AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten Önemli Açıklamalar

AK Parti MKYK toplantısı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu. Çelik, Ayasofya’nın ibadete açılmasından sonra UNESCO tarafından kültürel miras olarak kalıp kalmayacağı ile ilgili olarak, “Bu şekilde ibadet mekanı olarak açık olup, kültürel miras içinde olan yerler vardır. UNESCO’dakiler bilsinler; burasının evrensel mirasının korunmasında Türkiye her türlü işbirliğine açıktır. Ayasfoya’nın tüm özellikleri korunacaktır” dedi.

Çelik’in açıklamaları şöyledir :

“Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu bir kere daha ifade ediyoruz. Srebrenista katliamının 25. yılına geldik. Bunun acısı hiç dinmedi. BM askerlerinin buradaki Boşnak masum insanları kendilerine sığındığı halde Sırp katillere teslim ettiler. Sadece Hollanda Yüksek Mahkemesi, verdiği kararda %10’unu sorumlu tuttu. O zaman Hollanda üniforması giyen askerler sorumludur. İnsanlığa karşı suçsuz kalmasın en derin örneğidir. Bu acıyı halen orada yaşayan Boşnak anneler mücadeleyi sürdürüyorlardı. Dünya buna gereken cevabı vermedi.

Avrupa’nın göbeğinde gerçekleştirilen bu soykırıma karşı gerekli cevap verilmedi. Maalesef bu konuda bir adım bile gidilmedi. Örneğin Libya’da Hafter güçlerine destek verildiği biliniyor. Hafter’in terk ettiği yerlerde mezarlar ortaya çıkıyor. Srebrenitsa katliamından sonra dünyanın bu konuda bir şey yapmadığının göstergesidir. Aynı Sırp ordusunun Mymarda’ki soykırımı da Myammar ordusunun gerçekleştirdiği biliniyor. Türkiye bir daha Srebrenitsa olmasın diye kararlılığa sahiptir. Gerek Suriye, gerekse Libya’da bu katliamlar olmasın diye gerekli mücadeleyi vermektedir. Türkiye, Sarrac hükümetine destek vermeseydi, Hafter’in benzer katliamlara adım atacağı kuşkusuzdur. Türkiye, yönettiği göç politikası ile Avrupa’yı korumuştur.

Fransa’dan Libya politikası olarak bütün bu saldırıların sebebini biliyoruz. Orada oyun oynamaya çalıştılar. Bir yandan Hafter’e destek verirken bir yandan da Hafter ve Sarrac arasında arabulucu olmaya çalıştılar. Cezayirli mücahitlerin cesetleri direniş sembolü olmasın diye kafataslarını alıp Fransa’ya götürdüler. Müzede bunları sergilediler. Bunlardan 24 tanesini jest olarak bize göre ahlaksız bir hareketle geri gönderiyorlar. Her gelen Cumhurbaşkanı, Cezayir seçim kampanyasından dolayı özür dilemesi gerektiğini söylüyor. Ama Libya’da da olduğu gibi insanlığa karşı kişilere destek veriyorlar.

Bu korona  ile ilgili olarak Türkiye’ye seyahat yasaklarını da yakından takip ediyoruz. Hiçbirinin sağlam gerekçesi olmadığını söylemek isterim. O ülkelerden Türkiye’ye seyahat yasakları koymaları son derece yanlıştır. Gerekli tedbirler çerçevesinde bu yasakların objektif olarak değerlendirilmesi gerekiyor.

Siyaseti bu kadar dogmatik ele alan yaklaşım olabilir mi? Bir başkası çıkmış Türkiye’nin laik olmadığının göstergesidir diyor. Bu nasıl bir laiklik anlayışıdır. Bu laiklik anlayışının geçmişte yaşanmadığının… Bu laikçilik, laik devlet anlayışına karşı bir tavırdır. 500 yıl boyunca cami olarak kullanılan bir mekanın 86 yıl olarak müze kullanıldıktan sonra tekrar camiye dönüştürülmesi nasıl laikliğe karşı bir durum olabilir. Bunlar ben karşıyım der başka bir şey söyler. Türkiye’nin egemenlik haklarını kullanmasına karşı bir tavırla sergiliyor. Bu toprakların tarihine saygısızlık deniyor. Bu toprakların alnı açıktır. Halen açık kiliselerimiz var. Bunlar devletimizin teminatı altındadır. Biz topraklarımız üzerindeki farklı dinlere ait mekanların, içinde Allah’ın adının anıldığı mekanların korunmasından büyük şeref duyarız.

Bu şekilde ibadet mekanı olarak açık olup, kültürel miras içinde olan yerler vardır. UNESCO’dakiler bilsinler; burasının evrensel mirasının korunmasında Türkiye her türlü işbirliğine açıktır. Ayasfoya’nın tüm özellikleri korunacaktır. Yunanistan başkentine cami olmayan tek ülkedir. En son konuşması gereken onlardır.

Bu ülkede karar alındıktan sonra Ayasofya’nın camiye çevrilmesini idam sayan dönemler geçirilmiştir. Türkiye’de Atatürk’ün verdiği kararların arkasına sığınılarak millete çok çektirilmiştir. Devlet değişen koşullarda kararlar alabilir. Devletin sahibi millettir. Onlar ne derse o olur. Cumhurbaşkanımızın sözlerinin Türkiye’nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı olması düşünülemez.

Yunanistan’dan gelen açıklamaların hiçbir ciddiyeti yok. Yunanistan yine Avrupa’nın çocuğu olarak dünyayı Türkiye’ye kışkırtmaya çalışıyor. 24 Temmuz’dan itibaren namaz kılındıktan sonra her türlü insana açık olduğunu görecekler. Aynı şey Sultan Ahmet ile geçirlidir, diğer yerler için de geçerlidir. Papa’nın bir açıklaması oldu. Ayasofya’ya en büyük sayfı, 1204’teki Papa’nın istilasında Ayasofya belki hiç yaşamadı. Belki de tarihinin en acı günlerini yaşadı. Ortodokslar o yüzden Osmanlı hakimiyetindeyken memnuniyetlerini ifade etmişlerdir.”

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.