Bağımsız Mahkeme Çin’de Zorla Organ Alımının “Geniş Çapta” Gerçekleştiğine Karar Verdi

Geoffrey Nice QC, mahkemenin kararını verdi. 17 Haziran 2019 Londra (Justin Palmer)

Bağımsız bir halk mahkemesi bir yıl süren bir soruşturmanın ardından Çin’deki “çok sayıdaki” vicdan mahkumlarının organları için öldürüldüğünü -ve hala öldürülmeye devam ettiğine- oybirliğiyle karar verdi. Mahkeme başkanı Sir Geoffrey Nice QC, 17 Haziran’da Londra’da yapılan bir oturumda, “Zorla organ toplama, Çin genelinde yıllarca geniş çaplı bir şekilde uygulanmıştır.” dedi.

Mahkeme ayrıca, ruhsal bir uygulama olan Falun Gong  uygulamasını takip eden uygulayıcıların organ tedarikindeki başlıca kaynaklardan biri olduğu sonucuna vardı. Meditasyon egzersizlerinden ve doğruluk, şefkat ve hoşgörü ilkeleri üzerine kurulu ahlaki öğretilerden oluşan ruhsal bir disiplin olan Falun Gong, son yirmi yıldır Çin rejimi tarafından acımasızca zulüm görmektedir. Uygulamanın taraftarları, inançlarından vazgeçirilmek için işkence gördükleri hapishanelere, çalışma kamplarına ve beyin yıkama merkezlerine atılmışlardır.

Sir Geoffrey Nice QC  “Mahkeme, Çin’in organ nakli endüstrisi ile ilgili önemli altyapının ortadan kaldırıldığına dair hiçbir kanıtı yok” dedi – hazır organların kaynağı ile ilgili yeterli bir açıklama da bulunmadığından – ve zorla organ toplamanın bugüne kadar devam ettiği sonucuna varıyor” dedi.

Mahkeme ayrıca kesin delilleri olmamasına rağmen, Sincan’daki Uygur Müslümanlarının Çinli yetkililer tarafından kurulan “yeniden eğitim kamplarında” tutulurken zorunlu organ toplanmasına maruz kalmalarına ilişkin bir “risk” olduğunu söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı ve uzmanlar, şu anda bir milyondan fazla Uygur’un ve diğer Müslüman azınlıkların bu kamplarda gözaltında tutulduğunu ve politik telkine maruz kaldıkları tahmin ediyor.

Daha önce Eski Yugoslavya Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasını gerçekleştiren Yargıç Nice tarafından başkanlık edilen oturumda, dünyanın ilk defa Çin’de zorla organ alımının bağımsız bir şekilde analiz edilmesini sağlayan görevli yedi uluslararası uzman da hazır bulundu.

Mahkeme ayrıca, makul şüphenin ötesinde, Falun Gong uygulayıcılarına karşı insanlık suçları işlendiğini tespit etti.

Yargıç Nice, mahkemenin iki duruşmada sunulan 50’den fazla tanığın ifadesi de dahil olmak üzere mevcut tüm delilleri göz önünde bulundurarak bu sonuçlara ulaştığını söyledi.

Mahkeme, Londra’daki Çin Büyükelçiliği ve sağlık yetkilileri de dahil olmak üzere Çin rejiminin temsilcilerine ulaştığını, ancak onlardan geri dönüş almadığını da ifade etti. . Mahkeme, rejimin sessizliğini, sonuçlara ulaşmada aleyhine delil olarak kullanmadığını söyledi.

Organ Toplama

Mahkeme son 12 aydır Çin rejiminin yaşayan vicdan mahkumlarından – zorla organ toplama olarak da bilinen – organ nakli ameliyatları ve kar için daha önce suç işleyip işlemediğini ve hala bu suça devam edip etmediğini araştırdı.


Yargıç Nice bu suçla ilgili olarak, “Zorla organ toplama geçen yüzyılda işlenen ve ölümle sonuçlanan kitlesel bir suçtur ve eşi benzeri olmayan bir kötülüktür.” dedi.

Bu korkunç uygulamalara ilişkin ayrıntılı raporlar ilk olarak 2006’da ortaya çıktı. Araştırmacılar, Çin’in organ nakil sektörünün 2000 yılından bu yana hızlı bir şekilde genişlemesinin, başta Falun Gong uygulayıcıları olarak, vicdan mahkumlarından organlarının zorla alınmasıyla açıklanabileceği sonucuna vardılar.

Aralık ayındaki ilk duruşma sonrasında Mahkeme üyeleri taslak bir ara karar vererek vicdan mahkumlarından zorunlu organ toplanmasının Çin’de “önemli ölçüde” gerçekleştiği sonucuna vardı.

Bulgular

Çin’deki organ nakli sistemine ilişkin olarak Yargıç Nice, mahkemenin, ortaya konulan bir takım bulgular yoluyla ülkede organ toplamanın “kaçınılmaz” olarak gerçekleştiği sonucuna vardığını   söyledi.

