Çin’in Ekonomik Göstergeleri Korkutucu Bir Tablo Çiziyor
Bir bağımsız araştırma şirketi, Çin’in dördüncü çeyrek büyüme oranını yüzde 1.7 olarak belirledi. Bu oran Çin devleti tarafından geçen ay açıklanan resmi büyüme oranı tahminlerine göre oldukça düşük. Bu tahmin, diğer düşük ekonomik veriler ile birlikte Asya’nın en büyük ekonomisine ilişkin zor günlerin kapıda olduğuna işaret ediyor.
Son on yıldır Çin ekonomisini araştıran Londra merkezli Lombard Street Research, Çin’in dördüncü çeyrek reel GSYİH büyüme oranını yüzde 1.7 olarak tahmin ediyor. 2014 yılı büyüme oranı tahmini ise yüzde 4.4. Bu oran geçtiğimiz ay yayınlanan resmi oranın 3 puan gerisinde.
Bu rakamlar oldukça endişe verici. Çin Komünist Partisi tarafından yayınlanan resmi büyüme oranı 1990’lardan beri en düşük oran ve 2010 yılında rejimin koyduğu %8 ve 2013’te revize edilen %7.3’lük büyüme hedeflerinin altında. Düşük büyüme oranlarının toplumda huzursuzluğu artıracağı ve partinin gücünü tehdit edeceği tahmin ediliyor.
Lombard Street’den Diana Choyleva “Son üç yıldır, Çin’de endüstriyel karlılık azalırken, rekor seviyede sermaye çıkışı yaşanıyor. Bu tehlikeli çöküşü önlemek için Pekin’in ekonomiyi desteklemeye ihtiyaç duyacağı kesindir” şeklinde yazdı.
Çin Halk Bankası (PBOC) 2008 yılında ülkenin ekonomik genişlemesini yapay bir şekilde teşvik eden benzeri görülmemiş bir ekonomik canlandırma programı başlattı. Altyapı gelişimini artırmak ve banka kredilerini teşvik etmek gibi politikalar, Çin’e geçici ekonomik büyüme sağladı. Ancak hemen hemen her yerde gayrimenkul ve fiyat balonu yarattı.
Lombard Street bunu görmüş ve birçok Wall Street şirketi gibi Çin’in ekonomik büyüme hikayesinin büyüsüne kapılmadan, Çin hakkında gerçekçi bir görüş benimsemiştir.
Borç Yükü
Çin’deki son zamanlardaki büyümenin çoğu borç ve gölge bankacılık tarafından finanse edilmektedir. Danışmanlık firması McKinsey & Co bu ay yayınlanan küresel borç raporunda, Çin’in toplam borcunun 2007 yılından bu yana dört katına çıktığını tahmin etmiştir. McKinsey’e göre Çin’in toplam borcu 2007 yılında 7 trilyon dolardan, 2014 yılının ortasında 28 trilyon dolara yükseldi.
Çin’in borç yükü resmi GSYİH’nın yüzde 282’si olup, bu oran ABD ve Almanya’nın borç oranından yüksektir. Birçok gelişmiş ülkenin borcunu azaltmaya çalıştığı dönemde Çin’in borcu her geçen gün artıyor.
Çin’in yüksek borcu özellikle endişe verici çünkü gayrimenkul sektörünün ve yerel yönetimlerin bilanço dışı işlemlerinin aşırı bir ağırlığı var.
McKinsey raporunda “Son bir yıldır, (gayrimenkulde) bir piyasa düzeltmesi başladı. İşlem hacimleri tüm Çin’de yaklaşık yüzde 10 düştü ve satılmamış envanter her geçen gün artıyor” şeklinde yazdı.
Sorun iki yönlüdür. Aşırı borç nedeniyle, küçük fiyat düşüşleri bile borç değerlemelerini etkiliyor ve banka bilançolarını tahrip ediyor. Bu, 2007 yılında ABD’de yaşanan borç krizi senaryosunun aynısı.
Çin’in GSYİH’nın yaklaşık yüzde 15’ini inşaat sektörü oluşturuyor ve sektör istihdama büyük katkı sağlıyor. Devam etmekte olan ekonomik yavaşlama, küçük firmaların batmasına ve istihdamın azalmasına neden olacaktır.