21. Yüzyılın İttifakı
“Bu çağa ait olan her şey, bu çağın ruhunu taşır”
“Bir kişiye kırk kere deli de o kişi gerçekten deli olur” sözünde olduğu gibi, sürekli savaştan bahsetmek, savaşı çağırmak onu bir gün getirecek sanki. Avrupa durmadan savaş çığırtkanlığı yapıyor. Ya da kendi kamuoylarını savaşa hazırlayacak demeçler veriyor. Bugün, Putin dayanamadı ve dedi ki “Biz savaş istemiyoruz fakat Avrupa bir savaş istiyorsa biz savaşa hazırız.” Karşılıklı açıklamalar, restleşmeler hiç hayra alâmet değil.
Avrupa orduları savaşa hazırlanma telaşında. Bilhassa Almanya’nın personel dahil çok eksiği var. Deniyor ki “Avrupa silahlanmaya para ayırmak için kendi halklarına korku salarak, onları para vermeye ikna etmek istiyor.” Bu tespit yabana atılamaz ben de katılıyorum. Halkları madden, manen savaş atmosferine sokmak gerekiyor. Bunun en kısa yolu korku salmak ve hamasi davranmaktır.
Avrupa yılların ihmalinin bedelini ödüyor. Güvenliğini ABD’ye, enerjisini de Rusya’ya havale etmiş bir Avrupa, 50 yıllık rüyadan uyandı. On yıllarca yıl halkın refahına ayırdığı paraları, şimdi savunma sanayine harcaması gerekecek.
ABD, Trump’ın gelişiyle farklı bir politikaya yöneldi. Avrupa’ya adeta “Sen başının çaresine bak.” dedi. Çünkü ABD zorda. Dünyanın en borçlu ülkesi. İçeride birçok sorunu var. Borç, fakirleşme, göçmenler, uyuşturucu, atalet vb.. ABD’de de ayrıca tırmanan bir siyasi, ideolojik çekişme var. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında makas sürekli açılıyor.
Daha çok milli, dini değerlere sarılan Cumhuriyetçiler ve göçmen ağırlıklı, küreselci, Siyonist ağırlıklı Demokratlar kıyasıya bir mücadeleye tutuştu. ABD dışta, gücünü Çin ile mücadeleye vermek, Amerika kıtasına çekilmek istiyor. Bu noktada, İsrail’in, Avrupa’nın güvenliği ile fazla uğraşmak istemiyor. Rusya ile de barış, işbirliği yapmaktan yana.
Çin ile mücadelede Rusya’nın ABD yanında olması veya en azından tarafsız kalması ABD için hayati öneme sahiptir. Bu arada ABD, Müslüman dünyası ile de fazla kapışmak istemiyor. Tüm odağını Amerika kıtasına ve Çin ile mücadeleye vermek istiyor. ABD, İslam coğrafyasında enerjisini boşa harcadığını ve aradan Çin’in sıyrılarak dünya liderliğine oynadığını geç de olsa farketti. Bunun müsebbibi kimlerdi? Demokratlar, küreselciler ve Siyonistler’di. Şimdi ABD için telafi vakti ama ABD yeni ittifaklara yeni müttefiklere ihtiyaç duyuyor. Yeni müttefikler kimler olabilir? Avrupa, Türkiye, G.Kore, Japonya zaten yanında.
Yeni müttefikleri, başta Rusya olmak üzere, Hindistan ve Türkistan coğrafyası olabilir büyük olasılıkla. ABD’de bir (think tank) düşünce kuruluşu Çin ile mücadelede farklı bir ittifak önerisinde bulunmuş. Çok da mantıksız değil hani.
Buna göre, Çin’e karşı doğuda G.Kore ve Japonya bildiklerimiz. Batı yakasında da Türkistan Türk Cumhuriyetleri ve Türkiye bu yeni ittifaka önerilmiş. 21. Yüzyılda tabii ki yeni bir şekillenme, konumlanma kaçınılmaz. Elbette bunu 20. Yüzyılda kalan beyinlerin idrak etmesi biraz zor görünüyor. Ama dünya realitesi denen bir şey de var.
G.Kore, Japonya, Türk Cumhuriyetleri ve de Türkiye aynı safta Çin’e karşı. Burada tabii Rusya’nın duruşu büyük önem kazanıyor. ABD’nin Ukrayna savaşında, Rusya’ya ‘pozitif ayrımcılık’ yapmasının ana sebebi bence budur. Rusya’yı yanına çekme isteğidir.
Bakmayın siz Çin ve Rusya’nın birlik gösterilerine, alttan alta aralarında rekabet ve uyuşmazlık konuları oldukça fazladır.