Enver Tohti, Londra (Guanqi / The Epoch Times)

Mahkeme, Çin’deki doktor ve hastanelerin organ nakli için vaat ettiği bekleme sürelerinin – normalde gönüllü organ bağışı sisteminin bulunmadığı bir yerde olamayacak kadar kısa zaman dilimleri – olağanüstü kısa olduğunu gösteren “çok fazla kanıt” olduğunu söyledi. Kanıtlar arasında Çinli doktorlarla yapılan gizli telefon çağrıları olduğu kadar, bir İsrailli doktor tarafından hastasına Çin’de iki haftada kalp nakli yapılabileceğinin söylendiği bir ifadede yer aldı.

Yargıç Nice ayrıca, yapılan nakil sayısı ile ilgili istatistiksel kanıtların, Çin’in gönüllü bağış sisteminin sağladığı rakamlarla eşleşmediğini de belirtti.

Yargıç Nice sözlerinin devamında, 146 Çinli hastanede yapılan altyapı ve kapasite analizine dayanarak, genel bir tahminle Çin hastanelerinde her yıl 60.000 ila 90.000 nakli operasyonunun gerçekleştirildiğini ve bu rakamın Çin rejimi tarafından sağlanan yıllık 10.000 ila 20.000 arasında olduğu söylenen rakamlardan çok daha büyük olduğunu belirtti.

Mahkeme ayrıca, hapsedildikten sonra hayatta kalanlardan elde ettiği bilgilerle, bu kişiler hapsedilirken kan testi de dahil olmak üzere tıbbi olarak testlere tabii tutulduklarına dair tutarlı kanıtlar orya koydu. Yargıç Nice, bu testlerin organ statüsü testleriyle uyumlu olduğunu söyledi.

Bununla birlikte mahkeme testlerin özellikle yersiz göründüğünü, çünkü söz konusu kişilerin tutuklanırken de işkencelere maruz kaldığını belirtti. Testlerin sonuçları da asla mağdurlara açıklanmadı.

Mahkeme ayrıca, organların toplandığına dair doğrudan kanıtları da inceledi. Yargıç Nice, endüstrinin daha yeni başladığı bir zamanda organ alımı yapması için talimat verilen eski bir cerrahın anlattıkları da bunlara dahildir dedi.

Enver Tohti, Aralık ayında yapılan duruşmalar sırasında, sağ göğsünden vurulmuş fakat hala hayatta olan idamla cezalandırılmış bir mahkumdan iki böbreğinin ve bir karaciğerinin nasıl çıkarılıp alındığını anlattı.

Tohti ifadesinde, “Hatırladığım şey neşterimle, derisini kesmeye çalıştım, oldukça kan vardı. Bu, kalbin hala atıyor olduğunu gösterir…Aynı zamanda, benim neşteri derisine sokmama direnmeye çalışıyordu ama çok zayıftı. ”dedi.

Tohti The Epoch Times’ın kardeş medya firması NTD’ye 17 Haziran’da yaptığı açıklamada, gerçekleştirmiş olduğu eylemlerinin yakasını bugüne kadar bırakmadığını söyledi.

Son olarak Tohti, “ Bu kişinin bir Müslüman, bir Hristiyan ya da bir Budist olabileceğini düşünerek onun için dua etmek üzere kiliseye, camiye ve tapınağa gittim.” dedi.

Eylem için Çağrı 

Mahkeme, kanıtların Çin rejiminin insanlığa karşı suç işlediğini gösterdiğine karar verdiğini ama uluslararası yasalar altında tanımlanmış olan soykırım suçunun işlenip işlenmediğine karar veremediğini ifade etti. Bunun sebebi olarak da bu suçun işlenmesinde niyetin ne olduğunun kanıtlanamadığını söyledi.

Ethan Gutmann, mahkemenin 17 Haziran 2019’da Londra’daki kararını vermesinin ardından konuştu. (NTD)

Mahkeme verdiği kararda belirli ya da çok sayıda insanın zihninde soykırım suçunun işlendiğine ya da yüksek bir olasılıkla işlendiğine dair gerekçelendirilebilir şüphe olduğunu belirtti.

Mahkeme, rejimin insanlığa dair işlediği suçlarla ilgili bulgular doğrultusunda hükümetlere ve uluslararası kuruluşlara bir çağrı yaparak onlardan “görevlerini” yerine getirmelerini istedi.  Konu ile ilgili olarak, ” Uluslararası mahkemelerde veya BM’de bu soykırımın işlendiğine dair inceleme ya da takibat başlatmaya gücü olanlar için artık bir görev doğmuştur” ifadeleri kullanıldı.

Çağrının sonunda mahkeme, hükümetlerin bunu yapmak konusunda atıl kalmaları durumunda vatandaşların bir arada hareket ederek hükümetlere baskı yapmaları gerektiğini ve böylece hükümetleri bu konuda harekete geçmeye zorlayabileceklerini söyleyerek tüm dünya vatandaşlarına telkinde bulundu.   

Haber: Cathy He, Epoch Times

Çeviri: G. Hakan Koçman, Epoch Times Türkiye

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.