5 Aralık Dünya Kadınlar Günü: Cumhuriyet’in Aydınlık Mirası

Her yıl 5 Aralık’ta kutladığımız Dünya Kadın Hakları Günü, Türk kadınının toplumsal statüsünde gerçekleşen en büyük devrimlerden birinin yıldönümüdür. 5 Aralık 1934’te, Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde çıkarılan yasa ile Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı, pek çok Avrupa ülkesinden çok önce tanındı.

Bugün bu büyük kazanımın 99. yılını gururla ve minnetle kutluyoruz.

Bir Devrimin Sessiz Kahramanı: Türk Kadını

Cumhuriyetle birlikte kadın, toplumdaki edilgen bir figür olmaktan çıkarak, hayatın, üretimin, siyasetin ve eğitimin aktif bir öznesi hâline getirildi. Atatürk, kadınların haklarını tanımayı bir lütuf değil, bir milletin çağdaşlaşmasının temel şartı olarak görüyordu.

“Dünyada her şey kadının eseridir.” sözünü söyleyen bir lider için bu adım sadece hukuki değil; aynı zamanda sosyal, kültürel ve ahlaki bir devrimdi.

Avrupa’dan Önce Gelen Özgürlük

1934’te verilen seçme ve seçilme hakkı, dünya tarihine altın harflerle geçti. O döneme baktığımızda: Fransa’da kadınlar 1944’te, İtalya’da 1945’te, Belçika’da 1948’de, İsviçre’de ise 1971’de seçme ve seçilme hakkı elde etti.

Türkiye’nin bu alanda gösterdiği ilericilik, Cumhuriyet devrimlerinin ne kadar köklü ve vizyoner olduğunun en canlı kanıtıdır.

Bir Oy, Bir Vicdan, Bir Gelecek

5 Aralık 1934’ten itibaren Türk kadını artık sadece ev ve aile hayatının değil, milletin kaderini belirleyen karar süreçlerinin de bir parçasıdır.

Kadınların meclise girmesi, yönetimde söz sahibi olması, toplumun yarısının sesinin duyulması anlamına gelir. Bu kazanım aynı zamanda demokrasi kültürünün güçlenmesinde büyük bir rol oynamıştır.

Türk kadını isterse başarır. Cumhuriyetin ışığında yürürse hiçbir güç onu durduramaz. Atatürk’ün büyük vizyonu sayesinde Türk kadını, çağdaş dünyanın pek çok ülkesinden önce demokrasiyle tanıştı; bugün de bu mirası ileri taşımak hepimizin ortak sorumluluğudur.

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü’nün 99. yılı kutlu olsun. Bu kazanımı bizlere armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz saygı ve minnetle…

Bugün bu kutlu gün, hem bir gurur hem de bir hatırlatma niteliği taşır.

Kadın hakları hâlâ korunması gereken, geliştirilmesi gereken bir alandır. Şiddete karşı mücadele, eşit temsil, eğitim hakkı, ekonomik özgürlük gibi alanlarda yapılacak çok iş vardır.

Cam Kırıkları Gibi Yürekler

Unutmayın: Hak verilmez, alınır.
Acılara dayanacak omuz kalmadı artık.
Eller, gökyüzünü tırmalar gibi arıyor hakkını.
Penceresi bile yok coğrafyasız hayatların;
Kimseye lazım değiller ama
Bir yerlerden başlıyoruz yine de,
Belki başka bir yerde bitireceğiz
Müstakil yalnızlıklarımızı.
Bazen güneş bile yakıyor kadın yüzlerini dünyada.
Sokaklarda parçalarımızı arıyoruz,
Rüyalarımıza sığınıyoruz kendi kendimize.
Cam kesiği yüreklerle dolaşıyor kadınlar;
İnsanların tüm gövdelerini acıtıyor bu kesikler.
Akşam, televizyonlarda yine cinayet haberleri…
Düşlerimde vurulmuş kadın çığlıkları.
Gözlerdeki ışıklar sönüyor,
İstatistikler kanıyor ekrana:
Bir yılda dört yüz otuz yedi kadın!
Dört yüz otuz yedi can…
Aşka dair ömürlerin çetelesi tutuluyor.
Günde bir buçuk kadın kurban ediliyor
Medeniyetten uzak soysuzluğa.
Her kadın toprağa düşerken
Acılar havalanıyor gökyüzüne.
Yaşamı yeniden var etme coşkusu
Önce hayalleri, sonra yürekleri yola düşürüyor
Çalışan, direnen kadınların.
Ellerinde yeniden kuracakları bir hayat var.
Cam kırığı yürekli kadınlar artık susmuyor:
Yeter! Yeter! Öldürmeyin!

Şerife Eser

03.12.2017

Yanıt Ver

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.