu kendilerinden üst rütbeli bir kişinin İl Emniyet Müdür Yardımcısının böyle sert ve katı bir tavırla bir ifadeyle aracı oraya aldırmaması yönünde bir tavır sergilemesi üzerinde araç oraya konulamıyor. Dolayısıyla Genel Başkanımız biraz önce anlattığım tabutun naaşı cenaze aracına götürülmesi merasiminden sonra kendi ekibiyle geri dönerken bu hain ve alçakça saldırıya maruz kalıyor.”
‘Bu Saldırıyı Kolaylaştıran Kişiler Olabilir’
“Ben şunu ifade edeyim, biz burada kurum olarak, kurumsal olarak kimseyi suçlamıyoruz. Ne İçişleri Bakanlığını ne emniyeti ne bir siyasi partiyi ne de polisimizi suçlamıyoruz. Ancak kurumlar içerisinde bu saldırıyı kolaylaştırıcı vazifesi gören kişiler olabilir. Bu saldırıyı kolaylaştıran kişiler olabilir. Az önce söylediğim Emniyet Müdür Yardımcısının tavrı da bu konuda çok ciddi bir kuşku ve şüphe uyandırmaktadır. Ben burada bu İl Emniyet Müdür Yardımcısı hakkında başta Emniyet Genel Müdürlüğünce teftiş kurulunca bir müfettiş görevlendirilmesi ve bu konunun üzerine gidilmesi gerektiğini ifade ediyorum.”
‘Cumhuriyet Savcılığı Nezdinde Bir Suç Duyurusunda Bulunulmuştur’
“İçişleri Bakanlığı tarafından da bir mülkiye müfettiş veya bir heyet, bir müfettiş heyeti görevlendirilmeli. Bu işin, bu kişinin sorgulanması ve bu konunun açığa çıkarılması gerektiğini ifade ediyorum. CHP olarak bu şahısla ilgili zaten hukuki başvurular yapılmıştır. Cumhuriyet Savcılığı nezdinde bir suç duyurusunda bulunulmuştur. Ancak devletin kurumlarının, kamu kurumlarının bu kişinin mensubu olduğu kurumların da bu olaya kayıtsız kalmaması. Olayı derinlemesine bir şekilde incelemeleri. Sorumluluğu olan kamu görevlisi varsa da gerekli cezayı en hızlı bir şekilde vermeleri gerekir.
Bu yapılmazsa benzer saldırılar devam eder. Siyasi parti liderlerine, siyasetçilere, muhalefete mensup siyasi aktörlere benzer saldırıların devam etmemesi için. Derhal İçişleri Bakanlığını ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nü de göreve davet ediyoruz.”
‘Sayın İçişleri Bakanı Tarafından Genel Başkanımızın Bilgilendirildiğini Biliyoruz’
Yücel, “Genel Başkanın Emniyet Genel Müdürlüğü yada İçişleri Bakanıyla korumalarla ilgili bir görüşmesi oldu mu? Gülizar Biçer Karaca’ya görev verilmemesi konuşuluyor. Bunun için CHP ne yapar?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“İçişleri Bakanı’nın Genel Başkanımızı olaydan sonra hatta bugün bile bilgilendirildiğini biliyoruz. Tabii bu kamuoyuna yansıyan bilgiler yani öncesinde Genel Başkanımızla paylaşılmıştır. Sonrasında kamuoyuyla paylaşılmıştır. Bir de biliyorsunuz Genel Başkanımızın ailesini hedef alan. Sosyal medya hesabı üzerinden yapılan çirkin tehdit ve saldırılar vardı. Bunlarla ilgili de açılan gün içerisin de soruşturma. Yapılan çalışmalarla ilgili Sayın Bakan tarafından Genel Başkanımızın bilgilendirildiğini biliyorum.”
‘Meclis Genel Kurulu Çalışmayacak’
“Sayın Gülizar Biçer Karaca anayasanın ve Meclis iç tüzüğünün kendisine verdiği yetkiyi kullanmıştır. Daha da ötesi kendisine yüklediği görevi yerine getirmiştir. Dolayısıyla Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararının Meclis’te okutulması nedeniyle. Gülizar Biçer Karaca’ya görev yaptırmama gibi bir tavır içine kimse girmeye kalkışmasın. CHP’nin böyle bir tavra tepkisi sert olur. Şunu biliyorum 6 Mayısta Meclis Genel Kurulu çalışmayacak. Böyle bir karar aldı partiler. Yarınla ilgili ya da bu hafta böyle bir şey olduğu konusunda bir bilgim yok. Ancak tekrar ifade edeyim. Böyle bir niyet varsa böyle bir düşünce varsa CHP’nin buna tepkisi sert olur.”
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.