Dünya Çiftçiler Günü , Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu tarafından belirlenen ve 14 Mayıs 1984 tarihinden bu yana kutlanıyor.
Dünya Çiftçiler Günü , Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu tarafından belirlenen ve 14 Mayıs 1984 tarihinden bu yana kutlanıyor. Çiftçiler Günü mesajları, 14 Mayıs’ın gelmesiyle birlikte gündemde yer almaya başladı. CHP Bursa milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Orhan Sarıbal, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle yayınladığı açıklamada, Türkiye’de çiftçilerin sorunlarının çığ gibi büyüdüğünü söyleyerek, “AKP’nin kırsal kesimi ihmal eden emek ve üretici karşıtı tarım politikaları nedeniyle özellikle küçük aile işletmeleri hızla üretimden kopmaktadır. 2000’li yılların başında 3 milyon dolayında olan kayıtlı çiftçi sayısı günümüzde neredeyse 2 milyona düşmüştür. Kırsalda yaş ortalaması giderek yükselmekte olup, günümüzde 55-60 yaşa dayanmış durumdadır” dedi.
CHP Tarım ve Ormancılık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü sebebiyle bir mesaj yayımladı.CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem’in 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü mesajı şöyle:
“Değerli çiftçi kardeşlerim,
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü… Ancak ne yazık ki, ülkemizde çiftçiliğin ve kırsalın hali içler acısı bir durumda. Bu özel günü artık nutuklar ve vaatlerle geçiştirmenin bir anlamı kalmadı. Eğer acil ve köklü tedbirler alınmazsa, yakın gelecekte ülkemiz adına bu günü sadece eskiden çiftçilik yapanları anmak için kutlayacağız.
Üzülerek görüyoruz ki, çiftçilerimiz her geçen gün biraz daha yoksullaşmakta, göç etmekte ve çiftçiliği bırakmaktadır. Üretim maliyetlerindeki fahiş artışlar, iklim krizinin etkileri, pazarlama sorunları, yeterli desteklerin olmaması ve köklü politika eksiklikleri, çiftçilerimizi adeta çaresiz bırakmıştır.
Mazot, gübre, ilaç fiyatlarındaki akıl almaz zamlar, bir avuç tohumun bile altın değerinde olmasına neden olmuştur. Kuraklık, sel ve diğer afetler her yıl milyarlarca liralık zararlara yol açmakta, çiftçilerimiz borç batağına saplanmaktadır. Küresel ısınmanın son yıllarda daha da hissedilir hale gelmesi, geleneksel tarım yöntemlerini işlevsiz kılmaktadır.
Öte yandan aracıların ve tekelleşmenin önüne geçilememesi, ürünlerinizin hak ettiği değeri bulamamasına neden olmaktadır. Emeklerinizin karşılığını alamıyor, kazançlarınız sürekli erimektedir. Yeterli tarımsal destekler, kredi ve sigorta imkânları sunulamamakta, teknik destek ve eğitim eksiklikleri had safhaya ulaşmıştır.
Tüm bu sorunlar, özellikle genç çiftçilerimizi kırsal kesimden göçe zorlamaktadır. Toprağa bağlılığımız her geçen gün azalmakta, atalarımızdan miras kalan bu kutsal mesleğimiz yok olmaktadır. Eğer bu gidişata bir an önce dur denilemezse, yakın gelecekte çiftçilik sadece bir anma günü olarak hatırlanacaktır.
Bugün artık nutuklar, vaatler ve geçici çözümlerle oyalanmanın bir anlamı yoktur. Toprağa, üreticiye ve geleceğimize gereken değer verilmediği sürece, Dünya Çiftçiler Günü’nü kutlamak anlamsızlaşacaktır.
Ülkemizin bugünü ve geleceği için, çiftçilerimizin sorunlarına kalıcı ve köklü çözümler üretmeliyiz. Aksi takdirde, bu özel günü sadece geçmişte çiftçilik yapanları anmak için kutlayacağız. Bunun olmasına kesinlikle izin vermemeliyiz.
Değerli çiftçiler, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, bu ülkenin gerçek efendileri olan sizlerin sorunlarına kalıcı çözümler getireceğiz. Tarım sektörünü yeniden ayağa kaldıracak, çiftçilerimizi hak ettikleri refah seviyesine kavuşturacağız. Çünkü biliyoruz ki, bu ülkenin kalkınması ve geleceği, bereketli topraklarımıza ve emeklerinize bağlıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha Dünya Çiftçiler Günü’nü kutluyor, alın terinize sağlık diliyorum. Mücadelemiz devam edecek!”
Ayrıca TBMM’de Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer yaptığı açıklamada ;1980’de 24 Ocak Kararları sonrası Türkiye’nin tarım politikalarının değiştiğini belirten Gürer, “IMF ve Dünya Bankası hazırladığı raporlarda Türkiye’nin tarımda değil sanayi ve turizmde gelişme önerildi. Bu politikayı AKP acımasız bir biçimde uyguladı. Gübre ve yem fabrikaları kapatıldı, kooparatiflerin içi boşaltıldı. Hem çiftçi hem hayvancılar sorunlarla boğuşuyor. Türkiye Ziraat odalarının 5 milyona yakın üyesi var, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olan çiftçi sayısı 2,3 milyon civarında, sigortalı olarak bu işi sürdüren çiftçi ise bunun dörtte biri kadar” dedi.
Çiftçilikte yaş ortalamasının 55-60 aralığına yükseldiğini, tarım alanlarının ise organize sanayi ya da enerji santralleriyle dolduğunu söyleyen Gürer, “1980’de 28 milyon hektar tarım arazimiz varken 23 milyona kadar geriledi. Sonunda Türkiye buğdayından arpasına Ayçiçek yağından pamuğuna ithal eder duruma geldi. Girdi maliyetleri kontrol altına alınmıyor, ürün satılacağı zaman da düşük taban fiyat uygulanıyor. Çiftçi artık canından bezdi, bu işi yapanlar da yapacak bir işi olmadığından çiftçiliği sürdürüyor” ifadelerini kullandı.
Atatürk’ün Cumhuriyetin ilk 10 yılında uyguladığı tarım politikalarının önemli bir referans olduğunu ifade eden Gürer, bu politikaları örnek alındığı takdirde Türkiye’nin kendi kendine yetebilen bir ülke olabileceğini belirtti. Gürer, “Güneşimiz var, suyumuz var, çiftçimiz var neden üretmiyoruz” dedi.
https://x.com/orhansaribalchp/status/1790369274231427118
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.